Kurtulmuş'un Fox TV'de yaptığı açıklamaları şöyle: ""(ABD'nin Suriye'de rejime ait üsse hava saldırısı düzenlemesi) Cumhurbaşkanımızın da açıkça ifade ettiği gibi biz sadece laf değil icraat görmek istiyoruz. Bu anlamda Amerika Birleşik Devletleri tarafından oradaki askeri üssün vurulması, yani kalkıp sivillerin üzerine ateş eden, muhtemelen kimyasal silahları sivillerin üstüne atan o askeri üssün vurulması önemlidir, anlamlıdır. Ama uluslararası camia, Esed rejiminin bu barbarlığına karşı tavrını çok net bir şekilde sürdürmelidir. Ta ki Esed rejimi artık halkına zarar veremez hale gelebilene kadar. Dolayısıyla bunu olumlu karşılıyoruz ama bunun sonunun gelmesinin ve Esed rejiminin tamamıyla uluslararası alanda cezalandırılmasının şart olduğunu düşünüyoruz.
GÜVENLİ BÖLGE
Suriye'de vekalet savaşlarının sonuna gelinmiştir. Bu şekilde devam ederse ABD ile Rusya ve diğer ülkeler çatışma noktasına gelir. Bizim baştan beri söylediğimiz bir şey var. Halkına karşı barbarca bir tavır sergileyenlerin bir şekilde dizginlenmesi lazım. Belli bölgelerin, mesala Fırat Kalkanı’nı gerçekleştirdiğimiz bölge gibi, güvenli bölge haline getirilmesi lazım. Suriye’deki sorununu hızlı çözümüne katlı sağlayacak şeylerden biri de güvenli bölge. Amerikalılar uzun yıllar kararsız kaldı. Güvenli bölge gibi insani anlamda nefes aldıracak konularda bir öyle bir böyle gitti. Bunun bölgeye hiçbir katkısı olmadığı gibi ABD’yi de çıkmaza soktu.
SONUNA KADAR SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEN YANAYIZ
Hiçbir uluslararası grup Suriye konusunda ne yapacağını tam olarak bilmiyordu ama mesela Ruslar Suriye’de ne yapacaklarını biliyorlardı ve sonuç itibariyle Suriye savaşında kazanan taraflardan biri oldu. Tarafların yakınlaştırılması lazım. Türkiye’nin iki önemli adımı olmuştur. Birincisi Fırat Kalkanı. Fırat Kalkanı ile Türkiye kendi göbeğini kesmiş oldu. Bir yandan da bölgede bir terör devletinin kurulmasının önüne geçilmesini önledi. Sonuna kadar Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Buradaki şehirlerin herbiri kendi halklarınındır. Buradan DEAŞ’ı çıkaralım derken dengeleri bozmak hiçkimseye fayda sağlamaz. Bölgede yeni bir perspektife ihtiyacımız var. Terör gruplarının tamamı kötüdür. PYD’de, DEAŞ’ta, bir takım irili ufaklı milis kuvvetlerinin büyük kısmı da terör örgütüdür.
RAKKA'NIN DEMOGRAFİK YAPISI DEĞİŞMEMELİ
Amerikalılar diyor ki Rakka operasyonunun içinde teröristler de olsun. DEAŞ’ı oradan çıkarırken oraya PYD’yi koyarsak Rakka halkının bundan çıkarı olmaz ki. O zaman Rakka halkının tamamı o bölgeden göç etmek, etnik bir temizliğe maruz kalmak durumunda. Biz bunu asla meşru göremeyiz. Kimse yüzde 95 ‘i Arap olan Rakka’nın demografik yapısını değiştirmemeli.
BAYRAK KRİZİ
Irak anayasasına göre IKYB bayrağı kabul edilmiş bir bayraktır. Daha önceki ziyaretlerinde de burada bayrak asılmıştı. Burada sorun olan Kerkük’e bayrak asılmasıydı. Orada bizim hassasiyetimiz var. Kerkük’e bayrak astığınız zaman burası bir Kürt şehridir diyorsunuz. Orada sadece Kürtler varmış gibi göstermek doğru değil. Dün Neçirvan Barzani de referandumdan vazgeçtiklerini söyledi. Bayrak krizi de referandumun önünü açmak için ortaya koyulmuştu. Bu bizim için önemlidir."