Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,1955
EURO
36,7126
IMKB
9.725,000
ALTIN
2.967,060
 
Hava Durumu ANKARA
2 / 10 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Yabancı meslektaşlarım.
 EMİN VAROL 2 Eylül 2015 Çarşamba  

Bu yılın başında, Hollandalı kadın gazeteci Frederike

Geerdink’in gözaltına alınması bir süre kafamı kurcalamıştı.

Meslektaşım Geerdink, 5 yıldırDiyarbakır’ın en hassas bir

mahallesinde yaşıyor.

Yabancı bir gazetecinin Türkiye’de görev yapması için

Başbakanlığa akredite olması gerekir.. Basın Yayın ve

Enformasyon Genel Müdürlüğü’ne başvurarak Diyarbakır’da

çalışmak-yaşamak istediğini bildirmesi ve alacağı kartı da

yanında taşıması gerekir..

Geerdink, bunları yapmış mıydı? Basın Yayın Genel

Müdürlüğü’nün yabancı basın mensupları listesinde var mıydı

bilmiyorum. Bunu sormak için Genel Müdürü birkaç defa

aradım. Ancak ulaşamayınca da vazgeçtim...

Bu konulara özel bir duyarlılığım var. Çünkü uzun yıllar,

Brüksel-Paris ve Strasbourg’da gazetecilik yaptım. Ve bu tür

akredite işlemleriyle çok sık karşılaştım. 1990 yılında ilk kez

Avrupa Birliği’nin Başkenti Brüksel’e gittiğimde hem Belçika

Hükümetine, hem Avrupa Birliği Komisyonu’na hem de

NATO’ya akredite oldum. Aksi halde gazetecilik yapamazsınız..

Çalıştığım gazeteden “Brüksel Temsilcisi” olduğuma

ilişkin yazıları, pasaport bilgilerimi, oturduğum adresleri,

Türkiye’de de gazetecilik yaptığıma ilişkin bilgileri verdikten

sonra uzun bir süre “güvenlik soruşturması” geçirdim. Evimi

ve beni takip ettiler.. Sonra akredite kartlarımı alabildim.

Ayrıca pasaportumun süresi boyunca, her yıl bu bilgileri

yenilemek zorunda da kaldım.. Bazı sıkıntılar da yaşadım

ancak onları daha sonra yazacağım..

Bu nedenle Hollandalı meslektaşım Frederike Geerdink’i

çok iyi anlıyorum.. Geerdink, benim gibi Avrupa

başkentlerinde de değil, çatışmaların yaşandığı hassas bir

şehrimizde, Diyarbakır’da ve tüm böle sorumlusu olarak

çalışıyor..Hem de 5 yıl boyunca..

Türkiye’de görev yapan gazeteciler, genellikle kısa süreli

Ankara veya İstanbul’a gelir ve giderler.. Örneğin Ankara’da

yerleşik yabancı gazeteci çok azdır. Onlar da belirli

zamanlarda bölgeye gider ve dönerler.. İstanbul’da biraz daha

fazla yabancı gazeteci vardır.. Ancak çoğu gazeteci

Yunanistan’da veya bir başka Avrupa ülkesinde yaşar, önemli

günlerde akredite olarak Türkiye’ye gelir giderler..

O nedenle bir kadın meslekdaşım olan Geerdink’in

hakkını vermek lazım. Bir kadın olarak  çatışmaların odak

noktası olan Diyarbakır’da, üstelik Diyarbakır’ın en hassas

mahallesinde oturmak ve uzun yıllar görev yapmak kolay

değil..

 Herhalde çalıştığı gazeteden iyi bir ücret alıyordur. İş

riski, iş güçlüğü tazminatı gibi.. Hayat sigortası da

yaptırmıştır herhalde..

Çünkü, 5 yıl boyunca Diyarbakır’da görev yapmak bizim

için de oldukça zor.. Muhabirlik yıllarımda, PKK saldırılarının

başladığı 1984 yıllarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da

uzun süre görev yapmıştım. Ancak bir süre sonra bir başka

arkadaşla değiştirilmemi istemek zorunda kalmıştım..

Geerdink, Ocak-2015 tarihinde “terör örgütü ile

bağlantısı” nedeniyle gözaltına alındığında aynı günlerde

Ankara’da bulunan Hollanda Dışişleri Bakanlığı devreye girdi

ve serbest bırakıldı..

O’nu iyi anlıyorum. 1980’li yıllarınına sonunda İran’ın

başkenti Tahran’daki SASAN Hastanesinde Pastarlar

tarafından gözaltına alındığımda değil Türk Dışişleri Bakanı,

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Turgut Özal vardı.. Kimse

devreye girmedi. ..Kendi imkanlarımla kurtulmuştum .Türk

dışişlerinin ulusal dış politikasında, böyle bir “görev tanımı”

yoktur..

 Amerika’daki bir haber sitesine çalışan iki İngiliz

gazeteci Jake Hanrahan ve Philip Pendlebury ile Iraklı

tercümanları Muhammed İsmail'in yine Diyarbakır’da

tutuklanma haberini okuyunca bütün bunları yazmak

hatırladım.

Bu sabahtan itibaren Amerika ve İngiltere,

meslekdaşlarımın tutuklanmalarına tepki göstermeye

başladı.. Başımız yine ağrıyacak.. Bu arkadaşlarım sadece bir

haber sitesine çalışıyorlarmış.. CNN veya BBC’ye çalışıyor

olsalardı gök kubbeyi başımıza yıkarlardı.

Çatışma ve hassasiyet nedeniyle bölgeye yoğun bir

yabancı gazeteci sirkülasyonu var.. Hepsi de görev yapmak

üzere geliyorlar..Ancak,

Dün, PKK’lı teröristlerin telsiz konuşmaları deşifre

edilmiş..

 Azad Siser kod adlı Ekrem Güney, bölgeye akın akın

gelen yabancı meslektaşlarım için aynen şunları söylüyor:

  “Yabancı basın, eylemler hakkında olumlu haberler

yapıyor. Bu nedenle yabancı basına her türlü desteği

vermeliyiz. Bölgede ‘iç savaş’ algısı yaratacak görüntüler

gerekiyor.

Çatışmalarda harap olmuş bina ve açılan hendek

görüntüleri çok işe yarıyor.Bu görüntüleri yabancı basına

servis yapalım. Çatışmalarda,Türkiye Cumhuriyeti’nin

sivilleri katlettiği haberlerini verelim..”

Aman dikkat, sevgili meslektaşlarım..

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.