Geçen yıl olduğu gibi, 2012 yılında da Türkiye’nin en önemli sorunu, dünyada olduğu gibi, yine işsizlik olacak gibi görünüyor.
Türkiye’de, her yıl yaklaşık 700 bin kişi iş arayanlar kervanına katılıyor. TÜİK’in verileri işsizliğin göreceli biçimde azaldığı yolunda bilgiler içeriyorsa da, gerçekte özellikle genç işsizlerin sayısı artıyor.
Ekonominin lokomotifi konumundaki inşaat sektörü 2011 yılında yaklaşık 1.9 milyon kişiye istihdam imkanı sağladı. Bu, bir önceki yıla göre 300 binden fazla kişinin sektörde iş bulduğu anlamına geliyor.
Ancak, genç nüfus olarak tanımlanan gençler, nitelikli özelliklere sahip olsalar iş bulmakta zorlanıyorlar. Gençlerde işsizlik oranı yüzde 25’lere kadar çıkabiliyor. Bir başka deyişle, her dört gençten biri işsiz ve iş aramayı sürdürüyor.
İstihdamda iyileşme sağlanmasının yolu yatırımları ve üretimin artırılmasına bağlı. Ancak, ne kadar hızlanırsa hızlansın, yatırımlar ve üretim, genç işsizlere yeni iş alanları açmakta yetersiz kalıyor.
Türkiye’de en hızlı gelişen sektör ise hizmet sektörü oldu. Bu sektörde giderek daha fazla sayıda işgücü imkanı doğuyor. Başta hazır gıda olmak üzere, sosyal hizmetler, turizm vb. sektörlerin sayıları hızla artıyor. Hizmet sektörü gençlere iş imkanı sunuyor, ancak nitelikli gençler bu gelişmeden etkin bir biçimde yararlanamıyor. Tarım sektörü ise kırsal kesimden kentlere göçün hızlanması yüzünden giderek istihdamdaki etkinliğinden uzaklaştı.
Peki, işsizlik konusunu yeniden gündeme taşımak nereden çıktı, diye düşünebilirsiniz.
Geçenlerde Cüneyt Özdemir’in 5N1K programını izledim. Programın konuğu, kurduğu Pegasus şirketi ile havayollarında adeta “ezber bozan uygulamalara” imza atan Ali Sabancı’ydı. Genç ve dinamik Sabancı, çok çarpıcı ve ilginç değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının işsizlik ile ilgili bölümü ise iyi bir gözlemcinin ipuçlarını taşıyordu. Sabancı, işsizliğin iki önemli yönünü dile getirdi. İşsizlerin ekonomiye kazandırılması ve genç nüfusun dinamizmi ile ülke ekonomisinin ve üretimin ciddi bir sıçrama yapabileceğinin altını çizdi. Bunun Türkiye açısından çok önemli bir fırsat olabileceğini belirten Sabancı, gençlerin iş bulamamasının ise bu gençlerin istismar edilmesinin yolunu açabileceğini, mutsuz gençlerin toplumsal açıdan önemli sorunlar oluşturabileceğini söyledi.
Kanımca, Sabancı, gerçekten doğru düşünce ve iyi biçimlendirilmiş bir görüş sundu.
Görünen o ki, işsizlik iki ucu keskin bir bıçak. Bu bıçak iyi kullanılırsa ekonomide sıçrama sonucu doğabilir. Ama, bu bıçak, toplumda derin yaralar da açabilir! İşsizlik, bir fırsat da olabilir, risk de getirebilir!
Bizden bu kadar… Bundan sonrası çözüm üretmesi gerekenlerin sorumluluk alanına giriyor.