Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,1044
EURO
38,1308
IMKB
9.996,000
ALTIN
2.859,160
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
TBMM BAŞKANI KÖKSAL TOPTAN'A ŞOK SORU
TBMM BAŞKANI KÖKSAL TOPTAN A ŞOK SORU
 
Toptan, katıldığı bir TV programında kendisini zorlayan sorularla karşılaştı
 
14.11.2008 - 06:45
TV8 sunucusu: AKP'liler, sizin de beyninizi yıkamıştır? Bunlar şeriatı getirecek, bizi karanlığa götürecekler. Sizi onun için Meclis Başkanı yaptık, haberiniz yok mu?

Toptan: Yok, yok... Türkiye ana rotasından kesinlikle sapmaz. Türk halkının laiklikle ve cumhuriyetin temel nitelikleriyle hiçbir ihtilafı yoktur. Türk halkında engin bir hoşgörü vardır, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler vardı. Meclis de bunların birleştiği yerdir. Tartışmadan daha doğal ne olabilir. Tartışa tartışa, sonunda doğrusunu bulan bir milletiz.

Meclis Başkanı Köksal Toptan, TV8'de yayımlanan 'Başkentten Programına' katıldı. Program sunucusunun, 'Milletin Atatürk'ün koltuğunda oturuyorsunuz ama milletin arasında bölücülük çıkaranları barındırıyorsunuz, atsanıza DTP'yi oradan' dediğini söylemesi üzerine Toptan, 'DTP'li arkadaşlar milletin oyuyla seçilerek gelmiş buraya. Madem atacaktık niye getirdik. Bu meclis, renkli haliyle çok çeşitli fikirleri temsil ediyor. Bu, Türkiye için büyük bir şanstır' diye konuştu.

Meclisteki siyasi temsil oranının yüzde 85'e ulaşmış durumda bulunduğunu belirten Toptan, şunları söyledi:

'Ben de DTP'li arkadaşların pek çok davranışlarını tasvip etmiyorum. Eleştirileri yüzlerine karşı söylüyorum. Ama millet getirdi, buradan birileri gönderecekse yine millet gönderecek. Buna bizim karar vermemiz mümkün değil. Haklarında açılmış dava var. Hepimiz yargı kararlarına saygı gösteririz. Ama ben Parti kapatılmasına taraftar olan bir insan değilim. Burada DTP'li arkadaşlarımız Parlamento kürsüsünü kullanarak, kendi mensuplarının, tabanlarının sorunlarını gündeme getirebilir. Zaten getiriyorlar da. Onlara kimse engel de çıkarmıyor.'

Tarih önünde ettikleri yemine sadakatten kesinlikle vazgeçilemeyeceğini, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüyle ilgili yemin içerisinde de olan hususa dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Toptan, her konunun her şeyin tartışılabileceğini kaydetti.

Toptan, 'Teröristlerin başı Mecliste, haberiniz yok mu?' şeklindeki bir soruya, 'Hukuk devletinin kuralları işler, dokunulmazlıkla ilgili fezlekeler geliyor, işleme koyuyoruz, şimdilik dokunulmazlığı kaldırılan yok. Partiyle ilgili kapatma davası devam ediyor. Yani bir Hukuk devletinde olduğumuz için yargıya ve hukuk devletine inanmamız, cumhuriyetin temel niteliklerinden biri olan hukuk devleti kavramına inanmamız lazım. Birbirimize tahammül etmemiz lazım, hoşgörüyle yaklaşmamız lazım, kardeş olduğumuzu unutmamamız lazım. Bu dokuyu, bu hoşgörüyü, bu anlayışı bozacak davranışlardan herkesin kaçınması gerekir. Bu devleti, bu Cumhuriyeti nasıl hep beraber kurduk, bunu böyle yaşatır, güçlü hale getiririz' cevabını verdi.

