Hasan Celal Güzel’in Radikal gazetesinin dün yer alan yazısında Başbakanlık Müşavirliği döneminde Cumhurbaşkanı Kenan Evren’den kendisine “Çankaya Köşkü’nde Atatürk’e ait çok değerli arşivler var. Bunun tasnifini de yapar mısınız?” teklifinin geldiğini ancak daha sonra Evren’in, “Atatürk’ün günlük programını ve görüşmelerini tutan yâverleri çok teferruata yer vermişler; yediğini içtiğini, bazen bir hanımla özel görüşmesini bile yazmışlar. Bunlar açıklanırsa Atatürk düşmanları bu belgeleri onun aleyhinde kullanırlar diye endişeliyim” dediğini ve bu arşivleri SEKA’ya gönderip imha ettireceğini söylediğini aktarmıştı. NTVMSNBC’ye konuşan Evren, Güzel’in iddialarını yalanladı. Güzel’i tekzip edeceğini belirten Evren, “Çankaya’nın arşivinde duruyor” dediği Atatürk’ün özel arşivleriyle ilgili çok şey okuduğunu da ekliyor: “Mesela kurmay yarbayken hastalanıyor, Avusturya’daki kaplıcaya gidiyor. Orada bir bayanla arkadaşlık yapıyor, mektuplar falan var; onları okudum. Ama bunlar özel hayatı ilgilendiren şeyler.”
12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştiren ve daha sonra Cumhurbaşkanlığı yapan Kenan Evren, Güzel’in Başbakanlık Müsteşarlığı sırasında aralarında geçtiğini iddia ettiği diyalogla ilgili NTVMSNBC’nin sorularını yanıtladı:
BEN ATATÜRK HAKKINDA BÖYLE ŞEY SÖYLER MİYİM?
Hasan Celal’in söylediği gibi Atatürk’e ait arşivleri SEKA’ya gönderip, imha ettirdiniz mi?
Ben sözde ona demişim ki, “Bu yaverler Atatürk’ün her şeyine bakmışlar, kadınlarla ilgili...” Ve demişim ki, “Bunların yazdıkları doğru değil, bunları yakıp atmak lazım...” Külliyen yalan! Hasan Celal Güzel’in benimle arası iyi değildir. Özal zamanında da... Şimdi onu anlatmama gerek yok. Bunu uydurmuş. Böyle bir şey yok. Ben Atatürk hakkında böyle şey söyler miyim? Sonra o gibi şeyleri nasıl yakacaksınız?
Bu arşivleri yakmanın tarihsel bir sorumluluğu da yok mudur?
Sonuna eklemiş demiş ki, “İnşallah yaktırmamıştır.” Yediği naneye bak... Afedersin.
Siz gerçekten Atatürk’ün özel not defterlerini okuma şansına eriştiniz herhalde...
Atatürk’e ait çok şey okudum ben orada.
BAZI ŞÖYLER VAR Kİ ONLARI SÖYLEYEMEM
Bu defterler hâlâ muhafaza ediliyor mu? Kamuoyu ile paylaşılmayan neler var?
Bazı şöyler var ki ben onları söyleyemem. Bazıları da aklımda kalmadı... (Gülüyor)
Aklınızda kalanlar neler peki?
Yaşım 92, haberiniz var mı? Ama demin söylediğim gibi Hasan Celal Güzel’in anlattığı yalan. Ben onunla öyle bir şey konuşmadım.
Güzel’le aranızda Atatürk’ün not defterleri ve özel arşiviyle ilgili bir konuşma geçmedi mi?
Hayır, hayır... Onunla hiçbir şey konuşmam ben.
Taraf gazetesinde de Ayşe Hür şöyle diyor: “...Genelkurmay Harp Tarihi Dairesi oluşurken ortaya çıkan defterleri ilk kez yurt gezisine çıkarken Genelkurmay’dan Atatürk hakkında nakledeceği özel bilgi notu isteyen Kenan Evren okur ve defterlerin yayınlanmasının sakıncalı olduğuna karar verir...” Bu defterleri ilk kez siz mi okudunuz ve sakıncalı olduğuna ilişkin bir karar aldırdınız mı?
