Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
IMKB
9.550,000
ALTIN
3.005,890
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
GÖKÇEK, HERKESTEN İSTİFA BEKLERKEN KENDİN DE DÜŞÜNMELİ
 Cahit Saraçoğlu 10 Haziran 2011 Cuma  
Başkent Ankara’nın 3’üncü dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yapan Melih Gökçek, 3 dönemdir Başkent’in ücra semtlerinde kendi tespit ettiği fakir ailelere başta ekmek olmak üzere, gıda ve kömür yardımı yaptı. Bu yaptıkları da 3 dönem boyunca kendisine oy olarak döndü. Seçilmesinde bu insanlar önemli oy potansiyeli yarattı. Öyle ki 2003 yılı Ekim ayı başında Ankara’nın en gözde ve en önemli merkezi Kızılay’da kavşakları ve ışıklı-düzayak yaya geçitleri yayalara kapatarak, metro inişlerini kullanmaya zorlama uygulaması ile ilgili “Halk oylaması” yapmak istediğinde de, kendisine taraftar sağlamak için ücra semtlerde yaşayan ve yardım yaptığı aileleri otobüslerle Kızılay merkezine getirtip oy kullandırmak istemişti. Hatta o günler, “Gökçek, ‘Cumartesi günü gelip oy kullananlar, evlerine dönerken parmaklarında boya varsa, otobüse ücretsiz binecekler. Amacımız, oy kullanımını çoğaltmak. Hatta toplu olarak otobüs isteyenler olursa Kızılay’a gelmeleri için otobüsü de göndereceğiz. Buraya bedava getireceğiz’ diye konuştu” şeklinde basına yansımıştı. Ama daha vahimi ise otobüslere “balık istifi” misali yükleyip getirttiği bu vatandaşların o güne kadar Kızılay merkezine hiç gelmemiş ve dahi görmemiş olduklarının anlaşılmasıydı. Bu içler acısı durum karşısında Gökçek hiçbir şey diyememişti. Neyse ki; Ankaralılar (Ankara’yı bilmeyenlerden) daha duyarlı davrandılar da, Kızılay ve Atatürk Bulvarı yayaların metro alt geçitlerine indirilmesi sayesinde bir otoyola dönüşmekten kurtarıldı. Ama bu da çok kısa sürdü.... Her Avrupa ülkesinin Başkenti ile anılan bulvarları vardır. Fransa’nın Şanzelize’si gibi. İşte öyle bilinen bir bulvar olan Atatürk Bulvarı da Gökçek sayesinde yaptırılan üst geçitlerle sıradan bir cadde konumuna dönüştürüldü. Bulvar özelliği yitirildi. Başkent’le anılan Atatürk Bulvarı kavramı kayboldu gitti. Atatürk Bulvarı kısmi bir otoyola dönüştürülmüş oldu. Gökçek, Ankara’ya doğrudan kendi plan ve projesi kapsamında sadece ana cadde üzerine su havuzları, köprülü kavşaklar (ki bu kavşaklar da KİK yasası yürürlüğe girmeden 2003 yılında alınan bir belediye meclis kararları ile yaptırılıyor. Halen de Belediye Meclisi’nin bu kararı ile Ankara’nın bir yerinde köprülü kavşak her zaman yaptırılabilir.) yaptı. Demirden üst geçitler yaptı. (Ankaralı yüksek üst geçidin merdivenlerini çıkmakta zorlandıkları için hiç kullanmadı. Ve olduğu gibi demir üst geçitler çürüdü. Başkan Gökçek de bu eserini bir yıl olsun bugüne kadar boyatmadı.) Sonuç itibariyle Başkentin “Şehr-i Emin”i Başkan Gökçek, kendi ifadesi ile 2004 yılında Ankara’da 53 alt geçit, 18 yaya üst geçidi hizmete soktu. “Yayalarca ne kadar verimli kullanılıyor”, ya da “Ankara trafiğini ne oranda rahatlattı” sorularının yanıtı ise bugüne kadar sorgulanmadı. Bugün ise çevresinde 6 adet baraj bulunan Başkent bir su sorunu ile karşı karşıya bırakıldı. “Bırakıldı” diyorum, çünkü Ankara’ya 2006 yılının sonbahar ayları da dahil yağmur ve kar yağışı olmadı. “Bırakıldı” diyorum çünkü, DSİ’nin Gökçek’i 2004 yılında resmi yazı ile uyardığı ortaya çıktı. DSİ Gökçek’i ilk olarak 17 Haziran 2004’te resmi yazıyla uyardı. Yazıda, “Ankara’nın su sıkıntısı çekilmemesi için acilen Gerede sisteminin inşaatına başlanılması” zorunluluğu dile getirildi. Ocak 2007’ye kadar hiç bir girişimde bulunulmazken, bu tarihten itibaren dönemin DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ve ASKİ Genel Müdürü İhsan Fincan’la bu kurumların teknik kadrolarıyla bir araya geldi. Toplantılarda Kavşakkaya Barajı’nın yapımı, yeraltı sularından istifade, Doğanözü Barajı projesine 2007’de başlanması kararları alındı. Ama hiç bir şey yapılmadı. Durumun ciddiyeti karşısında 28 Şubat 2007’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Ankara’ya su temini zirvesinde Gerede projesinin uzun zaman alacağı değerlendirilerek Kızılırmak’tan yılda 167 milyon metreküp su getirilmesi karara bağlandı. Böylece Gökçek 2004’ten beri ağırdan aldığı belirtilen projelere 1 Mart 2007’de başladı. Şimdi soralım Melih Gökçek’e... “Benimle uyum sağlamayan bürokratlar istifa etsinler” diyerek, bütün suçu bürokratlarınıza atarken, Ankara’yı bu arkadaşlarınıza mı emanet etmiştiniz?. Siz bu kentte yaşamıyor muydunuz? “Geliyorum” diyen tehlike konusunda bu arkadaşlarınızın sizi uyarmadığını mı söylemek istiyorsunuz? Son olarak, siz de o istifa edenler gibi bir adım atmayı düşünüyor musunuz? Esen kalın... [email protected]
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.