|
Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kurultayın ikinci gününde parti organları seçimi için adaylık başvuruları devam ederken Ankara İl Başkanı Yaşar Çatak, hazırlanan kurultay bildirgesini okudu. Bildiri daha sonra delegelerin oylarıyla kabul edildi. KURULTAY BİLDİRGESİ'NE KABUL Bildirgede, gerçekleştirilen genel başkanlık seçiminde Deniz Baykal önderliğinde bir kez daha kenetlenildiği belirtilerek, "Cumhuriyet Halk Partisi ülkemizin huzurlu, güvenli ve aydınlık geleceğinin, insan hak ve özgürlüklerinin, çoğulcu demokrasinin, laik cumhuriyetimizin kurum ve değerlerinin güvencesi olmaya her zamankinden daha güçlü olarak devam edecektir" denildi. Ilımlı İslam'a hayır Hükümetin izlediği dış politikaya yönelik eleştirilerin ifade edildiği bildirgede, "Cumhuriyetimizi kuranların 'tam bağımsızlık' mücadelesinin bilincinden yoksun, dış odakların yararına hizmet eden işbirlikçi ve teslimiyetçi politikalarını şiddetle reddediyoruz. Bu anlayışla, Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir maşası olarak kullanılmasını, Türkiye'yi 'Çağdaş, Laik, Sosyal Hukuk Devleti' yörüngesinden çıkarıp, 'Ilımlı İslam devletine' dönüştürme senaryolarını kesinlikle kabul etmiyoruz" denildi. Bildirgede, her türlü terörün lanetlendiği, ülke bütünlüğü ve ulusun birliğini hedef alan terör odaklarına doğrudan veya dolaylı destek sağlayan tüm kesim, kurum ve ülkelerin kınandığı bildirilerek, terör örgütüne doğrudan veya dolaylı olarak destek sağlayan ülkelere karşı hükümetin etkisiz, cesaretsiz ve kararsız bir politika izlediği savunuldu. AB'ye eşit koşullarda üyelik Avrupa Birliği ile ilişkilere de değinilen bildirgede, Türkiye'nin tek hedefinin "eşit koşullu ve onurlu tam üyelik" olması gerektiği vurgulanarak, "AB ile Gümrük Birliği ilişkilerinin, mevcut belirsizlik ortamında ısrar edildiği takdirde yeniden gözden geçirilmesinin zorunlu olduğu" kaydedildi. Bildirgede, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin hukuk devletinin ön koşulu olduğuna işaret edilerek, "Anayasamız ve yargı ile kavgalı olan AKP İktidarının, 'yargının vicdanına saldırılarını', kendi yargısını yaratma çabalarını, kendi çıkarlarına dönük yargı kararları için dış destek arayışlarını ibretle izliyoruz. İktidarın, ülkemizin yargı kurumlarına ve erkine her türlü müdahale ve baskısını kınıyoruz" denildi. Laiklik konusunda en büyük ihanet Laiklikle ilgili değerlendirmelere de yer verilen bildirgede, "Milli görüş gömleğini çıkardıklarını ilan ederek takiye yapanlar, laikliğe karşı cephe açanlar, dini siyasallaştıranlar, tarikatların siyaseti, eğitimi, iç güvenliği kuşatmasına göz yumanlar, toplumumuzun dini duygularını sömürenler, ulusal değerlerimizi yüceltmek yerine köktendinci bir kültürü ülkemizde egemen kılmaya çalışanlar, ülkemizin bütünlüğüne, halkımızın esenliğine, demokrasimizin gelişmesine, devletimizin huzurlu geleceğine en büyük ihaneti yapanlardır" görüşü savunuldu. Bildirgede, çağdaş, laik eğitim ve özgür, tarafsız medyanın aydınlanmanın temel koşulu olduğu belirtilerek, izlenen ekonomi politikalarıyla ilgili olarak da iktidara eleştiriler yöneltildi. Ülkenin ihtiyacının "sıcak para ve ithalatla şişirilmiş, hormonlu, sanal büyüme değil, üretime dayalı, dış rekabet ve ihracat gücü yüksek, sağlıklı, sürdürülebilir hızlı büyüme" olduğu ifade edilerek, "AKP iktidarını uyarıyor, göreve çağırıyoruz; Ülkemizde kimse aç yatmamalı, gelir dağılımında uçurum kapatılmalı, sosyal devlet ayağa kaldırılmalıdır" denildi. Kürt sorunu demokrasi sorunu Bildirgede, Güneydoğu Anadolu'da yaşamın normalleşmesi, ekonomi canlandırılarak