Kandil’e, PKK ile röportaja giden Ahmet Altan’la Yasemin Çongar’ın yazdıklarıa göre terör örgütünün en büyük kâbusu kara harekâtı imiş.
Yapılan hava harekâtlarında iddia edildiği gibi zarar görmemişlermiş!
Kuşkusuz PKK’lıların, “Sadece 5 kişiyi kaybettik” açıklaması propaganda amaçlı taktik bir beyandır.. Örgütün yapılan hava herekâtlarında büyük kayıplar verdiği ortadadır.
Ancak bu mutlak hakikata rağmen PKK’nın çökmediği ve çözülme sürecine girmediği de vakıadır.
Kırsaldaki terör yapılanmalarına karşı yapılan hava harekâtları zayiat verdirmekten ziyade psikolojik amaca matufdur... Mağarada gizlenen terör örgütünü havadan atılan bomba ya da füzelerle fiziksel anlamda tamamen imha edemezsiniz de, ruhsal anlamda mukavemetini pekala kırabilirsiniz.
Onun içindir ki TSK, şahit olunduğu gibi çoğu zaman hava harekâtlarının hemen akabinde kara harekâtlarını talep etmiştir.
İlginçtir, AKP bu talebe iktidarları süresince hiç bir zaman sıcak bakmamıştır.
Evet AKP, dün olduğu gibi bugün de kara harekâtına soğuktur ve PKK ile aynı çizgidedir.
Peki bu dolaylı ittifak ya da ortak bakış niye mi?
İkisinin gerekçesi de Türk Silahlı Kuvvetleridir.
PKK’nın TSK korkusu, yapılacak harekâtla fiziki olarak imha edilme olayıdır.
AKP’nin korkusu ise siyaseten zarar görmek ve hatta tasfiye edilmek endişesi ya da vehmidir.
Evet AKP’nin PKK ile kara harekâtında birlik olmasının nedeni, örgüte sempati duyması değil, kendinin bundan zarar görebilmesi kaygısıdır.
AKP her olayda olduğu gibi PKK ile mücadelede bile TSK’nın her istemini sorgulamaya alıyor ve kendi siyasi çıkarları ile irtibatlandırarak komplo teorileri üretiyor.
Neymiş efendim, TSK K.Irak’a girerse, Türkiye ABD ile karşı karşıya gelirmiş ve bu da AKP’nin sonunu getirirmiş!
Neymiş efendim, kara harekâtı sürecinde olağanüstü haller ve sıkıyönetim gibi ihtimaller gündeme gelebilirmiş de, bu da iktidarlarının paylaşılması olurmuş!
Neymiş efendim, kara harekâtıyla Barzani ile Talabani’nin ürkütülmesi ve ekonomik bozulma da AKP’nin geleceğini karartabilirmiş!
Bu ve benzer daha bir çok vehim sonucu olarak AKP kara harekâtına hâlâ mesafeli.
AKP’nin önceliği Türkiye’nin güvenliği değil, kendi siyasi iktidarlarının geleceği olduğu için, PKK ile aynı safa girme pahasına kara harekâtına direndikçe direniyor.
İyi de böylesine vehim dolu önyargılı anlayışla Türkiye’nin sorunlarının üstesinden gelinebilir mi?
Daha da önemlisi devletin en önemli kurumuna güvenmemezlik ve kuşku olacak şey midir?
Ne yani AKP’nin TSK’ya güvenmesi için, Genelkurmay Başkanlığına cemaatten ya da İmam Hatipden birinin mi gelmesi gerekiyor?
Değilse AKP’deki bu asker paranoyası söyler misiniz nedir Allah aşkına!
Bir başka şey, böylesi tutumlar etki-tepki realitesi gereği karşı kesimde enerji biriktirmez mi?
AKP farkında mı bilmiyoruz ama ateşle oynamaya devam ediyor.
AKP çok zorluyor çok.
Fark Yok...
