Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,2007
EURO
36,8110
IMKB
9.725,000
ALTIN
2.970,750
 
Hava Durumu ANKARA
2 / 9 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
ŞİDDETİN VE İŞKENCENİN FATURASINI KİM ÖDEYECEK?
 Ercan Deva 22 Mart 2012 Perşembe  
Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de, giderek artan şiddet ve işkence olayları tırmanıyor. Büyük şehirlerde yaşanan şiddet olayları, vatandaşın can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürüyor. Şiddet, bazen psikolojik bir boyut kazanıp insanların iç dünyasını karartan sonuçlar yaratabiliyor.
 
İşkence tüm dünyada totaliter ve baskıcı rejimlerin tıp destekli vahşetleri ile hatırlanıyor. Fiziki ve psikolojik işkenceye ön ayak olan ve işkenceyi kitabına uyduran mesleğin yüz karası doktorlar da çıkabiliyor.
 
12 Eylül yönetimi döneminde işkenceciye taktik veren, işkence sonucu ölüm olaylarına intihar teşhisi koyan doktorların da vardı.
 
İşkence uygulamaları çok çeşitlilik gösteriyor. Hakaret, dayak, öldürme tehdidi, saç, sakal ya da bıyık yolma, soğuk zeminde bekletme, hücrede tecrit bunlardan bazıları. Tuvalette ihtiyaç gidermenin engellenmesi, soyma, cinsel taciz, aşırı fiziksel aktiviteye zorlama, basınçlı soğuk su, elektrik verme, askı, haya burma, falaka ve yakma gibi uygulamalar da işkence yöntemleri arasında bulunuyor. İşkencede en çok ön plana çıkan yöntem ise  hakaret ve dayak.
 
İşkence kısaca şöyle tanımlanıyor: Kendi başlarına ya da herhangi bir otoritenin emri ile hareket eden bir ya da daha fazla kişinin, bir kişiyi bilgi vermeye, bir itirafta bulunmaya zorlamak için kasıtlı, sistematik ya da nedensiz olarak gerçekleştirdiği fiziksel ya da ruhsal acı.
 
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve konuyla ilgili tüm insan hakları belgelerinde işkence kesin bir biçimde yasaklanmış ve yaygın biçimde kınanmış durumda. İşkence yasağına yönelik ihlaller o kadar vahim kabul ediliyor ki, silahlı çatışma ya da olağanüstü halde dahi hukuki bir işkencenin söz konusu olamayacağı kaydediliyor.
 
İnsan hakları hukuku bakımından işkence yasağı normu, yaşam hakkının, yani kişinin bedensel ve zihinsel bütünlüğünü koruma talebinin bir sonucu oluyor.
 
Türkiye’de şiddet ve işkence var mı? Var tabii. Bu toplumun sürekli kanayan bir yarası. Son zamanlarda özellikle büyük kentlerde başlayan ve giderek yaygınlaşan şiddeti de işkencenin maddi ve manevi boyutu derinleşen psikolojik işkence diye tanımlamak mümkün.
 
Tüm şiddet ve işkence yaklaşımlarını bir “insanlık suçu” olarak görüyor ve şiddetle kınıyorum
 
Ve başta İçişleri Bakanı olmak üzere tüm yetkili mercilere, cevabını alamasam bile,  bir soru yöneltmeyi görev biliyorum:
 
İşkencenin, şiddetin manevi ve maddi boyutlarının faturasını kim ödeyecek?  
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.