Ekonomist Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın yüzde 17,5 olan politika faizini 750 baz puan artırarak yüzde 25’e yükseltmesini değerlendirdi.
Türkiye’deki yüksek enflasyona dikkat çeken Eğilmez, “Merkez Bankası’nın politika faizi, bu son artışa karşın hala ciddi biçimde negatif bir faiz oranını yansıtıyor” dedi.
Eğilmez, kendi internet sitesinde yayımladığı yazıda, bir tablo üzerinden Merkez Bankasının politika faizini artırmasının olumlu ve olumsuz etkilerini değerlendirdi.
Eğilmez’in yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Bu tablo, Merkez Bankası’nın yaptığı politika faizi artışının kısa vadede yaratacağı sonuçları veriyor. Tabloyla ilgili birkaç açıklama yapmakta yarar olabilir: Kurdaki düşüş (TL’nin yabancı paralara karşı değer kazanması) ithalatı TL cinsinden ucuz, ihracatı ise pahalı hale getirdiği için ithalatı artırır, ihracatı düşürür. İthalatın artması tabloda ithalatçı açısından olumlu olarak gösterilmiş olmakla birlikte toplum açısından olumsuzdur. İhracatın düşmesiyle yerli tüketicilerin olumlu etkilenecek olmasının nedeni ihracatçıların, ihraç edemeyeceği malları iç piyasada satışa sunması ve bu şekilde iç piyasada artan arzla birlikte fiyatlarda ek düşüş yaşanmasıdır. Bu olguyu, mesela Rusya’ya ihraç edilemeyen domateslerin iç piyasada satılmasıyla domates fiyatlarının düşmesi biçiminde ara sıra yaşıyoruz.
Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’e yükseltmesinin ilk sonucu kur üzerinde görüldü, TL, yabancı paralara karşı değer kazandı. Piyasada, Merkez Bankası’nın faizi artırmaya devam edeceği kanısının doğmasıyla birlikte dövize olan talepte düşüş eğilimi ortaya çıkınca kur da geriledi. Diğer etkiler biraz daha zamana bağlı olarak ortaya çıkacaktır.
Bununla birlikte bu tabloda yer alan bazı sonuçların mutlaka burada gösterildiği gibi çıkması şart değildir. Örneğin bu faiz artışı eğer başta yargı bağımsızlığı (hukukun üstünlüğü) ve demokrasinin güçlendirilmesi gibi yapısal reformlarla desteklenirse ya da toplumun beklentilerinde çeşitli nedenlerle iyileşmeler ortaya çıkarsa o zaman sonuçların bazıları farklı olabilir. Örneğin yatırımlar düşmeyebilir, hatta yabancı yatırımlarla birlikte yatırımlarda artış görülebilir. Güven artışı beklenenin çok üzerinde gerçekleşebilir.” (