Türkiye'nin, 2006 yılını Latin Amerika ve Karayipler yılı ilan ettiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, bu çerçevede, bölgeye iade ziyaretinde bulunulacağını söyledi.

Latin Amerika ve Karayipler bölgesinin 550 milyon nüfusa sahip olduğunu, 3 trilyon dolar GSYH'sı bulunduğunu, 1.3 trilyon dolar da ticaret hacminin olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, bölgenin dünyada öneminin giderek artığını ifade etti.

''BU İKTİDAR İLE BAŞLADI''

Erdoğan, Türkiye'nin, Latin Amerika ve Karayipler'e açılım politikasının AK Parti iktidarı ile başladığını söyledi.

2006'nın bu noktada önemli bir yıl olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, bölge ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi için yol haritası şeklinde bir eylem planı hazırlandığını söyledi. Bu planların paralelinde, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından da Latin Amerika ve Karayipler

bölgesinde, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirme stratejisini de yürürlüğe koyduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, ''İktidarımız öncesinde dış ticaret hacmi bölgeyle, çok çok basit bir rakamdaydı, 1 milyar dolar civarındaydı. Bu rakam 4.5 milyar dolara ulaşmış durumda'' dedi.

Gonsalves'in bu ziyaretinde, gerek ikili planda gerekse tüm Karayipler bölgesiyle ilişkileri nasıl daha ileri düzeylere götürebilme konusunda vizyon ve perspektifleri karşılıklı ifade etme fırsatı bulduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Kendilerinden bölgeyle ilgili de destek talebinde bulunduk. Zira, sözünü ettiğim şekilde bölge ülkeleriyle ilişkilerimizi yoğunlaştırmanın yanı sıra bölgenin çok uluslu kuruluşlarıyla da organik bağlarımızı güçlendirme kararlılığı içindeyiz. Amerika Devletleri Örgütü ve Karayip Devletleri Birliği'nin aktif, daimi gözlemci ülkeleri arasında yer aldık. Bu iki kuruluşun genel kurullarına muntazam katılıyoruz. Latin Amerika'nın en önemli ekonomik entegrasyon örgütü olan Güney Ortak Pazarı ile bir organik ilişki mekanizması oluşturma sürecini de böylece başlatmış bulunuyoruz.

Bu çerçevede Türkiye ile Karayipler topluluğu arasında bir iş birliği forumu oluşturulmasını istiyoruz.

Gelecek aylarda İstanbul'da topluluk üyesi ülkelerle bir toplantı düzenleyerek turizmden, iklim değişikliğine, ulaştırmadan eğitim ve kültür konularına kadar geniş bir yelpazede iş birliği yapabileceğimiz konuları ele almayı öngörüyoruz.

İki ülke arasında uluslararası kuruluşlara adaylıklara üyelik konularında da iş birliği yapma arzusundayız.

Bu konuların başında 2009-2010 BM Güvenlik Konseyi Geçici üyeliğine adaylığımız var. Bu adaylık konumuz, bu yıl kesinleşecek. Bizler Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde, 14 üyesi olan bu birlikten de desteği istiyoruz ve bu konuda da meslektaşım Gonsalvez'den de destek istedik.''

Bir değer önemli adımın 31 Martta oylaması yapılacak EXPO 2015 İzmir adaylığı ile ilgili olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bunun finalindeyiz. Finalde İtalya'nın Milano kenti ve İzmirimizin değerlendirmesi yapılacak. Bu konuda destek alacağızımız ülkeler noktasında gerek cumhurbaşkanımız, gerekse bizler, gerek bakan arkadaşlarımız, bütün dünyadaki ülkelerle irtibat halindeyiz. Bazı bakan arkadaşlarımız gittiler, geldiler. Ben telefonlarla meslektaşlarımı arıyorum, cumhurbaşkanımız da aynı şekilde arıyor. Bu şekilde İzmir'in adaylığı konusunda destek istiyoruz. Gonsalves'den de destek istedik.

Sağ olsun, 2009-2010 ile ilgili olarak yazılı desteklerini de daha önce bildirdiler. Kendileri şimdi İzmir'e gidecekler, burayı görünce İzmir'in buna layık olduğunu da görecekler.''

