Öztürk: "Ak Parti'ye girseydim, anıtımı dikerlerdi"
CHP'nin 36. Adalet ve Cesaret Kurultayı'ndan hemen sonra, son günlerin en çok konuşulan ismi
ile konuştum.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Ardahan Milletvekili Büyükelçi Öztürk Yılmaz..
Öztürk Yılmaz kimdir?
Musul Başkonsolusu iken IŞID tarafından 101 gün esir edilen bir diplomat. Özgürlüğüne
kavuştuğunda zamanın Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından alnından öpülerek karşılanan bir
CHP'li siyasetçi.
Ak Parti iktidarı, özgürlüğünün ardından, kahraman ilan ettiği bu diplomatı ödüllendirdi ve
Başkonsolosluk'tan, Büyükelçiliğe terfi ettirdi.
CHP ise, bu diplomatı partiye davet etti ve milletvekili adaylığı önerdi AK Parti Genel Başkanı
Davutoğlu'nun alnından öptüğü Büyükeçli Öztürk Yılmaz, CHP'den Ardahan Milletvekili seçildi.
Ardından da Başkanlık Divanına yani, Kemal Kılıçdaroğlu'nun en yakın kurmayları arasına alındı ve
Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yapıldı.
Meclis'e giren Yılmaz, bir süre sonra AK Parti'nin hassas konularının üzerine gitmeye başladı.
Haftada birkaç defa TBMM'de düzenlediği basın toplantılarında iktidarın, başta Suriye politikası olmak
üzere Orta Doğu ve dış politikasını eleştirmeye başladı.
Yunanistan'ın Ege'deki 18 adayı işgal ettiğini Meclis gündemine taşıdı. Emekli Kurmay Albay,
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım'ın 2011 yılından bu yana seslendirdiği bu
işgali Meclis çatısı altına getirdi.
Adaların işgali, iktidarın yumuşak karnıydı. İşgal edilen adalar Yunanistan tarafından
silahlandırılıyor, top seslerininin Bodrum şehir merkezinden duyulan tatbikatlar yapıyordu
Yunanistan.
Yunanistan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı işgal ettikleri
adalara gelerek keçi çeviriyorlardı. İktidar ise sessiz, bir Nota bile vermeyerek yaşananları
seyrediyordu. Oysa kamu oyu giderek bu duruma tepki gösteriyor ve Yunanistan aleyhinde sesler
yükselmeye başlıyordu.
Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi yanına askeri ataşeyi de alarak CHP Genel Başkan
Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ı ziyaret edecek ve "Hükümetin sesi çıkmıyor. CHP olarak bu işe siz de
karışmayın" diyecekti. Ancak CHP'den sert bir şekilde "bize talimat vermeyin" yanıtını alarak genel
merkezden ayrılmak zorunda kalıyordu.
"ÖSO= Başkesen örgüt "
Öztürk Yılmaz, son olarak Türk Askeri ile birlikte Afrin harekatına katılan Özgür Suriye
Ordusu'nun "başkesen" insanlardan oluştuğunu söylemesiyle, bütün tepkileri üzerinde topladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ulan" diye başlayan cümlelerle tepkilerine neden olacak ve
Erdoğan ÖSO'yu Kuvayı Milliye'ye benzetecekti. Ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu işi
kişiselliğe dökerek Öztürk Yılmaz'ın Musul'daki esaret günlerine ilişkin bilgileri ortaya saçacaktı.
Ak Parti sözcüleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu ve eski bakan Volkan Bozkır tarafından "hedef tahtasına" konulan, CHP'nin "olay
ismi", Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Büyükelçi Öztürk
Yılmaz ile kurultaydan hemen sonra bir görüşme yaptım.
Öztürk Yılmaz'ın "çok dolu" olduğunu farkettim. Deyim yerindeyse "burnundan soluyordu".
Sorularıma verdiği çok önemli cevaplardan da bu öfkeyi farkedeceksiniz..
"Koruma istemiyorum"
Soru: Hedefteki isimsiniz. Koruma polisi talebiniz oldu mu?
Öztürk Yılmaz: bir koruma talebim olmadı. Beni korumakla görevli olan devletin kendisi zaten bunu
yapıyor. Devletin Cumhurbaşkanı, devletin İçişleri Bakanı bunu yapıyor. Dolayısı ile ben yanıma koruma
alıp da bunlara kendimle ilgili tüm istihbaratları verecek değilim. İstemiyorum. Bir milletvekiline böyle
aşağılık muamele yapanlardan ben hiçbirşey istemiyorum, bunun hesabını soracağız.
"Ben de Cumhurbaşkanına "ulan" diyorum."
