Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda Suriye konusunda yaşananlarla ilgili bilgi verirken, Türkiye’nin
Dış politikasında giderek “güvercin” yerine “kartallara özgü bir politika” izleyeceğinin ipuçlarını verdi.
Davutoğlu, konuşmasında yeni bir “Ortadoğu” doğduğunu, bu yeni Ortadoğu’da Türkiye’nin etrafında barış kuşağı oluşacağını söyledi. Konuşmasında bir kartal üslubuyla, “ Bundan sonra değişim dalgasını yöneteceğiz” dedi. Türkiye’nin barış düzeninin öncüsü olacağını da vurguladı. Davutoğlu, izledikleri politikayı tanımlarken, “Ortadoğu’da halklar yerine dikta rejimleriyle kucaklaşanlar politikamızı anlayamaz” diye konuştu.
Kısaca, Davutoğlu’nun konuşmasını değerlendirmekte yarar var.
Türkiye, Ortadoğu’da ve Suriye’de ABD’nin jandarmalığına mı soyunmaktadır?
Davutoğlu, “Bundan sonra değişim dalgasını yöneteceğiz” sözleriyle ne demek istemektedir?
Başka ülkelerin içişlerine karışmak emperyalist düşünceye sahip ülkelerin yaklaşımı değil midir?
Bir ülkenin içinde çıkan ihtilaflarda “taraf olma” yaklaşımı ne zamandan beri Türkiye’nin dış politikasının temeli olmuştur?
Davutoğlu, dengeci üslubunu bırakıp neden kartallığa soyunma ihtiyacını hissetmiştir?
Time Dergisi’nin dünyanın en etkili yüz ismi arasında saydığı Davutoğlu’na “Yeni Osmanlılık Gazı”nın biraz fazla geldiği anlaşılıyor!
Türkiye, Irak ve Libya’da yaşananlar konusunda iyi bir sınav verememiştir. Şimdi de Suriye konusunda ABD’nin çizdiği rotada, Birleşmiş Milletleri de arkasına alarak jandarmalığa soyunmaktadır. Bu çok tehlikeli, yaratacağı sonuçlar kolay kestirilemeyecek bir oyundur. Bu oyundan yara almadan çıkma ihtimali yok gibidir.
Yazık ki, çok yazık! Komşularla sıfır sorun politikasıyla yola çıkan iktidar kelimenin tam anlamıyla sıfır alarak sınıfta kalmıştır!