“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”
Tazminat Edebiyatı’nın usta şairi Ziya Paşa’nın bu beytine bayılırım.
Ziya Paşa diyor ki; “Nasihat ile uslanmayanı azarlamalı. Azarlama ile uslanmayanın hakkı dayaktır.”
Aklıma sık sık okuduğum Ankara Gazi Lisesi gelir. Edebiyat öğretmenimiz bize öğüt vermek istediğinde ya da bizi uyarmak-azarlamak  istediğinde sözlerini bu beyit ile bağlardı.
O günden bugüne ne zaman haddini bilmez biri ile karşılaşsam veya haddimi aşsam kulaklarımda Ziya Paşa’nın bu beyti…
***
Bu söz kurumlara da uyarlanabilir mi? Kurumların “köteği” de kapatılmaktır herhalde…
***
Birkaç zamandır Devlet Planlama Teşkilatı üzerine araştırma yapıyorum. Her zaman dikkatimi çekmiştir, sanki siyaset okuludur bu kurum. Bugün DPT kökenli bir çok siyasi isim sayabiliriz.
Planlamacılar siyasete bulaşınca, “planlı bir Türkiye” tablosu oluşmuştur herhalde…Mesleğin doğal getirisidir ya!...
***
Şöyle bir hatırlayalım:
DPT, 30 Eylül 1960’da kuruldu. İlk beş yıllık kalkınma planı 1963 yılında yürürlüğe girdi. 2005 yılına kadar kalkınma planları beş yıllık olarak belirlendi. Dokuzuncu Kalkınma Planı,
Avrupa Birliğine üyelik sürecine katkı sağlayacak temel strateji dokümanı olarak tasarlandı. Plan dönemi AB mali takvimi dikkate alınarak 2007-2013 yıllarını kapsayacak şekilde 7 yıllık olarak belirlendi.
 
DPT’NİN KADERİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2009 yılında, “yatırım ve harcamalarda kurallı davrandığı” gerekçesi ile DPT için “kapatalım gitsin” dedi.
Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından stratejik plan başladı ve bir yıllık çalışma sonrasında DPT, “think-tank ”  yani düşünce üreten bir kuruluş formuna dönüştürüldü.
***
1Ekim 2010’da DPT’nin 50. Yıldönümü nedeni ile düzenlenen resepsiyona katılımın az olması, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü üzdü. Gül üzüntüsünü, “Meclis’teki DPT kaynaklı milletvekilleri gelse bu salon daha kalabalık olurdu.” sözleri ile ifade etti..
Oysa Gül, 2004 yılında daha Dışişleri Bakanı iken, DPT’yi ilk kez kendisi uyarmıştı. Abdullah Gül, kamu kuruluşlarından AB uzmanlarını kendilerine bildirmelerini isteyen DPT’ye, “yetki Avrupa Birliği Genel Sekreterliği”nde hatırlatmasını yapmıştı. Yani, DPT’nin kulağını çekmişti.
***
8 Haziran 2011’de yürürlüğe giren Bakanlıkları yeniden düzenleyen Kararnamelerden biri de Kalkınma Bakanlığı için hazırlanmıştı. DPT’nin ismi ve kamu idareleri içindeki statüsü değiştirilerek Kalkınma Bakanlığı haline dönüştürüldü.
Yani artık Devlet Planlama Teşkilatı yok…
DPT’nin görev ve yetkileri aynen Kalkınma Bakanlığı'nda sürecek olsa bile bu durum basit bir isim değişikliği olarak mı değerlendirmeli…
Yoksa;
“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” demeli?!...