Gürsoy, serbest bırakıldıktan sonra Ankara Tabip Odası'nın Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası'nda düzenlenen genel kurulunda bir konuşma yaptı.
TTB'den alınan bilgiye göre, Ankara Tabip Odasının genel kurul toplantısı için Ankara'da bulunan Gürsoy, sabah erken saatlerde kaldığı otele gelen emniyet güçleri tarafından Ankara Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.
Gürsoy'un gözaltına alınmasından sonra, TTB avukatları ve yöneticileri de emniyet müdürlüğüne geldiler.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanan Gürsoy, önce adli tabipliğe götürülerek sağlık kontrolünden geçirildi. Gürsoy, daha sonra Ankara Adalet Sarayı'na götürüldü.
Gürsoy'un Ankara Adalet Sarayı'na getirilişi sırasında, bazı TTB yöneticileri ile avukatlarının da adliyede beklediği görüldü.
Gürsoy, Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade verdikten sonra serbest bırakıldı.
GÜRSOY NEDEN GÖZALTINA ALINMIŞTI
Prof. Dr. Gençay Gürsoy'un Basın Kanunu'na muhalefet suçundan arandığı bildirildi.
Gürsoy'un Basın Kanunu'na muhalefet iddiasıyla yargılandığı Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hakkında “yakalama” emri bulunduğu kaydedildi. Ankara Tabip Odası'nın genel kurul toplantısı için başkente gelen ve İç Kale Otel'de kalan Gürsoy, sabah erken saatlerde İnfaz Büro Amirliği ekiplerince hakkındaki yakalama emri kapsamında gözaltına alınmıştı.
'DERDEST EDİLDİM'
Gürsoy, bugün gözaltına alınmasıyla ilgili olarak, “Yaşadığım bu olay bir kez daha dayanışmanın, birlikte olmanın, demokrasinin, insan haklarının önemini vurguluyor” dedi.
Gürsoy, serbest bırakıldıktan sonra Ankara Tabip Odası'nın Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası'nda düzenlenen genel kuruluna katıldı.
Toplantı devam ederken, alkışlar ve “baskılar bizi yıldıramaz” sloganları eşliğinde salona gören Gürsoy, burada bir konuşma yaptı.
“Sizi gerginlik içinde bıraktığım ve üzdüğüm için bağışlayın” diye konuşmasına başlayan Gürsoy, bugün bir hukuk skandalı yaşandığını savundu. Gözaltına alınmasının Türkiye'de demokrasinin ve insan haklarının ne durumda olduğunu gösteren bir örnek teşkil ettiğini ifade eden Gürsoy, 2004 yılında başkanlığını yürüttüğü bir vakfın çıkardığı dergiyle ilgili ön ödeme tebligatı yapılamadığı için kendisine ulaşılamadığı gerekçesiyle hakkındaki gıyabi tutuklama kararı nedeniyle gözaltına alındığını anlattı.
Kaldığı otel odasında sabaha karşı “derdest edilerek” önce karakola daha sonra adli tabiplik ve emniyet müdürlüğüne götürüldüğünü ve oradan adliyeye çıkarıldığını kaydeden Gürsoy, adli tabiplikte muayene için kendisinden 25 YTL talep edildiğini, bu ödemeyi yapmasına karşın muayene edilmediğini söyledi.
“2004'ten beri bekletilen dosya neden bugün harekete geçirildi. Cevabını size bırakıyorum” ifadesini kullanan Gürsoy, İstanbul'da 1 Mayıs olaylarıyla ilgili yaptığı açıklamaları hatırlattı.
Gürsoy, şöyle konuştu: “Bunlarla ilgisi var mı, yok mu elimde kanıt yok. Yıllardır bekletilen dosyanın harekete geçirilmesi, anlamlandırılması gereken bir olaydır. Yaşadığım bu olay bir kez daha dayanışmanın, birlikte olmanın, demokrasinin, insan haklarının önemini vurguluyor.”
Gürsoy'un konuşması sırasında “baskılar bizi yıldıramaz” sloganı atıldı.
Ankara Tabip Odası Başkanı Önder Okay da genel kurul salonuna adliyeden geldiklerini belirterek, Gürsoy'un 2004'ten beri birçok vesileyle basın açıklamaları yaptığını, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüştüğünü hatırlattı. Esas gerekçeyi bildiklerini ifade eden Okay, 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olaylara dikkati çekerek, Şişli Etfal Hastanesi'ne gaz bombası atılmasıyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Okay, “Hekimler olarak gözaltına alınmayı ve susturulmayı kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Steteskoplarımızı kulağımıza takıp, halkın gönlünden ne geçiyorsa aktarmaya devam edeceğiz. Ne söyleyeceğimizi iktidara sormayacağız” diye konuştu.
KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul da AKP eliyle sürdürülen politikalara karşı ciddi bir muhalefet yükseldiğini belirterek, “Yasalara ve hak kayıplarına karşı emek eksenli mücadele yükseliyor. Bunu örgütleyen meslek örgütlerinin toplumsal meşruiyetinin daraltılması için bunlar yapılıyor” dedi.
Kırmızı bültenle hortumculuktan aranan Yimpaş Başkanı Dursun Uyar'ı da polis bulamıyordu taki İçişleri bakanı ve bazı bakanlarla birlikte görünüp resimlerinin çıkmasına kadar. Öyleki dursun Uyar basın'da hakkında çakın yazılar olmasa hala bulunamayacaktı. Fazla üzerine gidildiği için bir gün bulundu da yakalanmış oldu.
Oysa Gencay Gürsoy da ordataydı ve yakalanması için de böyle bir gün seçilmişti. buradaki amaç AKP üzerine giden ve onun yaptıklarını beğenmediğini söyleyenlerin korkutulması korku imparatorluğunun yaratılması.
Tüm bunlara rağmen yaptıkları her açıklama ve uygulama maalesef artık insan kitleleri üzerinde olumsuz etki bırakmakta ve kendi gidişlerini de hızlandırmaktadır. Bu gerçeği Avrupalı yandaşlarıda görmüş ve ifade etmek zorunda kalmışlardır. Hesap günleri yaklaştıkça hırçınlıklarıda armaktadır.