TBMM kabul edilen ve 2012 Temmuz’unda yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile Türkiye’de tek düzen hesapla uyumlu tüm şirketleri farklı bir muhasebe tehlikesinin beklediği ileri sürülüyor. Uygulamanın yürürlüğe girişiyle, şirketler mali bilgilerini internet üzerinden yayımlamak zorunda olacaklar. Şirketler mali tablolar açık olunca mafyanın mali durumuna bakarak firmaların “tepesine binmesinden” endişe ederken, KOBİ’ler ise rakiplerinin mali durumları hakkında edineceği bilgilere göre piyasada pozisyon alacağı için uygulamadan rahatsızlık duyuyor.
AB ülkelerinde sadece halka açık şirketlerde uygulanan Uluslararası Finansal Raporlama Sistemi (UFRS), Türkiye’de 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren tüm şirketlerin mali tablolarında Türkiye Finansal Raporlama Sistemi (TFRS) olarak uygulanacak. Ancak, sistemle ilgili işletmelerin hazır olmadıkları, patronların ve muhasebecilerin de uygulamadan çıkacak sonuçların farkında olmadıkları dile getiriliyor.
MEVZUAT KARIŞIKLIĞI VE YORUMLAMA SORUNU VARİddialara göre, TFRS’ye uyumlu muhasebe tutulması halinde vergi kanunları ile çelişkiler ortaya çıkacak. Yeni düzenlemenin mevzuat karışıklığı, yoruma açık oluşunun da mükellefleri yeni TTK’ya ve tek düzen hesap planına göre ayrı ayrı iki defter tutmak zorunda bırakacağına dikkat çekiliyor. Bunun da ek iş yükü yaratacağı kaydediliyor.
AB’DE HALK AÇIK ŞİRKETLERDE VARSistemin ABD ve AB ülkelerinde sadece halka açık şirketlerde uygulandığı hatırlatılırken, Türkiye’de de bu kapsamıyla uygulamaya konulması gerektiğine dikkat çekiliyor. Sistemin küçük-büyük bütün şirketlerde uygulanmasının dünyada şu anda olmadığına işaret eden uzmanlar, SPK’ya kayıtlı uluslararası denetim firmalarına Türkiye pazarında iş yaratmak amacıyla sistemin dayatıldığını öne sürüyor.
MALİ TABLOLAR YAYIMLANACAK MAFYAYA GÜN DOĞACAKUygulama ile firmalar mali tablolarını internet üzerinden yayımlamak zorunda olacak. Bu durumun ise firmalar üzerinde tedirginlik yarattığı dile getiriliyor. Firmaların mali tablolarına bakarak mafyanın “tepelerine binmesinden” endişe ettikleri kaydediliyor.
ZARAR EDEN FİRMA ELE GEÇİRİLEBİLİRDaha vahim olanı ise mali tablolarına bakılan firmalardan zarar edenlerin ele geçirilmesine yönelik operasyonlara davetiye çıkarılacağı dile getiriliyor. Küçük ve orta ölçekli firmalar (KOBİ) ise rakiplerinin ekonomik güçleri hakkında alacakları bilgilerle piyasada girecekleri işlerde pozisyon almalarından endişe duyuyor. Bayi sistemiyle çalışan firmaların ise mali tablolardaki kârlılık rakamlarına bakarak bayilerin fiyatlarla ilgili baskılara maruz kalacakları kaygısında oldukları belirtiliyor.
GETİRECEĞİ DİĞER SORUNLARUygulama ile ortaya çıkacak diğer sorunlara ilişkin de, sabit kıymetlerin Türkiye Muhasebe Sistemi TMS/TFRS’ye göre değerlendirilmesi, vadeli alım ve vadeli satışların ayrı tutulması, tüm alacak ve borçlar için reeskont hesaplama zorunluluğu olması, reeskontun VUK uygulamasından farklı formülle hesaplanmak zorunda kalması, ilişkili tarafların ayrılması, öngörülemeyen giderler için karşılık ayrılması, değer düşüklüğü hesaplamaları, ertelenen vergilerin hesaplanması, VUK’tan farklı bir maliyet yapısının oluşturulması, yeni finansal enstrümanlar, konsolide mali tabloların hazırlanması gibi konular sayılıyor.
ERTELENSİN YA DA HALKA AÇIK ŞİRKETLERLE SINIRLANSINDüzenlemenin yaratacağı sonuçlardan tedirgin olan uzmanlar, çözüm olarak uygulamanın yürürlüğe giriş tarihinin ertelenmesini ya da TFRS’ye uyumlu muhasebe tutma mecburiyetinin sadece halka açık şirketler yönüyle sınırlandırılmasını öneriyorlar.
2012 YILI VERİLERİ SİSTEMDE OLMAK ZORUNDADüzenlemeye geçiş için 2013 yılının planlandığına dikkat çeken uzmanlar, TMS-TFRS’nin ana niteliklerinden karşılaştırılabilirlik prensibine göre; TMS-TFRS, mali tabloları yıl ve dönem bazında karşılaştırılmalı talep ettiğine dikkat çekerek, bu da 2012 yılı verilerinin de sistemde olmasını gerektireceğini hatırlatıyorlar. Bankacılık sistemi Basel II ile ilgili olarak da uzmanlar, bankaların işletmelerin kredi taleplerini incelerken artık mali tabloları TMS-TFRS bazında istediğini belirtiyorlar. Bu nedenle, “Holding şirketleri içinden en azından geçerli bir şirketin TMS-TFRS’ye geçişinin 2012 yılı içinde yapılması gerekir ki; diğer şirketlerin uyumlandırılması da en geç 2013 yılı ilk çeyreğinde bitirilsin” değerlendirmesi yapıyorlar.
YASA ULUSLARARASI MEVZUATA UYUMU SAĞLAYACAK Yeni TTK ile AB’ye uyum müktesebatı çerçevesinde, değişen şartlara ve çağın gereklerine uygun bir Ticaret Kanunu ihtiyacının önemli oranda karşılanacağı öngörülüyor. Yasaya göre Türkiye’de bundan böyle muhasebe standartları ile ilgili her türlü değişiklik TMSK (Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu) tarafından gerçekleştirilecek. Bu standartların işletmelerde defter bazında uygulanması gerekecek. Bu da her muhasebe kaydının TMS/TFRS’ye uygun olarak yapılması anlamına geliyor. Bu durumda işletmelerin muhasebe sistemlerinde köklü değişiklikler olacak. Türkiye’de şu anda muhasebe konusunda, şirketlerin takip etmek zorunda olduğu yasal çerçeve; Vergi Usul Kanunu, Tek Düzen Hesap Planı’na dayalı Muhasebe Sistemi ve Türk Ticaret Kanunu tarafından düzenleniyor. Yeni TTK yukarıda sayılan tüm yasal çerçeveyi bir araya getirecek. TTK, Uluslararası Muhasebe Standartları ve Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’nı baz alacağından, köklü değişiklikleri de beraberinde getirecek. Dolayısıyla muhasebe departmanları, alışık oldukları muhasebe sistemlerinden uzaklaşarak, bilmedikleri, tanımadıkları yeni bir muhasebe sistemi ile karşılaşacaklar.
Esen kalın...
[email protected]