Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bakanlara ‘danışmayın’ talimatı vererek sonlandırdığı McKinsey konusunun gelecekte yaratabileceği risklere ekonomi kurmaylarından IMF’li uyarılar geldi.
IMF’nin geçmişte yapılan 19 stand-by anlaşmasının her birinde Türkiye’nin IMF ile her stand-by anlaşmasında kendine özgü bir alanını kaybettiğine işaret edilerek, tütün ve şeker üretimine müdahaleler hatırlatıldı. Bu kapsamda McKinsey ile temasların sürdüğü dönemde kapitalist sistemin Türkiye’nin yine bir alanından feragat etmesini isteyeceği endişesini taşıdıklarını dile getiren uzmanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mc Kinsey anlaşmasına son vermesinin de bu açıdan önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye ile IMF arasında 1947 yılında başlayan, 1961 yılında ilk stand-by anlaşmasıyla borçlu-alacaklı ilişkisine dönüşen süreci, 52 yıl boyunca yapılan 19 stand-by anlaşmasından kalan 426 milyon dolarlık son taksiti de 2013 Mayıs ayında ödeyerek kredi borcunu tümüyle kapatmış, borçlu ülkeler listesinden çıkmıştı.
Geçen süre zarfında Türkiye, küresel krizde ihtiyaç duyulacak yeni kaynaklar için IMF’ye borç taahhüdünde bulunan bir ülke haline de gelmişti. Genellikle krizlerin ardından mecburi olarak stand-by düzenlemesine giden Türkiye, bu süreçte IMF’den 50 milyar doların üstünde kaynak sağlamıştı.
HER STAND-BY BİRŞEY GÖTÜRDÜ
Ekonomi kurmayları ise stand-by anlaşmasının yapıldığı her dönemin ardından dayatılan bazı kararların olduğuna dikkat çekiyor. Bu kapsamda tütün üretim alanlarının daraltılmasının bir stand-by anlaşması sonrasında başlatıldığını kaydeden uzmanlar, bir başka anlaşmada da şeker üretimine kota sınırı getirilmesini içeren müdahaleyi hatırlattı.
Her iki adımda da ağırlıklı olarak ABD’li sigara firmaları ve şeker üreticisi firmaların karlarının artırılmasının, yerli üreticinin zorluk içerisine itilmesinin önünün açıldığını kaydettiler.
İLAÇTA YERLİLİK KALMADI
Yine 2001 krizi sonrası 17’inci stand-by anlaşması sonrasında ise Türkiye ilaç sektörünün zarar gördüğünü, üretim ve dağıtım ağını kaybettiğini hatırlatan uzmanlar, “Yüzlerce ilaç dağıtım firması vardı. Şimdi neredeyse tamamı yabancıların elinde” değerlendirmesi yaptı.
TURİZMİN YÜZDE 15’İNİ YERLİLEŞTİRDİ
Ancak son zamanlarda atılan bazı adımların artık Türkiye’de milli ve yerli alanların önünün açılmasını sağladığını kaydeden kurmaylar bunlara verdikleri örneklerin başında turizm sektörünü gösterdiler. Bu kapsamda Türkiye’nin bacasız fabrikası olarak nitelendirilen turizm sektörüne yönelik geçen yıl Mart ayında alınan bir kararı hatırlatan kurmaylar, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) tarafından, birlik üyesi seyahat acentalarına karşı gerçekleştirilen haksız rekabetin önlenmesi amacıyla online rezervasyon portalı Booking.com’a açılan davaya dikkat çektiler. Dava sonrası, Türkiye'deki faaliyetlerine tedbiren durdurma kararı verilmesiyle Türkiye turizm ve otelcilik pazarının yüzde 15’lik gelirinin ülkede kalmasının sağlandığı ve ABD’ye verilmediğini hatırlattılar.
LOKANTA SEKTÖRÜ DE KURTARILDI
Yine bir başka yerli alan olan lokantacılık sektörünün de yıpratıldığını anlatan kurmaylar, Rekabet Kurulu’nun Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri A.Ş., Edenred Kurumsal Çözümler A.Ş., Network Servisleri A.Ş., Multinet Kurumsal Hizmetler A.Ş., Winwin Hizmet Yönetimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Set Kurumsal Hizmetler A.Ş. hakkında soruşturma açtığını kaydetti.
Kurmaylar, “Sodexo ile Edenred'in ihalelerde danışıklı hareket etttikleri belirlendi. İhaleleri ve müşterileri paylaştıkları, satış şartlarını birlikte belirledikleri ve rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırdıklarını tespit etti. Böylece 4054 sayılı Kanun'u ihlal ettikleri, ayrıca yemek kuponu/kartı sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin ortak hareket ederek restoranlardan yüzde 7-10 arasında değişen yüksek oranlarda komisyon aldıkları da ortaya çıktı.
Böylece yemek kuponu/kartı sağlayıcısı firmaların, lokanta, restoran ve büfeler ile yaptıkları anlaşmalarda güçlü taraf olarak kendi lehlerine haksız kazançlar sağlayarak, bu işyerlerini zor duruma düşüren piyasa koşulları oluşturdukları belirlendi” hatırlatması yaparak, yemek kartları komisyon oranlarına yüzde 4.5 oranında sınır getirilmesiyle bu soyguna dur denildiğine dikkat çektiler.
SİSTEMİ ONLAR KURGULUYOR
Tüm bunların kapitalizmin kurguladığı ve ülkelerin yerli alanlarının soyulmasının önünün açılmasını sağlayan sistem olduğunu kaydeden kurmaylar, son günlerde ABD’li danışmanlık firması Mc Kinsey ile temasların da endişe ile izlendiğini belirttiler.
Anlaşmanın yapılması halinde kapitalist sisteminTürkiye’nin yine bir alanından feragat etmesini isteyeceği endişesini taşıdıklarını dile getiren uzmanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mc Kinsey anlaşmasına son vermesinin de bu açıdan önemli olduğunu dile getirdiler.