Sabahattin Önkibar
AKP matbuatı, pardon matbuatlara haksızlık etmeyelim mevkuteleri adına Ergenekon denen ama ne olduğu kimselerce bilinmeyen bir esrarengiz hikayeyi kapatılma davası bağlamında kullanmak istiyor.
Dün bu mevkutelerin en basit olanı, Ahmet Necdet Sezer Bey’i bile Ergenekoncu ilan etti.
Amaçları önceki gün yazdığımız gibi, başlattıkları cadı avında karşıt gördükleri herkesi yakmaya teşebbüs etmek.
Vallahi, işi Sayın Sezer’e kadar götüren bu mevkuteler çok yakında AKP’ye kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı için de Ergenekoncu diyebilirler!
Peki ama aradan aylar geçmesine rağmen hâlâ iddianamesi bile hazırlanamayan Ergenekon hikayesi ile AKP’yi nasıl kurtaracaklar?
Diyelim ki bu soruşturmadan bir sonuç çıktı ve suçluları yargı hükmü ile bedel ödedi, AKP’nin bundan ne gibi bir kazancı olacak?
Öyle ya, Ergenekon ile kapatılma davası birbirinden farklı şeyler değil mi?
Ergenekon için bırakın bir karar ya da hüküm, henüz bir iddia bile yoktur.
O zaman sorarım size, değil hükmü, iddiası bile olmayan bir şeye dayanarak terör estirmenin ve insanları karalamanın izahı olabilir mi?
Amaç eğer AKP’ye kapatılma davası Ergenekoncuların eseridir fikrinin tesisi ise, bu ülkemize ve en yüksek yargımıza yapılabilecek en büyük ihanet değil midir?
Birileri böyle bir bakışı ileri sürerse, başkaları da şöyle bir bakışı pekala seslendirebilir.
Yoksa bu Ergenekon olayı AKP’yi mağdur konuma sokmak için özellikle gündeme getirilmiş bir kurgu mudur?
Değilse bu olayın aylarca psikolojik harekat yapılırcasına kullanılması neyin nesidir?
Sorarım size Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bir itham ya da suçlama sebebiyle insanlar, aylarca cezaevinde kalıyor ve imajları bu biçimde tarumar ediliyor?
Cevap verin Ergenekon iddianamesi niçin aylardır hazırlanmıyor?
Yoksa korkunuz iddianame hazırlanır ve yargılamaya gidilirse içeriye alınanlar serbest kalırlar endişesi midir?
Değilse o zaman, o insanları mevcut konuma sokmak gerçek bir zulüm değil de nedir?
Evet, her fırsatta zulüm edebiyatını yapanlar, bu soruyu cevaplamak durumundadırlar.
Hatırlayın, Ankara’da bir Atabeyler operasyonu yapılmıştı.. Bombalar bulunmuş ve Başbakan’a suikast düzenleneceği manşetlere çekilmişti..
Yargının Atabeylerle ilgili hükmü ne oldu biliyor musunuz?
Suçlananların tamamını tahliye...
Şimdi Ergenekon’da aynı şeyler olur diye korkuluyor da onun için mi iş sürüncemede bırakılıyor?
Bakın, burada tekrar tekrar altını çiziyoruz; biz suçu ve suçluyu övmeyiz, varsa bir suç, ceza görsün ama sorarım size 9 ay süren bir dava açma süreci olur mu? Böyle bir tabloda bu ülkenin insanı bu iktidara nasıl güvenebilir?
AKP maalesef işi şirazesinden çıkarmış, toplumu cephelere bölmüştür. Bir kaç gündür kiminle konuşsam, bizi de dinliyorlar mı, bu akşam bizi de alırlar mı gibi Hitler ve Stalin iktidarlarını hatırlatan kaygılar söz konusudur.
İyi de böylesine gerginliklerle bu ülke nereye gider?
Son sözümüz; AKP’li mevkutelere (Medyaya)olacaktır:
Derviş Vahdeti’nin Volkan mevkutesi üslubu ile yapılan yayınların değil Türkiye’ye, AKP’ye de bir yararı olmayacaktır. Tamam, bugün aklınızdan geçmeyecek tarzda yağ-bal kaymak dönemini yaşıyorsunuz ama biliniz ki yanlıştasınız..