Gonsalves'in, Medeniyetler İttifakı konusunda bölgesindeki diğer siyasi liderlerin de katkı yapması konusunu değerlendirdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı 2. Zirvesi için meslektaşını

İstanbul'a davet ettiğini bildirdi.

Başbakan Erdoğan, turizm ve eğitim konularının da görüşmede ele alındığını bildirdi.

'DTP, PKK'YI TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN ETMEDİKÇE KENDİLERİYLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANI OLARAK GÖRÜŞEMEM'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP'nin kendisiyle görüşme talebinde bulunduğunu belirterek, ''Bölücü terör örgütü PKK'yı, Parlamento çatısı altında bulunan DTP, terör örgütü olarak ilan etmedikçe, ben kendileriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görüşemem'' dedi.

Resmi bir ziyaret için Ankara'da bulunan Saint Vincent ve Grenadinler Başbakanı Ralph Gonsalves ile Başbakan Erdoğan, görüşmelerin ardından düzenledikleri ortak bir basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladılar.

Bir gazetecinin, ''Demokratik Toplum Partisi, randevu talebinde bulundu mu?'' şeklindeki sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu karşılığı verdi:

''Benden randevu talebinde bulundular. Ve ben, randevu talebine, grup başkanvekilim ve başbakan yardımcımı görevlendirdim. Sayın Türk ve Tuğluk birlikte gelmek suretiyle arkadaşlarımla görüşmelerini yaptılar.

Benim biliyorsunuz baştan beri bir hassasiyetim var. O hassasiyetim de şu; bölücü terör örgütü PKK'yı, Parlamento çatısı altında bulunan DTP, terör örgütü olarak ilan etmedikçe, ben kendileriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görüşemem. Bunu kendilerine söyledim.

AB üyesi ülkeler, hepsi, bu konuda terör örgütü olarak ilan ediyor. ABD, terör örgütü olarak ilan ediyor. Bütün dünyadaki BM kayıtlarına bu şekilde giriyor. Ama hala Parlamento çatısı altında bulunan bir partinin terör örgütü olarak ilan etmeyişini ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak kabullenemem.''

'DTP ETNİK MİLLİYETÇİLİK YAPIYOR'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bunlar (DTP),etnik milliyetçilik yapıyorlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan her ferdi göğsümüze, bağrımıza basıyoruz. Hiçbir ayrım yapamayız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında bir, beraber, bütünüz'' dedi.

Resmi bir ziyaret için Ankara'da bulunan Saint Vincent ve Grenadinler Başbakanı Ralph Gonsalves ile Başbakan Erdoğan, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.

Gazetecilerin sorularına yanıtlayan Başbakan Erdoğan, DTP'nin, GAP ile ilgili hükümetin yaptığı çalışmalarla ilgili eleştirilerini de değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bunun bir seçim yatırımı olduğu ifadesine gelince, bir defa bu siyasi parti ne bölgenin, ne de benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi ve yahut da onlara ipotek koyan bir parti değildir ve böyle bir şey olamaz. Son 5 yılda Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerine yapmış olduğumuz yatırım miktarı 8.4 katrilyona ulaşmıştır. Bunun yanında 46 bin toplu konut inşaatı vardır ve bunların da büyük bir çoğunluğu sahiplerine teslim edilmiştir. Bu konutları niye yapıyoruz? bunların içinde boş il yok. Yani bütün illerde bu konutlar var.

Bunları yapmamızın da tek sebebi, bu illerde kentsel dönüşümü, bir kentsel tasarım çerçevesi içinde gerçekleştirmektir. Bu kentsel değişim ve dönüşüm ile birlikte Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgemizde artık bir kenardan merkeze doğru geliş var.''