Soru: Cumhurbaşkanı tarafından "ulan" kelimesine muhatab oldunuz..
Öztürk Yılmaz: Ben de kendisine "ulan" dedim. Kimse bana "ulan" diyemez. Dediği zaman misliyle
gereken cevabı alır.
" Çavuşoğlu, görevden alınacak."
Soru: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da sizinle ilgili düşüncelerini çok kişiselleştirdi.
Öztürk Yılmaz: Benimle ilgili söylediği herşey yalan. Yalancı, iftiracı bir bakan zaten. Göreceksiniz,
bakanlık görevinden alınacak. Götüremiyor bakanlığı, başkaları Dışişleri Bakanlığı yapıyor. O, önce gidip kendi fetö geçmişine baksın. Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanıyla pazarlıklarına baksın. Fetö'cü,
himmetci gruplarla ilişkilerine baksın Benim elimde çok şey var söyleyecek.
"Ak Parti'ye girseydim, anıtımı dikerlerdi"
Soru: Musul baskınından sonra Başbakan Davutoğlu sizi alnınızdan öperek, kahraman gibi
karşıladı. Siz Ak Parti'de siyaset yapsaydınız bu sözlere muhatab olur muydunuz?
Öztürk Yılmaz: Muhtemelen anıtım dikilmiş olurdu, antımı dikerlerdi.
Bizler, Allah'a inanmış insanlarız.
Orada, o kadar çok eziyetle tek başıma mücadele etmiş insanım. Ülkem için yaptıklarımdan pişmanlık
duymam. Biz Kuvayı Milliye ruhuyla çalışan insanlarız. Biz öyle yetiştik, ailemiz bize yalan söylememeyi
öğretti, dik durmayı öğretti. "Korkak" diyorlar, korksam alayınıza başkaldırmam. Yürüyün bakalım. Kim
bunlar ya? Türkiye, bunların işgali altında. Ne kadar fetöcü varsa akp istihdam ediyor. Fetö bizatihi
AKP'nin kendisidir.
"Bunlara başkaldırmak lazım."
Yeter artık. Bunlara başkaldırmak lazım. Ölümse ölüm. Ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. Ancak, bu
aşağılık insanlarla mücadele ederek ölmek istiyorum. Benim önümü kesmediler, Büyükelçi yaptılar,
beni kahraman ilan ettiler. Bu iftiraları yapanlara ses çıkardığımız için mi bana bunu yapıyorlar.
"ÖSO, Baş kesen adamlardır"
Soru: Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kimdir?
Öztürk Yılmaz: ÖSO dediğiniz, oradaki radikal cihatcı grupların oluşturduğu bir oluşumdur.
Tiplerine baksanıza. Baş kesen adamlar. Bunun adını niye koymuyorsunuz? Bunları Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin önüne koymanız, benim kanıma dokunuyor. Bundan en fazla TSK'daki insanlar
rahatsız. Ama devir böyle.. ÖSO'yu Kuvayı Milliye'ye benzetmek, milyonlarca insanin kanına dokunuyor.
Ben Kuvayı Milliye ruhu ile yetiştim.
"Koruma polisim, IŞID'la yeyip içen bir adamdı"
Soru: Musul'da koruma polisiniz Abdülsettar Yaşar'ın anlattıkları..
Öztürk Yılmaz: Koruma polisi, İŞİD'in arkasında Namaz'a durdu. 'Bunlara (IŞID) yakınım' dedi.
Onlarla yiyip içip, oturup kalkan bir adam. Bu adam bana, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin IŞID'ı
tanıdığına ilişkin belgeyi imzalatmak istedi. IŞID, beni kameraya çekmesi için bu adamı
görevlendirdirdi. Böyle bir adamı konuşturuyorlar.
"Bana tezgah mı kurdunuz?"
O zaman aklıma şu soru geliyor. Siz bunlarla (IŞID) işbirliği mi yaptınız? Bana tezgah mı kurdunuz?
101 gün bizim hayatımızı yok ettiniz. Siz ne yaptınız Allah Aşkına? Bu konuyla ilgili söyleyeceğim
çok şey var.
"Erken seçime gidiyoruz.."
Soru: Bu tartışmalar erken seçim habercisi mi?
Öztürk Yılmaz: AKP seçim propagandaları yapıyor. Ülkeyi seçime hazırlıyor ve ben erken seçim
bekliyorum. Bu benim şahsi görüşüm. Çünkü devlet imkanlarını kullanarak il ve ilçe kongrelerinde bile
milli meseleleri ayak üstü ağızlarına aldıklarına göre demek ki erken seçime gidiyoruz. Bu gidişat
seçime gidişi gösteriyor. Bizim de buna hazırlıklı olmamız gerekiyor