Çankaya Köşkü’ne çağrılmayan milliyetçiler ve Bahçeli!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Çankaya Sofrasına davet edip şarap ikram etiği isimlere bakın: Elif Şafak, Selim İleri, Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz, Rasim Özdenören ve Adalet Ağaoğlu... İsimleri tanımayanlara çok özetle tanıtalım: Elif Şafak, Türkler Ermenilere katilam yaptı diyen ve bunun için hâlâ yargılanan biri... Rasim Özdenören Yenişafak yazarı, AKP şakşakçısı ve malum zihniyetin kalemi.. Diğerlerinin tamamı da solun uçlarından gelen isimler... Görüldüğü gibi kadroda milliyetçi tek bir entelektüel yok. Evet bu fotoğrafla kanıtlanmıştır ki Çankaya Köşkü, milliyetçi aydınlar için adeta yasak bölgedir... Biz bu tabloyu Abdullah Bey’in bakanlıktaki uygulamalarından hareketle Gül adına normal buluyoruz. Abdullah Bey’den zaten farklı bir şey de beklenemezdi... Ancak sorarım size, Abdullah Gül’ü Çankaya’ya gönderen Devlet Bahçeli’nin buna bir tepkisi olacak mı acaba? Ey Bahçeli, işte senin Tayyip Erdoğan’a rağmen Çankaya’ya çıkarttığın kişinin yaptığı bu... Artık onun yaptığı her şeyden sen de sorumlusun... Cevap ver Bahçeli, Çankaya’da neden bir milliyetçi edebiyatçı yok... Böyle birini nasıl Köşk’e çıkarırsın?
KAYITTAN DÜŞÜN!
Türban savaşı ve harekata rağmen piyasalarımızda bayram!
Görüyorsunuz Türkiye’de adeta kıyamet kopuyor. Türban savaşı neredeyse bütün toplumu germiş durumda. Onbinler Anıtkabir’e yürüyor. Toplum laikler, antilaikler diye ikiye bölünmüş durumda. Hadise artık rejim sorunu gibi algılanıyor. TÜSİAD bile feveran ediyor.. Bitmedi; bu türban savaşına ek olarak TSK, K.Irak’a tamıtamına 16 saat süren bir hava harekâtı yapıyor... Söyler misiniz böyle bir tabloda piyasaların gümlemesi gerekmiyor mu? Öyle ya rejim tartışmalarının yapıldığı ve askerinin de komşu toprakları bombaladığı bir ülkede piyasalar her halde çiftetelli oynayamaz.. Realite yani olması gereken bu ama Türkiye’de maalesef tam tersi şeyler oluyor. Türkiye rejim krizi yaşar, kaosa yelken açarken, piyasalarımız bayram yapıp abartısız çiftetelli oynuyor. Borsa çıkıyor, dolar iniyor... Askerin yaptığı bir açıklama sonrasında medyaya “Paşam borsa düşüyor” diye sitem dolu demeç veren Recep Tayyip Erdoğan, merak ediyorum bu tabloya ne diyecek acaba? Biliyorum o susacak da ben söyleyeyim: Türkiye’de piyasalar artık Türklere ait değildir. Dolayısı ile onu tümden kayıttan düşmemizin zamanıdır.
DİKKAT DİKKAT!...
İhlas’ın ses bombaları borsa için mi?
İhlas’dan borsaya önceki gün bir açıklama gönderildi. Buna göre İhlas Suudi’li Tanami Holding ve Azmeel İnternational Şirketler Grubu ile bir mutabakat metnini imzalamışmış.. Evet imzalanan bir proje, yatırım, teşebbüs şu bu değil, ortak hareket etme kararı yani mutabakata varmadır... Hatırlayın aynı İhlas, altın arama ruhsatları aldığı, rafineri kuracağını, büyük toplu konut projelerine gireceğini de medyaya yansıtmıştı... Aradan geçen onca süre içinde yansıtılan bu haberlerin balon ya da ses bombası olduğu ortaya çıktı.. İşte tam bu noktada soruyorum, İhlas’ın borsaya yaptığı bildirim de acaba böyle bir ses bombası mıdır? Amaç yoksa yatırımcıyı münipüle midir? İhlas malum, halka açık bir şirket, dolayısı ile böylesi bildirimler yatırımcıyı etkiliyor... İspatlanmadığı için asla öyledir demeyiz de dün aldığım ihbar mektubunda acayip iddialar var... Eyyy SPK dikkat, dikkat diyoruz...