AKLISELİM

''Yani şehir yaşamı nedir? Bunu oradaki vatandaşlarımız da görsün istiyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, bu sitelerin bir çoğunda okul ve sosyal donatı alanları, alışveriş merkezleri ve buna benzer birçok tesisin bulunduğunu dile getirdi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Sayısal olarak konut sayısı fazlaysa onlarda. Bu tür yatırımlar yapılıyor. Bazı yerlerde sağlık ocakları yapılıyor. Ve bölgelerde eğitim, sağlık, yollar bütün bunlar yapılırken, şu anda yolu suyu olmayan köylerin adeti Güneydoğu Anadolu'da, Doğu Anadolu'da tarihinde görülmemiş sayıda azdır. Yok denecek noktaya gelmiştir.

Şimdi 5 yıldır bu yatırımı yapan bir iktidar nasıl oluyor da GAP'ı bir seçim yatırımı olarak düşünür. Şu anda biz GAP'ı 5 yılda bitirme hedefliyoruz. Şimdi onların bu ifadelerinden dolayı bu işi yapmayalım mı, geri mi koyalım? bu ülkede hayırlı adımı kim atacaksa yaklaşım şu; bunlar seçim yatırımı yapıyor, böyle saçmalık olur mu? Biz, bunlar zerre kadar aklıselim ile bu işe yaklaşmış olsa şunu söylemeleri gerekir; bu ülkede taş üstüne taş koyanın başımız üstünde yeri var. Bunu söylemeleri gerekiyor.

Biz diyoruz ki, sizlerin şu anda partinize bağlı belediyeler var. Bakın bu belediyelerinizi iyi kontrol edin. Belediyeleriniz yatırım yapsın. Yerel yönetimlerde çalışmalar yapsın. Biz de alkışlayalım. Ve şunu da kimse söyleyemez. Yani, 'AK Parti iktidarında farklı siyasi partiler yerel yönetimlere verilen yardımlarda ayrıma tabi tutulmuştur', bunu kimse söyleyemez. Rakamların hepsi ortadadır. İller Bankası'nın hepsine gönderdiği para ortadadır. Hiçbir ayrım yoktur. Borç kesintilerinde eğer devlete borçları varsa bunda da yüzde 40'ın üzerinde hiçbir belediye kesintiye tabi tutulmamıştır. Diğerlerinde de AK Parti'den de yüzde 40 kesilmiştir.

Çok açık söylüyorum, partimin belediyelerinin yüzde 100 İller Bankası tahakkuku borca mahsup olarak kesilirdi. Çünkü arzumuz hizmettir, ülkemizin 781 bin kilometresini ayağa kaldırma çabasıdır. Biz, filanca parti olaya böyle yaklaşıyor diye de biz, projelerimiz, programlarımızı asla geri bırakmayız. Çünkü hedefimiz; biz bu yola çıkarken batı hangi imkana kavuşmuşsa doğu da aynı aynı imkanlara kavuşacak, kuzey de aynı imkanlara, güney de aynı imkanlara kavuşacak.''

3 KIRMIZI ÇİZGİ

Aynı soruyla ilgili değerlendirmelerini sürdürürken, AK Parti'nin 3 kırmızı çizgisi bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, etnik milliyetçiliğe karşı olduklarını söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bunlar etnik milliyetçilik yapıyorlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan her ferdi göğsümüze,bağrımıza basıyoruz. Hiçbir ayrım yapamayız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında bir, beraber, bütünüz.

Biz bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız. Yani gel yatırımları Akdeniz'e yap, Ege'ye, Marmara'ya, Trakya'ya yap. ondan sonra da Orta Anadolu'yu, Doğu'yu, Doğu Karadeniz'i, Güney Doğu'yu, buraları kendi başına bırak. Bu olmaz. Bu ideal bir devlet yönetiminde, modern bir devlet yönetiminde olamaz. Bizi iyi izliyorsanız, bu bölgelerdeki ayağa kalkışı göreceksiniz.

Biz dinsel milliyetçiliğe de karşıyız. Bizim programımızda dinsel milliyetçilik de yoktur. Ülkemizin büyük bir çoğunluğu Müslümandır. Ama Müslüman olmayanlara da biz inanç güvenliği noktasında aynı mesafedeyiz. Zaten laikliğin gereği de bu değil mi? Tüm inanç gruplarına eşit mesafede olmak. Biz şu anda bunu yapıyoruz.''