Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,5011
EURO
36,6038
IMKB
9.233,000
ALTIN
2.920,320
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"BEN ÇEKİLİYORUM, DSP'YE BAŞKAN OL"
 BEN ÇEKİLİYORUM, DSP YE BAŞKAN OL
 
1977’de Mumcu’ya 1’inci sıradan milletvekilliği teklif eden Ecevit, 80’liı yıllarda da usta gazeteciye farklı bir teklif le gidiyordu.
 
4.8.2008 - 14:57
Mumcu’dan DSP’nin genel başkanlık koltuğuna oturmasını isteyen Ecevit, bu isteğine de “hayır” cevabı alacaktı. Mumcu’yu MOSSAD ajanlarının öldürdüğüne ilişkin MİT belgesi ise, suikasttan sonra da tartışma konusu olmuştuİlhan Selçuk’la yayın kurulu toplantısında kavga eden Uğur Mumcu, gazeteden ayrılmıştı. Mumcu’nun Ankara’ya dönüşünde sosyal demokrat bir parti için çalışma yapacağı söyleniyordu. Bu konuda İbrahim Cevahir’in de Mumcu’ya destek vereceği de konuşuluyordu. Ancak Ceyhan Mumcu, kardeşinin siyasete pek de sıcak bakmadığını belirterek, Bülent Ecevit’le Uğur Mumcu arasında yaşanan diyalogları aktardı:

SİYAİ İSTEMİYORDU

“Uğur bir gazetecinin politikaya girmemesi gerektiğini düşünürdü. 1977 yılında Ecevit 1. sırada milletvekilliği teklif etti, kabul etmedi. Yerine Altan Öymen girdi. 80’lerde de Bülent Ecevit ona “genel başkanlık” önerdi. O da reddetti. Siyasetle uğraşmak kafasında yoktu. Kitap yazma tutkusu ağır basmıştı, bunun için bir büro falan arayışındaydı.”

Ceyhan Mumcu’nun anlattığı diğer bir gelişme ise, oldukça ilginç:

KÜRT DOSYASI SIR OLDU

“Uğur öldürülmeseydi 25’inde İstanbul’a dönecek, Tekin Yayınları’na Kürt Dosyası’ın teslim edecekti. Merak edip sordum. Kürt dosyası için verdiği forma sayısı, mevcut yazının iki katı kadar. Yani önemli bir bölümü eksik. Bunu İstanbul’da mı tamamlayacaktı, bilmiyorum.”


TANIKLAR TEŞHİR EDİLDİ

Mumcu Cinayeti soruşturması karartılan tanıklar, yalancı tanıklar, uydurma sanıklar, itirafçıların ihbarları ve koca bir meclis araştırmasına rağmen karmaşık bir bilmeceye dönüştü. Soruşturma hatalar, ihmaller, tuhaflıklar ve unutkanlıklarla doluydu. En önemli tanık olan Ayhan Aydın polisler tarafından “Seni TBMM Komisyonu’na götürüyoruz” diyerek kandırıldı ve daha savcılara bile ifade vermemişken canlı yayında Ateş Hattı programına çıkarıldı, “yalancı tanık” ilan edildi. Aydın için bizzat savcı tarafından “terör örgütü üyelerine iftira atmak” suçlamasıyla dava açıldı.

SENARYO ÜSTÜNE SENARYO

Aklİ dengesi yerinde olmayan pek çok tanık, cinayeti bildiğini söyleyerek polise, Mumcu ailesine ya da Meclis komisyonlarına geldi, dudak uçuklatan hikayeler anlattılar. Sürpriz tanıklar bomba yapan, C4 getiren “çok özel” adamlardan söz etti. İtirafçılar ayrı bir öykü anlattı, seri numarası silinen ve PKK’ya satılan silahlardan, sahte raporlara kadar onlarca farklı senaryo kafa bulandırdı.

PEKİ MOSSAD MI ÖLDÜRDÜ

Ergenekon Operasyonu’nda ele geçirildiği ileri sürülen “Mumcu Cinayetine ilişkin MİT Belgesi” de böyle bir kampanyanın ürünü. İlk kez dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafından kamuoyuna açıklanan bu “belgenin” dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e “-çok gizli -” ibaresiyle gönderildiği, cinayeti MOSSAD’ın işlediği şu ifadelerle ileri sürülüyordu “Ortadoğu’yu kontrol altına alıp Türkiye’nin dine dayalı bir yönetim altında girmesini önlemek maksadıyla ABD haber alma servisi CIA denetiminde İsrail Haim Bar-Lev kontrolünde İsrail “GANDA” birliklerinde eğitim gören altı kişilik özel tim “Hayfa “ deniz üstünden botla Türkiye’ye giriş yapılmıştır. Timin ülkemizdeki görevleri , teşkilatımızın değerli haber kaynaklarından gazeteci Uğur Mumcu ve Mehmet Ali Birand’ı öldürmektir. Mumcu’yu öldüren tim elemanları Mehmet Ali Birand’ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmışlardır. Tim elemanlarının İsrail’in Ankara Temsilciliğinde kaldıkları tesbit edilmiştir..!”


