Ankara’da da Şam’da da tamtamlar çalıyor! Türkiye ile Suriye arasında yaşanan gerilim duracak mı?
 Akçakale’de Suriye tarafından atılan bir havan mermisinin düşmesi sonucu 3’ü çocuk 5 vatandaşın ölümüyle başlayan gerilim, Türkiye’yi harekete geçirdi.
 Başkent Ankara’da birkaç gündür çok sıcak saatler yaşanıyor. Konunun askeri boyutunun yanısıra uluslararası diplomatik boyutu için çözüm arayışları hızlandı.
 TBMM genel kurulunda yapılan kapalı bir oturumda hükümete bir yıl süreyle yurtdışına asker gönderebilme imkanı sağlayan tezkere kabul edildi. Tezkerede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevlendirileceği yer olarak somut bir ifade yerine “yabancı ülkeler” ifadesinin yer alması muhalefetin haklı tepkisine neden oldu. Bu yetkinin kullanılmasında hükümetin “aklıselimi ön planda tutmasını” diliyoruz.
 
Akçakale’de vatandaşlar, can güvenlikleri tehlikede olduğu için son derece gergin günler geçiriyorlar. Bu gerginlik Şanlıurfa Valisinin Akçakale’yi ziyareti sırasında doruğa çıktı.  Devlet, Suriye’den gelenlere gösterdiği yakınlığı, sıcaklığı ve desteği Akçakale’de bulunan vatandaşlardan esirgememelidir.
 
Putin’in son anda yaptığı bir jest sonucu Birleşmiş Milletler Suriye’yi kınadı. Bu girişim, biraz zorlamayla da olsa,  “itidal tavsiyesi” anlamı taşıyor.
 
Bu arada, büyük şehirlerde “savaşa hayır” mesajlı protestolar yapılmaya başlandı. Bu protestolara güvenlik güçlerinin daha hoşgorülü davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Savaşa hayır diyenler şidet görmemelidir.
 
Sonuç olarak, Türkiye, bir başka ülkede yaşanan savaşta taraf olmamalıdır. Türkiye, hiçbir tahrike kapılmamalı ve savaştan uzak durmalıdır. Diplomatik çözüm yollarını sonuna kadar denenmelidir. Bu, sorunu çözmek en akılcı yöntem olacaktır.
 
Ve ulu önder Atatürk’ün “Milletin hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça harp bir cinayettir” sözleri dün olduğu gibi bugün de geçerli bir yaklaşımdır. Türkiye, asla bir savaşın içine girmemelidir.
-----------