Başbakan başta olmak üzere AK parti yetkilileri, zaman zaman hükümetin uygulamalarını eleştirenlere, 'Burası Muz Cumhuriyeti değil, 'Çadır devleti hiç değil. Kabile yönetmiyoruz' cümleleriyle yanıt veriyorlar.
Ne yazık ki yaptıkları uygulamalarla söyledikleri çelişiyor. Türkiye'yi tam bir çadır devleti ve kabile gibi yönetiyorlar.
Neden diye soracak olursanız, son getirilen ve en büyük vergi affı olarak nitelendirilen tasarıya bakın.
Gazetelerin ekonomi sayfalarında yer alan haberlere göre 39'ncu vergi affı yasası geliyor.
Evet yanlış duymadınız, 39. Vergi affı...
Bu kadar vergi affı ancak çadır devletlerinde, kabile yönetimlerinde olur.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde hükümet tüm borçlularıyla barışıyor.
Meclis'e gelen dev af paketinde, vergiler, SGK primleri ve idari para cezalarıyla, takipteki kamu alacaklarında gecikme faizlerinden ve cezalardan vazgeçiliyor.
İşin ilginç ancak kabile yönetimlerinde rastlanacak olan bu af haberi "Müjde" manşetleriyle kamuoyuna sunuluyor.
İyi de kardeşim, bunun neresi müjde.
Devlete olan tüm yükümlülüklerini yerine getiren, kurallara uyarak kırmızı ışıkta bekleyen, işisiz çocuklarının GSS primlerini eşinden dostundan borç alıp zamanında ödeyen, motorlu taşıtlar vergisini aksatmadan günü geldiğinde tıkır tıkır yatıranların suçu ne?
Bu müjde falan değil, uyanıkları ödüllendirme, devletle papaz olmak istemeyen dürüst vatandaşları da cezalandırma yasası.
Bu da ancak çadır devletlerinde, kabile yönetimlerinde olur. Yönetenler her ne kadar kabul etmese de Türkiye de işte böyle yönetiliyor
Ne yazıkki .Bugüne kadar gelen tüm yöneticilerin yaptığı gibi AKP hükümeti de bu zihniyette.
Hacizden, vergiden hapisten korkan düzgün insanlar cezalandırılıyor,
İktidarlar değişiyor. Ama bu sistem hep aynı!
Ama, bundan böyle ödeyenler de 'enayi' olmaktan vaz geçip, af bekleyen vatandaşlar gibi davranırsa kimse şaşırmasın...