‘MİT’E ÇALIŞTI’ BİLE DENİLDİ

MüsteŞar Sönmez Köksal’ın imzasının yerleştirildiği bu “MİT belgesinin” Kazan tarafından savunulmasını sağlayan “Teşkilatımızın değerli haber kaynaklarından Uğur Mumcu” ifadesi oldu. Belgeye bakılırsa Uğur Mumcu MİT’e çalışan bir isimdi! Kazan belgenin gerçek olduğunu ispatlamak için 70’li yılların sonunda Akdeniz kumsallarında yakalanan İsrail ajanlarını öne sürdü.


KAZAN DIŞINDA DUYAN YOK

Ancak “belge” tutarsızlıklarla doluydu. Haim Bar Lev vardı. Sayeret Matkal adını taşıyan bir özel güç, Metsada adlı sabotaj gücü de vardı. Ancak Ganda adını taşıyan bir birlikten “Şevket Kazan” dışında söz eden tek kişi yoktu! Sönmez Köksal’ın bordrosu da tuhaftı. Devlette en üst derece 1’in 4’üyken, bu bordroda Köksal’ın derecesi 1’in 5’i olarak gösterilmişti. Köksal bunu Meclis komisyonuna detaylarıyla anlattı.


NUMARASI SİLİNEN SİLAHLAR

Mumcu Cinayeti’ne yönelik iddialardan biri Ergenekon Operasyonu’nda sanık olan Ümit Oğuztan tarafından ileri sürüldü. Oğuztan PKK’ya gönderilen numarası silinen 100 bin silahtan söz ediyor ve bu dosyanın ölümünden hemen önce bir Albay tarafından Mumcu’ya iletildiğini, Mumcu’nun bu dosyayı araştırdığı için öldürüldüğünü söylüyordu. Ancak komisyon emekli olup Akçakoca’nın bir köyüne yerleşen Albay’ı dinlemeye gerek bile görmedi. Oğuztan’ın iddiaları bir doğrunun çevresinde dolaşan abartılarla yüklüydü. Gerçekten de o dönemde eski Doğu Almanya’dan satın alınan 60 bin civarında Kalaşnikof’un Azerbaycan’a gönderildiği ya da Barzani üzerinden PKK’nın eline geçtiği konuşuluyordu.


TGS’NİN TUHAF İLİŞKİLERİ

Ümİt Oğuztan’ın bu iddiaları dile getirdiği sırada çalıştığı TGS Yayın Grubu tuhaf ilişkilere sahipti. Sisi olarak tanınan Seyhan Soylu ve Ergenekon’un soruşturmasının temel kaynağı Tuncay Güney’in de çalıştığı TGS Yayın Grubunun patronu ve Caferi cemaatinin önemli isimlerinden Turgut Büyükdağ, ilginç bir biçimde Akın Birdal suikastının azmettiricilerinden Semih Tufan Gülaltay’ın ortağıydı. Ergenekon İddianamesi’ne göre Veli Küçük ve adamları Büyükdağ’ın fabrikasına el koymuş, servetini paylaşmıştı. Hrant Dink soruşturmasında, olay yerinde bulunan “önemli bir tanık” da Seyhan Soylu’nun ofisinden çıkıp, Kurtuluş’a yürürken cinayete tanık olduğunu anlatıyordu.


REFAH’IN KÖSTEBEĞİ ÇIKTI

Sahte belgenin sırlarını Uğur Mumcu’nun kardeşi Ceyhan Mumcu açığa çıkardı. Kendisini eski bir MİT mensubu olarak tanıtan Talat Bahrettin Erman, Ceyhan Mumcu’ya bu belgeyi hazırladığı suçlamasıyla önce MİT tarafından gözetim altına alındığını, sonra teşkilattan atıldığını anlattı. Ceyhan Mumcu ise durumun daha farklı olduğunu anladı. Talat Erman 1993’te MİT’teki bazı belgeleri Refah Partisi’ne sızdırdığı için teşkilattan çıkarılmıştı. Evinde yapılan aramalarda bazı sahte mühürler ve kaşeler bulunmuş ancak avcılık tarafından takipsizlik kararıyla serbest bırakılmıştı. Erman da belgenin “sahte” olduğunu söyledi. Geçmişte Refah’a belge sızdırdığını kabul ediyor, ancak bu “sahte” belgeyi Kazan’a vermediği halde Kazan’ın onun adını MİT’e bildirdiğini söylüyordu.


Ağansoy’un bildikleri

Mumcu cinayetini çözmeye yarayacak en önemli ipuçlarından biri telefon kayıtlarıydı. Ülkücü Tevfik Ağansoy, Almanya’da sınırda gözaltına alınınca “Mumcu cinayeti de dahil, bildiklerini anlatacağını” söyleyince, MİT’in devreye girmesiyle kurtarıldı. Avukat Medet Serhat’ın öldürüldüğü saldırıda, Serhat’ın karısı tarafından kesin olarak teşhis edilen Ağansoy’un o dönemde birlikte çalıştığı Alaaddin Çakıcı, suikastın gerçekleştiği günlerde Büyük Ankara Oteli’nde kalmıştı. Otelin telefon dökümlerinden Ağansoy’un evinin arandığı anlaşıldı. Ancak otel yönetimi hangi dahili numaradan bu ismin arandığını “bulamadı”. Telefon kayıtları ne polis, ne de savcılık tarafından araştırılmadı. Meclis Komisyonu da kayıtlara ulaşmayı başaramadı. Ağansoy’un öldürülmesiyle birlikte, “Mumcu cinayeti dahil” derken neyi kastettiği de soru işareti olarak kaldı.