İZİN KİMDEN...
Şehitlikte AKP pankartı!
Başbakan Erdoğan her fırsatta şehitler üzerinden siyaset yapmanın yanlışlığına değinmiyor mu? Dahası, aman siyasi fayda olmasın diye, hatırlayın seçim öncesinde şehit cenazelerinin kaldırılması sürecinde camilerden bile insanlar gözaltına alınmadı mı? Alındı.. Şimdi size bir fotoğraf sunmak istiyorum ki bu pek çok gazetede yayınlandı. Fotoğraf şudur: 18 Mart’da yapılan Çanakkale törenlerinde AKP pankartları şehitlikteydi.. Peki ama bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Dün şehitlerin cenaze namazına bile istismar diye karşı çıkan AKP, şimdi şehitlikte pankart açıyor. Sorarım size, acaba o şehitlikte İşçi Partisi benzer bir pankart açsa idi, polis hiç buna izin verir miydi? Ama AKP açınca serbest.. Sorarım size, Perinçek’in partisi pankart açsa Başbakan hemen o gün, bunun adı şehit istismarıdır demez miydi?
DOLGUYA DEVAM...
MNG’yi kim durduracak?
Haber dün gazetelerde yayınlandı. Habere göre turizmin cennet beldesi Güllük de MNG, 49 yıllığına kiraladığı araziye beş yıldızlı otel yaparken iskele için koca bir sahili izinsiz olarak doldurmaya başlamış... Vali Lütfi Yiğenoğlu, konuyu inceleteceğim derken, Kaymakam Bahattin Aşcı ise, uyarmıştım, durdurulmasını isteyeceğim demiş.. Demiş demesine de dolgu işi aynen devam ediyormuş.. Sorarım size, bu Vali ve Kaymakam eğer yasa dışı ise, ki beyanlardan öyle olduğu anlaşılıyor, o zaman bu rezilliğe neden müdahale etmiyorlar?... Yoksa yoksa bu kanunsuzluk için Ankara’dan etkili bir isimden bir telefon mu aldılar?... Lütfen Sayın Vali derhal görevinizi yapınız... Şu Mehmet Nazif ilginç bir adam. Özal döneminde Semra Hanıma yakın diye bilinir, Çiller döneminde Tansucu,Yılmaz döneminde ise şimdi telefonuna bile çıkmadığı Mesutcu diye tanınırdı. Her gün onun evindeydi... Bugün ne yapıp etti ve AKP’lilerle yakınlaştı... Ey AKP’liler bu adamı iyi tanıyın, geminiz yan yatmaya başladığı an orayı terk edecek ilk isim tartışmasız Nazif Günal olacaktır.
MERAK ETTİM!
Engin Ardıç ve Atatürk!
Gazeteciliğe, daha doğrusu TV yorumculuğuna Cem Uzan patentli yapay bir paraşütle inen Engin kardeşde saplantısı mı desem, oynadığı karşıtlık tiyatrosunun sermayesi mi desem, adını bile koyamayacağım bir hal, yani Atatürk düşmanlığı tavrı var.. Hayır kendini Atatürk Milliyetçisi olarak tanımlayan bu satırların yazarına göre de Atatürk gerektiğinde elbette eleştirilebilir ancak Engin Ardıç’ın yaptığı bu değil. O sistematik olarak neredeyse haftada iki kez Mustafa Kemal’i aşağılıyor... Bakın Mustafa Kemal’in belki bazı yanlışları olmuştur ama o küllerinin üstünden, imparatorluk bakiyesi olan çok ırklı yapıdan bir millet yaratmıştır. Eğer o gün o millet yaratılmasaydı, bugün Türkiye diye bir ülke olmayacaktı. Dolayısı ile dönemleri ve insanları neden-sonuç ilişkileri kurulmadan tek düze yorumlamak eğer kasıtlı değilse, en hafif deyimi ile hafifliktir.. Bir dostum önceki gün bana, bu adamın ailesini araştır, karşıtlık tavrını anlarsın demez mi? Ne dersin Ardıç aile dosyanı açalım mı?