Umut Oran’ın teklifle ilgili açıklaması şöyle:
“6222 sayılı Yasa 14 Nisan 2011 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasanın 23. Maddesinde ‘bu yasada yer alan suçlarla ilgili yargılama yapmaya HSYK tarafından görevlendirilecek ihtisas mahkemeleri yetkilidir’ deniliyor. Yasa böyle ama HSYK bugüne kadar bu görevini yerine getirmemiş. Bir yıldır, herhangi bir mahkemeyi ihtisas mahkemesi olarak görevlendirmemiş. HSYK başka her işle meşgul olmuş, ama asli görevini daha yerine getirmemiş.
Bu sebeple de ortaya sorun çıkıyor. Konuyla ilgisi olmayan, konu hakkında bir uzmanlığı bulunmayan, sporun ruhunu ve dinamiklerini bilmeyen bir mahkeme davaya bakıyor. Dolayısıyla mahkeme de doğru değerlendirme yapabilme tecrübesine, bilgisine sahip değil. Bu yüzden de davada birçok çarpıklık var.
Biz CHP olarak özel yetkili mahkemelere karşıyız. Bu mahkemeler bugün AKP rejiminin özel mahkemeleri olmuş durumda. Buradaki yargılama pratiğinde birçok insan hakları ihlali var. İşte Balyoz davasında ortaya çıkan son raporla görüyoruz ki sahteliği ayan beyan belli olan deliller bile bu mahkemelerde insanların tutuklanması için birer neden olabiliyor. Yine bu mahkemelerde görülen davalarda masumiyet karinesinin sürekli ihlal edildiğini, soruşturmanın gizliliği ilkesinin yok edildiğini görüyoruz. Bu mahkemelerde görülen tüm davalarda aynı “telefonunu dinle, kaydet, montajla, medyaya servis et, tutukla” operasyon modeli var. Dolayısıyla bu şekilde işleyen mahkemelerden sağlıklı bir sonucun çıkması da zor. Nitekim dava da sağlıklı yürümüyor, soruşturma safhasında sporculardan itiraf almak için bir takım psikolojik baskı yöntemleri uygulandığına, çeşitli yöneticilere hakaret ve darp edildiğine, usulsüz teknik takip yapıldığına dair ortaya çıkan ciddi olaylar var.
Spor Türkiye için çok önemli. Sporla ilgilenen 50 milyon insanımızın gözü bu davada. Ama Türkiye için adalet de, hukuk da, yargı da önemli. Eğer yargı birilerinin bazı yerleri ele geçirmek, bazı insanları sindirmek, bazı insanları yok etmek için kullandığı bir araç olursa biz buna rıza gösteremeyiz. Yargı adaleti sağlamak zorundadır, birilerini sindirme mekanizması olamaz.
Bu davadan da adil, hakkaniyete uygun bir sonucun çıkması lazım. Bunu herkes bekliyor. Bu zamana kadar dava adil bir şekilde yürütüldü mü? Hayır. Ortaya çıkan bu kadar insan hakkı ihlalinden sonra bunu söylemek zor.
Dolayısıyla dava süreci sağlıklı yürümeli. Ancak özel yetkili mahkemelerde herhangi bir davanın sağlıklı yürümesi çok mümkün değil, spor ile ilgili bir davanın sağlıklı yürümesi ise daha da zor. O sebeple değerli milletvekilleri Celal Dinçer, Kadir Gökmen Öğüt ve Veli Ağababa ile birlikte uzman hukukçularla görüşerek bir yasa teklifi hazırladık. Teklif ile yasaya bir cümle ekliyoruz. Diyoruz ki: “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun herhangi bir mahkemeyi ihtisas mahkemesi olarak görevlendirmemesi halinde yetkili mahkeme suçun işlendiği mahal asliye mahkemesidir” Bu sayede davanın özel yetkili mahkemelerden alınmasını ve HSYK’nın görevini hatırlayarak, gereken adımı atmaya zorlamayı düşünüyoruz. HSYK bugün kanunun kendisine verdiği görevi yerine getirmediği için aylarca özgürlüğünden mahrum kalan insanlar var. Böyle bir ayıbı, haksızlığı kabul edemeyiz. Yasa teklifi ile bu haksızlığın tekrarlanmaması için de güçlü bir adım atmış oluyoruz.
Bunun haricinde de şunu diyorum, hükümet ve belli odaklar, artık her yeri ele geçirme, her yere müdahale etme zihniyetinden vazgeçmeli. Türkiye’yi her alanda, bir çatışmaya sokan, insanları birbirine düşüren bu baskıcı algıdan kendilerini uzak tutmalılar. Türkiye daha adil, daha demokrat, daha özgür bir ülke olacak. Bunun önündeki tüm duvarlar da öyle böyle kırılacak. Kimse merak etmesin.”