S&P analisti Gill, Türkiye'nin sert inişe doğru gidebileceği belirterek, "Ülkenin gelecekteki kredi notunu tahmin etmek zor" dedi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's Türkiye'nin ekonomisinin "sert bir iniş" e doğru yönelmiş olabileceğini ve ülkenin gelecekteki kredi notu ya da görünümünün ne olacağını tahmin etmenin zor olduğunu söyledi.
Standard & Poor's analisti Frank Gill, Londra'dan Bloomberg'e yaptığı açıklamada, S&P'nin daha yüksek bir faiz dışı bütçe fazlası ya da borç oranlarında bir düşüşü içerebilecek, "fazla ısınmaya" karşı Türkiye'nin aldığı önlemleri izlediğini belirtti. Gill, bu önlemlerin kredi notu açısından destekleyici olacağını söyledi.
Gill, Türkiye'nin mali pozisyonunun "fazla gevşek" olduğunu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın aldığı önlemlerin kredilerdeki artışı yavaşlatmada başarılı olup olmadığını söylemek için çok erken olduğunu söyledi.
Gill, S&P'nin dalgalı kur rejimi nedeniyle Türk ekonomisine yönelik sistemik bir şok riski bulunmadığını düşündüğünü belirtti. Gill, Türkiye'nin kamu borcu pozisyonunun "somut bir biçimde iyileştiğini" vurguladı.
Yabancı fon yöneticileri portföylerinde Türkiye'nin ağırlığını azaltmak konusunda hemfikir.
Bazı yabancı fon yöneticilerinin konu hakkındaki görüşleri şöyle:
Kieran Curtis, Aviva Investors (Londra-Gelişmekte olan ülkelerde 1.4 milyar dolarlık bono portföyünü yönetiyor):
"Türkiye'deki yatırımlarımıza lirada ağırlık azalt öngörerek yön veriyoruz ve bu durumdan memnunuz. Türkiye'nin ağırlığını bir ay kadar önce oldukça azaltmamıza rağmen bu hafta pozisyonumuzu artırdık. Şu anki durum 2006'yı hatırlatıyor. O zaman doğru olan dolar alıp faizler artırılıncaya ve parite istikrar kazanıncaya kadar beklemekti. Biz de tıpkı o zamanki gibi TL'de ağırlık azaltarak bonodaki pozisyonumuzu korumaya alıyoruz. Merkez Bankası'nın faizde alacağı kararları daha önce tahmin etmeye çalıştık ama pek başarılı olamadık. Faizlerin yüksek ve getiri eğrisinin oldukça dik olması nedeniyle pozisyon tutmanın maliyeti yüksek. Merkez Bankası'nın açıklamalarına bakınca zayıf TL konusunda rahat olduklarını gördük. Ekonomi için doğru bir politika bileşimi izledikleri konusunda kendilerine güveniyorlar, fakat böyle devam ederse liradaki değer kaybının tahmin ettiklerinden çok daha fazla olacağını düşünüyorum. Faiz artırmak zorunda kalacaklar, ki bunu gecelik faizlerin birkaç yüz baz puan artırarak yapabilirler. Yani eninde sonunda lirayı savunmak için faiz artırmaları gerekecek. Bu da ekonomiyi yavaşlatacak ve cari açığı aşağı çekecek ama kolay bir süreç olacakmış gibi gözükmüyor. Türkiye'nin cari açığı finanse etmesi için haftada bir milyar dolarlık portföy girişi sağlaması gerekiyor. Bu riski göze alacak insanların sayısı tükenmek üzere."
Zsolt Papp, (Gelişmekte olan ülkelerde 1.2 milyar euroluk tahvil portföyü yönetiyor):
"Türkiye konusunda temkinliyiz, yılın başında yaklaşımımız nötrdü. Enflasyon ve cari açık bir süredir arka planda var olan sorunlar, fakat asıl hayal kırıklığı yaratan şey Merkez Bankası'nın faizler konusunda adım atmaması."
"Merkez Bankası enflasyon ve cari açık cephesinde takındığı pozisyondan oldukça memnun. Benimsedikleri bekle ve gör yaklaşımı şu anki şartlarda yetersiz kalıyor. Enflasyon endişelerine karşılık adım atan gelişmekte olan ülke merkez bankalarına baktığınızda, TCMB'nin tepki vermek için çok geride kaldığını görüyorsunuz."
"Mevcut şartlarda dolar lira karşısında 1.80'i test edebilir. TL'nin aşırı değer kaybettiği bir alana gelmek üzereyiz. Faiz artırımı dışında yapılabilecek hiçbir şey yok."