Demek ki o benimle uğraşmak istiyor. Kuyu kazıyorlar da onun için. Siz o Hasan Celal Güzel’in vaktiyle üniversitede dinci bir dergiyi yazdığı yazıları okuyun da nasıl bir kişi olduğunu anlayın.
Hangi dergi?
Şimdi hatırımda değil. Aklı olan insan böyle bir şey söylemez. Radikal’in Genel Yayın Yönetmeni’ni aradım, ona bir türlü ulaşamadım, halen ulaşmaya devam ediyorum. Tekzip edeceğim.
AVUSTURYA’DAKİ KAPLICADA BİR BAYANLA ARKADAŞLIK EDİYOR
ATASE denilen bölümde Atatürk’ün not defterleri yayanlanmak üzere bekletiliyor mu ve kaç adet defter var acaba?
Arada sırada okudum ben bazı şeyler orada. Mesela Kurmay Yarbay’ken hastalanıyor, Avusturya’daki kaplıcaya gidiyor. Orada bir bayanla arkadaşlık yapıyor, mektuplar falan var; onları okudum. Ama bunlar özel hayatı ilgilendiren şeyler.
Siz Atatürk’e ait bu notların özel hayatı ilgilendirdiği için mi yayınlanmamasını istediniz?
Bunlar yayınlanmaz ki zaten, arşivde duruyor.
Çankaya’nın arşivinde mi duruyor hâlâ?
Çankaya’nın arşivinde duruyor.
YAKMAK İÇİN DELİ OLMAK LÂZIM
Kesinlikle yakılmadılar diyorsunuz.
Böyle şey olur mu? Yakmak için deli olmak lâzım. Yahut Atatürk’ün karşısında birisi olmak lâzım.
Hasan Celal Güzel dünkü Radikal’de “Bizim Mustafa” başlığıyla yayınlanan köşesinde Evren’le aralarında geçtiğini iddia ettiği Atatürk arşivleriyle ilgili diyaloğu şöyle anlatmıştı:
NEDEN KORKUYORSUNUZ?
Efendim, Başbakanlık Müsteşarlığım sırasında zamanın Cumhurbaşkanı Evren Paşa bir gün bana, “Sayın Güzel, siz Osmanlı ve Cumhuriyet arşivleri konusunda güzel hizmetlerde bulundunuz. Çankaya Köşkü’nde Atatürk’e ait çok değerli arşivler var.
Bunun tasnifini de yapar mısınız?” diye sordu. Heyecandan yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Cumhurbaşkanlığı’nda çok değerli arşiv malzemeleri olduğunu biliyordum. O heyecanla kimbilir nasıl bir ses tonu ile “Hay hay, çok iyi olur!” demişim ki, Evren Paşa şaşırdı ve “Bunu daha geniş bir zamanda konuşuruz” dedi.
Hemen ertesi gün Evren Paşa’ya gittim ve ‘Çankaya Arşivleri’ni tasnife âmâde olduğumuzu, bundan sonra da Cumhuriyet Arşivi’nde muhafaza edebileceğimizi söyledim. Evren Paşa, “Atatürk’ün günlük programını ve görüşmelerini tutan yâverleri çok teferruata yer vermişler; yediğini içtiğini, bazen bir hanımla özel görüşmesini bile yazmışlar. Bunlar açıklanırsa Atatürk düşmanları bu belgeleri onun aleyhinde kullanırlar diye endişeliyim” dedi. Ben, Atatürk’ün İzmir’de içki içtiği lokantada perdeleri açtırmasını örnek göstererek, açıklığın daima daha iyi olduğunu; eğer bu arşivler açıklanırsa bilâkis bazı mahfillerin aleyhteki dedikodularının azalacağını söyledim. Ayrıca, eğer bu belgelerin açıklanması istenmezse 2038 yılına kadar, yani vefatının 100 yıl sonrasına kadar gizlenebileceğini anlattım.
Daha sonra Evren Paşa, bu arşivleri SEKA’ya gönderip imha ettireceğini söyledi. Aklıma gelince içim ürperiyor ve Evren Paşa’nın bu eşsiz tarih hazinesini yok etmemiş olmasını diliyorum.