-ANAYASANIN İLK 3 MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ-

Toptan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Anayasanın değiştirilemez ilk 4 maddesinin tartışmaya açılabileceğine yönelik bir beyanat verdiğinin sorulması üzerine, şöyle dedi:

'Sayın Haşim Kılıç, yaklaşık 17-18 yıldır Anayasa Mahkemesinde bulunuyor. Böyle bir şeyi, belki bilimsel olarak ortaya koyabilir. Şahsi düşüncemi soracak olursanız, Anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez 1, 2 ve 3'üncü maddeleriyle ilgili tartışmalara girmemek lazım. Özellikle Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirecek davranışlardan herkesin özenle kaçınması gerekir. Çünkü onlar bizim devletimizi var eden temel unsurlardır. Cumhuriyetimizi var eden temel niteliklerdir. Onlardan vazgeçmememiz söz konusu olmaz. O nedenle onları tartışmaya açmamak lazım. Açmanın da pek fazla faydası yok. Oralarda meydana gelecek tartışmalar yeni bunalım ve buhranları meydana gelir. Çok şükür ki Türkiye, her şeyi tartışan özgür bir ülke. Bu gibi konuları bile tartışıyor. Fikirlere katılmasak bile fikirlere tahammül etmemiz lazım. Kim söylerse söylesin, her düşüncenin karşısında saygıyla eğilmemiz lazım. Katılırız, katılmayız, inanırız inanmayız o başka bir konu. Bizim düşüncemizin tersini söyledi diye karşımızdakini düşman edemeyiz. Mümkün olduğunca sorunları azaltalım.'

-'ALEVİ KÜLTÜRÜ OLMASAYDI...'-

TBMM Başkanı Toptan, son gazi Mustafa Şekip Birgöl'ün nereli olduğunu dahi bilmediğini belirterek, bu konudaki duygularını 'Topyekün olarak ayaktayız. Alevi olsa ne fark eder ki. Alevi kültürü olmasa Anadoluda dil birliğini koruyamazdık. O nedenle Alevi kültürüne çok şey borçlu olduğumuzu ifade etmemiz lazım' sözleriyle dile getirdi.

Toptan, Alevi vatandaşların hükümet, devlet tarafından makul görülen taleplerini oturup konuşmak, sorun gibi görünen konuları tartışmak ve çözüm bulmak gerektiğini belirterek, 'Hepimiz birbirimizi tamamlıyoruz. Alevi kültürü olmasaydı, belki Türkçeyi kaybederdik. Sorunları da çözeceğiz. Toplumun görevlerinden biri de bu. Herkesin sorunları var. Bunlar haklı söylenebiliyor olması önemli, karşılık bulması, tartışılması önemli. Bunlar sağlandıktan sonra çözüm buluruz. Barikayı hakikat, müsademeyi efkardan doğar, yani doğru sonuçlar, fikirlerin çatışmasından doğar. Bunun gereğini yerine getirdikten sonra sorunları çözeriz' diye konuştu.

-'TÜRK HALKININ LAİKLİKLE BİR SORUNU YOK'-

Toptan, laiklikle ilgili soruları da cevaplandırdı. Toptan, 'Türk halkı, laiksizmi sevmiştir, benimsemiştir. Türk halkının laiklikle bir sorunu da yoktur. Türkiye'de bir yaşam biçimine dönüşmüştür. Türkiye, böyle bir gelenekten geliyor' dedi.

Osmanlı Devletinin bir din devleti olduğunu, uygulamalarına bakıldığında başka dinlere karşı engin bir hoşgörü bulunduğunu kaydeden Toptan, İstanbul'da 3 semavi dinin mabetlerinin yan yana olduğunu anımsattı.

Toptan, program sunucusunun, 'AK Partililer, sizin de beyninizi yıkamıştır? Bunlar şeriatı getirecek, bizi karanlığa götürecekler. Sizi onun için Meclis Başkanı yaptık, haberiniz yok mu?' demesi üzerine konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Yok, yok... Türkiye ana rotasından kesinlikle sapmaz. Türk halkının laiklikle ve cumhuriyetin temel nitelikleriyle hiçbir ihtilafı yoktur. Türk halkında engin bir hoşgörü vardır, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler vardı. Meclis de bunların birleştiği yerdir. Tartışmadan daha doğal ne olabilir. Tartışa tartışa, sonunda doğrusunu bulan bir milletiz.

Herkes cumhuriyetin temel nitelikleri konusunda samimi ve içtenlikle davranıyor ama biz açık toplumuz. Halkın belli kesimlerinde marjinal düşünceler de olacak onlara da saygı göstermek lazım. Türkiye'de bunun sağında solunda çeşitli ekstremlerde bunların toplamdaki oranlarının yüzde 5'leri hatta yüzde 10'ları geçtiğini kesinlikle söyleyemeyiz.'

