Mayıs ayının 24’üydü. O zaman AP Genel Başkanı olan Süleyman Demirel CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in çalışma odasına geldi. İki lider baş başa görüştüler. Gündemdeki konu Anayasa değişikliği idi. Ve o gün Demirel, Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi için Anayasa değişikliği yapılmasını istedi. Ecevit, bu öneriye karşı çıktı. Cumhurbaşkanı’na Anayasa değişikliğiyle verilecek yetkilerin genişletilmesinin beraberinde önemli sakıncalar getireceğini söyledi. Demirel, Korutürk’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden önce de, yine Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi için Anayasa değişikliği istemiş, ancak bu öneri benimsenmemişti.
Demirel, o zaman Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinde önemli değişiklikler olmayacağı güvencesi verdi. Ecevit, demokrasinin sağlıklı işlememesinin nedenini partiler arasında bir uzlaşma geleneği kurulamayışına bağlıyordu.
CHP Lideri Ecevit, Anayasa’nın uzlaştırıcı ve tarafsız Cumhurbaşkanı istediğini, Anayasa değişikliğinin bu dengeyi bozabileceğini söyleyince Demirel, “Sizin korkunuz bir Başkanlık Rejimine gidilmesiyse bu söz konusu değildir” karşılığını verecekti.
1980 yılının Mayıs ayında Ecevit’e “Başkanlık Rejimine gidilmesinin söz konusu olmadığını” söyleyen AP Lideri Demirel, aynı konu Özal tarafından gündeme getirilmek istendiğinde de tavır koyacaktı. Ancak, kendisi Çankaya Köşkü’ne çıkıp Cumhurbaşkanı olduktan sonra “Başkanlık Sisteminin tüm boyutlarıyla tartışılmasını isteyecekti. Bu Demirel’in mantığıydı. Dün dündür, bugün bugündür.
Aradan çok uzun yıllar geçti. Türkiye yeniden bir Cumhurbaşkanı seçecek. 12 Eylül rejimiyle Anayasa değişikliği ile birlikte Evren’i zorunlu olarak Cumhurbaşkanı seçen halk, bu kez Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına giderek seçimini yapacak.
Olağanüstü bir gelişme olmazsa, Başbakan Erdoğan, yapılacak seçimde en çok oyu alarak Çankaya Köşkü’ne çıkacak. Ve Başbakan Erdoğan, Köşke çıkmadan, Başkanlık sisteminin tüm boyutlarıyla tartışılmasını istiyor.
Görünen o ki, Özal’ın Başbakanlıktan sonra Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini sınırlı görerek savunduğu, Demirel’in önce karşı çıkıp sonra Köşk’te yeterince etkin olmadığını düşünüp “tartışılsın” dediği Başkanlık Sistemi yine tartışmaya açılıyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu’na göre, bu gündemi değiştirme çabası. Kılıçdaroğlu, öngörüsüz bir yaklaşım sergiledi gibi geldi bana. Bendeniz konuya biraz farklı bakıyorum. Aslında Başkanlık Sisteminin tartışıla tartışıla suyu çıktı. Ama, Başbakan öyle istediyse tartışılacak. Eğer, kamuoyunda gerekli destek oluşturulursa Anayasa’da bu yönde bir değişiklik ile Cumhurbaşkanı’na “Enbaşbakan” yetkileri getirilebilir. Gerçek niyetin bu olduğunu sanıyorum. Bakalım bu maya tutacak mı?
YORUMSUZ
-----------------
Atatürk diyor ki:
“Korku üzerine hakimiyet bina edilemez. Toplara istinad eden hakimiyet payidar olamaz. Böyle bir hakimiyet ve diktatörlük ancak ihtilal zuhurunda muvakkat bir zaman için lazım olur.” (Mart 1930)