Tuhaf bir patlama

JİTEM olarak adlandırılan Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı’nda itirafçı olarak çalışan İbrahim Babat İstanbul’da gasp suçundan yakalandıktan sonra 6-7 yılla kurtulmayı beklerken, 17 yıl 6 ay cezaya çarptırılınca önce Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’a, sonra da DGM savcılarına 11 sayfa ifade verdi. Babat’ın ifadesinde dikkat çekici bir tuhaflık vardı pek çok kanlı olaydan, cinayetten söz eden itirafçı, nedense 1991 yılında Diyarbakır Barosu Başkanı’nın otomobiline konan bombadan da söz etti. Sadece aracın parçalandığı, kimsenin burnunun bile kanamadığı bu olay için “Diyarbakır Baro Başkanı’nın arabasını Aytekin binbaşı, Abdülkadir’le birlikte bombaladı. Patlamadan sonra polisler bunları yakaladı. Ama daha sonra binbaşı ve itirafçı olduğunu görünce serbest bıraktılar” dedi. İstihbaratçılara göre Diyarbakır’da patlayan bu bombanın, daha doğrusu ateşleme mekanizmasının çok önemli iki özelliği bulunuyordu uzaktan kumanda mekanizması patlamanın ardından tamamen yok oluyordu ve alıcı-verici ünitesi bombanın frekans kirliliği nedeniyle kontrol dışı patlama ihtimalini ortadan kaldırıyordu. Bu çok özel bombaların özellikle bu frekans kodu sayesinde “uçaklarda bile” kullanılabileceği ileri sürülüyordu. Dikkat çekici olan tıpkı Mumcu Suikastı gibi C-4 kullanılan ve uzaktan kumanda ile gerçekleştirilen bu bombalama eyleminin “Milli Bomba Bilgi Merkezi” kayıtlarında yer almamasıydı. Ve, Susurluk komisyonu raporlarında sözü edilen, Cem Ersever’in ölümüyle birlikte Ersever’den Yeşil’e geçtiği ileri sürülen ve “aynı anda 100 ayrı yerde birden patlama yapılabildiği” söylenen bu mekanizmanın ta kendisiydi. Peki Uğur Mumcu suikastında ya da Eşref Bitlis’in uçağının düşürülmesinde bu bomba kullanılmış olabilir miydi? Bu soruya cevap verebilecek isimlerden biri de Cem Ersever’di. (AKŞAM)


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


AHMEDİNEJAD HAFTAYA GELİYOR

CEP'TEN NUMARA TAŞINABİLİRLİĞİ UYARISI

İŞTE YENİ KOMUTA KADEMESİ
»  YAŞ KARARLARI AÇIKLANDI
»  EROL GÜNAYDIN İYİYE GİDİYOR
»  PKK'LILAR TÜRKİYE'YE GÖMÜLMELİ Mİ?
»  YASİN HAYAL'İN BBP ÜYELİĞİ GİZLENMİŞ!
»  ÇUVAL'IN İÇİNDEN, ÇUWAL' ÇIKTI
»  POLİSLİK İÇİN EŞ FOTOSU KALKTI
»  GÜL'DEN SERT, 3. KİŞİ YALANLAMASI
»  MECLİS 1 EKİM'DEN ÖNCE AÇILABİR
»  ERDOĞAN'IN SAĞLIK RAPORU VELİ KÜÇÜK'ÜN ARŞİVİNDE!
»  "KAÇAK KURAN KURSLARI İÇİN UYARDIM, DİNLEMEDİLER"
»  ERDOĞAN'IN 'KARARDAN SONRA YAZ' DEDİKLERİ
»  BAŞKENT'TE 15 GÜN İÇİNDE 27 ŞÜPHELİ BEBEK ÖLÜMÜ
»  İŞTE YENİ KOMUTA KADEMESİ
»  KÖŞK'TEN "ÇUKURAMBARDAKİ 3'CÜ KİŞİ KİM" AÇIKLAMASI
»  BAŞBUĞ, GENELKURMAY BAŞKANI
»  SİMENS'İN RÜŞVETÇİSİYLE YEMEK YİYEN BAKAN KİM?
»  BAŞBAKAN'IN SAĞLIK RAPORU
»  GAY HAHAM'IN DOSYASI SIR OLDU..!
»  MOSSAD'IN GÖNDERDİĞİ 17 MİLYAR DOLARI KİMLER ALDI?
»  ERDOĞAN'IN YAŞ TUTUMU NEDEN DEĞİŞTİ
»  İLHAN SELÇUK'UN SAĞLIK RAPORU BİLE DELİLLER ARASINDA
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.