Akın Atalay ayrıca “Balbay’ın Cumhuriyet gazetesi için bedel ödeyip ödemediği tartışmalıdır ama Cumhuriyet gazetesinin Balbay nedeniyle maddi-manevi çok ağır bedeller ödediği, halen daha ödemeye devam ettiği kuşkusuzdur.” sözlerini kullandı.
İŞTE AKIN ATALAY’IN SOSYAL MEDYA HESABINDAN YAPTIĞI O AÇIKLAMA:
“Eski yazarımız, CHP İzmir milletvekili Mustafa Balbay kendisine yakıştıramadığımız bir tutum ve söylem içine girerek gazetemizi, yazar ve yöneticilerini havuz medyasına, iktidar güdümündeki yargıya hedef göstermekten, AKP iktidarı ile kayyım ve havuz medyalarının saldırı, yalan ve iftiralarına alet olmaktan çekinmemiştir.
Mustafa Balbay, çok uzun yıllar süresince bu gazeteden ve okurlarından hep sevgi, saygı ve destek görmüştür. Balbay’ın bu gazeteye kattıklarından çok daha fazlasını bu gazete ve okurları kendisine sunmuştur. Bu gazetenin sahibi olan Cumhuriyet Vakfı’nda yönetim kurulu üyeliği, Ankara temsilciliği ve adı gazetecilik mesleğiyle, Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşmiş ender isimlerden olan Uğur Mumcu’nun birinci sayfadaki köşesini daha düne kadar kendisine sunmuş olan gazetesine bunu lâyık görmesi kuşkusuz kendi takdiri ve tercihidir.
Yaşadığımız çok ağır ve olumsuz siyasi, toplumsal, ekonomik gerçeklik karşısında bu konuyu gündeme getirmekten üzüntü duyuyoruz. Ancak, susarak geçiştiremeyeceğimiz birkaç noktayı belirtmek de sorumluluğumuzdur.
“CUMHURİYET İÇİN BEDEL ÖDEYİP ÖDEMEDİĞİ TARTIŞMALIDIR”
Balbay, her fırsatta uzun tutukluluk dönemini kastederek, Cumhuriyet gazetesi için bedel ödediğini söylemektedir. Oysa kendisi, gazetenin kurumsal olarak kendisine verdiği görev ve talimatlardan dolayı değil, kendi tercihleri ve tutumu nedeniyle mağdur olmuş, tutuklanmış ve yargılanmıştır. Hiç kuşkusuz haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kalmıştır; büyük bir mağduriyet yaşatılmıştır kendisine. Ama bu haksızlığın, hukuksuzluğun sorumlularını herkes biliyor: AKP iktidarı tarafından önü açılan, desteklenen, işbirliği yapılan ve ne istedilerse verildiği açık açık ikrar edilen, emniyet ve yargı içinde örgütlenmiş yasa dışı bir oluşum. Balbay’ın Cumhuriyet gazetesi için bedel ödeyip ödemediği tartışmalıdır ama Cumhuriyet gazetesinin Balbay nedeniyle maddi-manevi çok ağır bedeller ödediği, halen daha ödemeye devam ettiği kuşkusuzdur. 2007 – 2008 yıllarında günlük ortalama tirajı 75-80 binlerde olan gazetenin, Balbay’ın tutuklanmasının hemen ardından 2009 yılında büyük bir hızla 50-55 binlere gerilemesi olgusunu anımsatmak yeterli.
Daha birkaç ay öncesine kadar yönetiminde bulunduğu, düzenli köşe yazdığı gazetesinde, kendisinin iddia ettiği gibi “Fetocu” ya da “Kürtçü” diye yaftalanıp, karalanacak bir yazarımız, yöneticimiz ve muhabirimiz yoktur. Bu gazete, düşünce ve yorumlarını köşelerinden özgürce dile getiren bütün yazarlarının arkasında, yanındadır. Tıpkı, daha düne kadar Balbay’ın da arkasında, yanında durduğu gibi…
GAZETENİN SUNDUĞU OLANAKLARI KULLANMAYA DEVAM EDİYOR
Bu gazetenin, halkı bilgilendirme, gerçekleri yazma görevini büyük bir cesaret ve kararlılıkla yerine getiren genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül, gazetecilik görevlerini yerine getirdikleri için “FETÖ’ye yardım ve yataklık” suçlamasıyla tutuklu bulunuyor. Tam da bu zamanda, adeta bu suçlamaya hak verirmiş ya da tanıklık yaparmışcasına gazeteyi, yazarlarını, yöneticilerini “Fetoculuk”, “Kürtçülük” gibi iftira söylemleriyle hedefe koymak, daha da vahimi “beni FETÖ kovdurdu” manşetlerine zemin hazırlamak, bu saçmalıklara, bu ağır ve kabul edilemez iftiralara, haksızlığa neden olmak, bu noktaya kadar sürüklenmek, …
Elbette okurların, vicdan ve iz’an sahibi kamuoyunun takdir edeceği bir durumdur.
Bir yandan bu satırların yazıldığı saatlerde bile gazetenin kendisine sunduğu olanakları kullanmaya devam edip, öte yandan havuz ve kayyım medyası aracılığıyla Cumhuriyet gazetesine bu şekilde teşekkür eden(!) eski yazarımız Mustafa Balbay’a yeni seçtiği yolda başarılar dilerim!..”