mağduriyetlerin giderilmesi gerektiği de vurgulanarak, "Kürt sorunu özünde bir demokrasi ve kalkınma sorunudur. İktidar bu sorun hakkında sadece laf üretmiş, takiye yapmış, çözümden sürekli kaçınmıştır. AKP iktidarı döneminde, başta GAP olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya kamu yatırımları durmuş, desteksiz kalan tarım ve hayvancılık çökmüş, her alanda üretim adeta felç olmuş, işsizlik yüzde 25'lerin üzerine tırmanmıştır" görüşüne yer verildi. Devletin asimile etme hakkı yok Etnik ve mezhepsel farklılıkların ayrışma nedeni değil, kaynaşma ögesi olduğu ifade edilerek, "Devlet etnik kördür, devlete göre dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun eşit haklara sahip yurttaş vardır. Bu nedenle devletin kimseyi asimile etmeye hakkı yoktur. Kişisel kültürel haklar, temel insan hakkıdır. Bu haklar, kamusal alanın değil özel alanın olgusudur" denildi. Ana dilde yayın Bildirgede, "Her kökenden yurttaşın kendi ana dilini özgürce öğrenebilmesi, onu geliştirebilmesi ve kullanabilmesi için temel ve orta eğitimi ikame etmeyen, milli eğitim sisteminin kuralları çerçevesinde görev yapan özel kurumlar (kurslar, dershaneler) kurulabilmesi, geçerli genel kurallar çerçevesinde, kendi ana dillerinde, gazete, dergi, kitap ve diğer her türlü yazılı yayında bulunabilmesi, müzik, müzik kaydı ve bunların toplumla paylaşımını yapabilmesi, RTÜK'ün kuralları çerçevesinde, mevcut veya yeni kuracakları özel televizyon kanallarında veya özel radyolarda kendi anadillerinde yayın yapabilmesinin önünde mevzuattan veya uygulamadan kaynaklanan tüm engellerin kaldırılması" gerektiği görüşüne yer verildi. Kurultay'ın ilk gününde genel başkanlık seçimi gerçekleştirilmiş, seçime tek aday olarak katılan Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bin 21 oyla yeniden genel başkan seçilmişti. Baykal'a karşı yenilen adaylar konuştu: Ayhan Yalçınkaya: Genel başkan adaylığı için yeterli imzaya ulaşamayan Parti Meclisi (PM) üyesi Ayhan Yalçınkaya, "istedikleri sonucu alamadıkları için partiden ayrılacakları" yönündeki iddiaların doğru olmadığını belirterek, "CHP'nin sade üyeleri olmaktan her zaman şeref duyduk" dedi. CHP kurultayının verdiği karara saygılı olduklarını söyleyen Yalçınkaya, genel başkanlığına yeniden seçilen Deniz Baykal'a başarılar diledi. CHP'de yeni bir hareket olduğunun görülmesi gerektiğini anlatan Yalçınkaya, artık birinci gündem maddesinin yerel seçimler olduğunu ve bundan sonra Anadolu'yu karış karış gezerek partinin başarısı için tüm katkıyı vereceklerini ifade etti. Umut Oran: Genel başkan adaylığı için tüzükte öngörülen yeterli imzayı sağlayamayan bir diğer aday Umut Oran, sonucun kendisi için sürpriz olmadığını söyledi. Oran, "Ben baştan da oyunun kurallarını,oyuncularını ve sonucu zaten bildiğimi ifade etmiştim. Bu çerçevede bir sonuç çıktı. Bir sürpriz olarak değerlendirmiyorum" diye konuştu. Samsun Milletvekili Haluk Koç'un ve kendisinin aldığı imza sayısını düşük bulduğunu, beklentilerinin altında bir sayıda kaldıklarını ifade eden Oran, "Ben bundan sonra siyaseti CHP'de yapacağım. CHP'nin daha da güçlenmesi, en kısa zamanda iktidara gelebilmesi için bu çalışmaları yapacağım. En önemli irade kurultay iradesidir. Delegelerin verdiği kararı saygıyla karşılıyorum. Bundan sonra genel başkanımıza, bugün parti yönetimine seçilecek arkadaşlarımıza her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Biz örgütümüzün, delegelerimizin her zaman yanında olacağız" ifadesini kullandı.
|
|
|
|
|
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
|
Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|