İşte programdan satırbaşları:
“Kürt sorunu var mı?”
-“Kürt sorunu yok. Sınır ötesinden aşıp gelen terör sorunu var. Bölgeler arasında gelir eşitsizliği var.
-Sınır ötesinden gelen terör sebebiyle gelen kalkınma problemi var. Şu an ortada bir çözüm yok. Hapisteki bir teröristle İzmir’de yaşayan bir Kürt vatandaşının hakkını mı isteyeceğiz.
-Benim Çanakkale’de yaşayan Kürt vatandaşıma sorduk mu? Bu adam senin adına yetkili midir diye sorduk mu? Sayın Başbakan o kadar yanlış bir şey yapıyor ki. Silah tehdidi ile oy almış bir partinin neyini temsil ediyorsunuz” şeklinde cevap verdi.
Herkes Türk olmak zorunda mı?
-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak zorunda ve kanunlara riayet etmek zorunda.
“Anayasada Türk tanımı olmasa, Türlük ortadan kalkmış olur mu?”
-Bu niye rahatsız ediyor insanları? Karşı soruda bu.
Adam ben Türk değilim diyor?
-Etnisiteni sormuyor. Sana vatandaşlığını soruyor.
Türkiyeli lafı olmaz mı?
-Oda İtalyanca’dan geliyor. Ne yapacağız? İtalyanca'ya mı dönüyoruz. Bu coğrafyaya bir Türkiye demedik ki. Eski haritalarda İtalyanca Turkia diye yazılıyordu. Muhtemelen de Türkiye oradan geliyor.
-"Türk demekten rahatsız oluyoruz, Türkiye diyeceğiz" Bunlar o kadar saçma, o kadar havada ve zemin bulmayan konuşmalar ki. Tam bu noktada Milliyetçi Hareket Partisi’nin hassasiyetlere vurgusu ortaya çıkıyor.