AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Alevi Bektaşi dernekleriyle gerçekleşen “Can’larla Buluşma” programında isminin Alevi komşuları tarafından konduğunu anlattı. Yıldırım, “Ben Alevi ve Sünnilerin birlikte yaşadıkları bir köyde doğdum. Adımı, Alevi komşumuz koydu. Adımda Ali var. Bin yıllık birlikteliğimizde, Horasan Erenleri, Alevi irfanını güzelleştirdi, ruhumuzu ve maneviyatımızı geliştirdi” diye konuştu.
Yıldırım “Alevi canları beklentileri var, cemevlerinin sorunları var. Bu sorunları torunlara bırakacak değiliz. Konuşarak, görüşerek beraberce çözeceğiz” ifadesini kullandı.
Florya Sosyal Tesislerindeki toplantıda konuşan Yıldırım, “Türkiye topraklarının, sevginin, birlikte yaşama kültürünün yeşerdiği topraklar” olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Adımda ‘Ali’ var”
“Bizler, Aleviler-Sünniler, Kürtler, Türkler, bin yılı aşkındır bu topraklarda ‘etle tırnak’ gibiyiz. Aynı çorbaya kaşık çaldık. Aynı tastan su içtik. Acımızda beraber ağladık, yasımızı beraber tuttuk. Düğünümüzde beraber eğlendik. Semahımızı da yaptık, halayımızı da çektik. Her fırsatta söylüyorum. Ben Alevi ve Sünnilerin birlikte yaşadıkları bir köyde doğdum. Adımı, Alevi komşumuz koydu. Adımda Ali var. Bin yıllık birlikteliğimizde, Horasan Erenleri, Alevi irfanını güzelleştirdi, ruhumuzu ve maneviyatımızı geliştirdi. Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin, ‘yolumuz, irfan ve insanlık sevgisi üzerinedir’ sözü. Aslında yolumuzu en güzel şekilde ifade eder.”
Alevi Bektaşi inancı ve irfanının Osmanlı’nın üç kıtaya taşıdığı hoş görünün kaynağı olduğunu söyleyen Yıldırım, “Hünkar Hacı Bektaş’ın nefesidir bizi diri tutan, kardeş kılan. Farklılıklarımız yok mu? Elbette var. Farklı olmak insanın fıtratında olan bir şeydir. Biz farklılıklarımızı, insanlığın, medeniyetin her zaman zenginliği olarak gördük. Kavga, ayrıştırma nedeni olarak görmedik. Bu farklılıkları kaşıyıp bizi ancak ayrıştırarak, kavga ettirerek bölmeye çalışanlar, hep oldu. Bundan sonra da olacaktır. Aramızda ihtilaflar varsa, bunu canlar konuşarak birlikte çözeceğiz. Konuşarak, anlaşarak, birbirimizi ötekileştirmeden, dinleyerek anlayarak çözeceğiz. Bin yılı aşkın bir süredir nasıl beraber yaşadıysak kardeşlik bağlarımızı güçlendirerek yaşamaya devam edeceğiz.”
Yıldırım, “2009’da Alevi çalıştayları yaptık. Bütün dedeler ve Alevi sivil toplum kuruluşlarıyla bu çalışmaları gerçekleştirdik. Büyük de mesafeler kat ettik. 17 yıl boyunca bu memleket için hizmet ettik. İnsana hizmet Hak’ın rızası içindir. Son cemre geçtiğimiz günlerde bu topraklara düştü. Aslında düşecek bir cemre daha var. Bu cemre 31 Mart’ta gönüllerinize düşecek. Ve İstanbul yeni bir döneme başlayacak. Sizlerden biri, kardeşinize 31 Mart’ta destek vereceğinizden inancım tamdır. Önümüzde nevruz var. 21 Mart, Hazreti Ali efendimizin doğum günüdür. Hazreti Ali, Ehl-i Beyttir. Hazreti Ali Peygamberimizin yol arkadaşı, can yoldaşı, sırdaşıdır. Allah’ın aslanı, ilmin kapısıdır. Hicret gecesi canını hiçe sayarak Peygamber efendimizin yatağında o yatmıştır. Peygamber efendimizin hayatını kurtarmıştır” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Alevi canları beklentileri var, cemevlerinin sorunları var. Bu sorunları torunlara bırakacak değiliz. Konuşarak, görüşerek beraberce çözeceğiz. Bunların çözüm yolu, konuşmaktır, görüşmektir. Rabbim nasip eder, sizler destek verirseniz bütün bunları görüşeceğiz ve İstanbul’da her zaman beraber olacağız. Haklı taleplerinizin takipçisi olacağım. Canlar için hangi hizmetleri yaptığımızı burada anlatacak değilim. Böyle bir huyum yok. Ancak; başarının, kardeşliğin, ülkemizin geleceğinin tek yolunun bir olmaktan, iri olmaktan, diri olmaktan, kardeş olmaktan ve birlikten Türkiye olmaktan geçtiğini biliyorum, buna inanıyorum. Geçenlerde Halkalı’ya gittim. Muhteşem bir eser yapılmış. Türkiye Cumhuriyeti yapıyor. Hacı Bektaş Veli Proje Okulu. Cemevi ve yatakhanesi var. Bir üniversite gibi. Daha güzelleri olacak. Onun için birlikte çalışacağız. Birlikte sevinçlerimizi de, üzüntülerimizi de paylaşacağız. Bu topraklarda kardeşliğimiz bozmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz.”