-ANAYASA MAHKEMESİNİN BAŞÖRTÜSÜ KARARI-

TBMM Başkanı Toptan, başörtüsü takanların Meclise milletvekili olarak giremediklerine ilişkin bir soru üzerine, 'Başörtüsü yasağını çok doğru bulmuyorum. Ama olayı sosyal bir sorun olarak ele almakta yarar var. Sosyal sorun olarak ele alınırsa bana göre çözülür de' dedi.

Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı anımsatan Toptan, 'Anayasa Mahkemesinin verdiği karara elbette saygılıyız ama gerekçesine kesinlikle katılmıyorum. Çünkü orada bize dönük de bir suçlama var. Çünkü Anayasa Mahkemesi türban kararıyla ilgili gerekçesinde diyor ki 'Meclis anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükmünü dolaylı olarak değiştirmiş' Hayır, öyle bir öneri gelse ben işleme koymam. Lafsıyla da ruhuyla da baktığımız zaman Anayasa değişikliği önerisinin kesinlikle anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümlerini doğrudan ya da dolaylı ortadan kaldırma hedefi söz konusu olamaz' diye konuştu.

'Anayasayı değiştiremeyen bir Meclis'in başkanı olsanız ne olur?' yolundaki bir soruya da Toptan, şu karşılığı verdi:

'Kuvvetler ayrılığı, herkesin kendi başına hareket etmesini gerektirmez. Tam tersine modern demokrasilerde kuvvetler ayrılığı, birbiriyle ahenkli çalışmayı öngörür. Ahenkli çalışma olmazsa orada kaotik bir takım gelişmeler meydana gelebilir. O da toplumda rahatsızlık yaratır. Kuvvetlerin, birbirine hoşgörüyle bakması, birbirlerinin yetki alanına girmemesi, yetki tecavüzünde bulunmaması ve sınırlarını çok iyi tayin etmesi gerekir.

Şimdi biz yasama olarak 'bizi Türk Milleti seçti, biz istediğimiz yaparız, her şeye muktediriz' nasıl diyemez isek, demememiz lazım ise, yasamanın da yürütmenin de aynı sorumluluk içinde hareket etmesi lazım. Sonuç itibariyle yargı da Türk milleti adına karar veriyor, biz de Türk Milleti adına karar veriyoruz. O nedenle bu kararları verirken birbirimizin yetki alanına, sınırlarına dikkat edersek hiçbir sorun çıkmaz.'

Toptan, Anayasa Mahkemesinin kararına ilişkin 'Ben türbanla ilgili bir Anayasa değişikliği yapılmasına taraftar değildim. Ama yapılan bu türban değişikliğinden sonra Anayasa Mahkememizin verdiği kararı kesinlikle doğru bulmuyorum. Meclisin yetkilerine bir müdahale olarak yorumluyorum' diye konuştu.

TBMM Başkanı Köksal Toptan, AK Parti Yozgat Milletvekili Abdülkadir Akgül'ün dün Plan ve Bütçe Komisyonunda 'Ben vurmaktan hoşlanan bir adam değilim, ama devletim ve milletime karşı gelenleri elbette vurmaktan hoşlanacağım' sözlerine karşılık, 'Bu tür sözleri sarf etmemek lazım. Hukuk devletinde kimin ne yapacağı belli, yasaların kime ne yetki verdiği belli' dedi.

Toptan, 'Orta Asya ile ilişkilerle özel olarak ilgilenen bir kişisiniz, Milli Eğitim Bakanlığınız döneminde. Ne oldu, Meclis Başkanı olunca bıraktınız mı o işleri?' sorusu üzerine, Orta Asya ve Türk Cumhuriyetlerinin kendi hayatında çok özel ve güzel bir yeri olduğunu söyledi.

Atatürk'ün 1933 yılında 'Şu anda Sovyetler Birliği içinde Türk devletleri var. Ama bir gün Sovyetler Birliği dağılabilir ve bu devletler bağımsız hale gelebilir. Türkiye'nin şimdiden buna hazırlık yapması lazım' dediğini anlatan Toptan, bunun 1991 yılında gerçekleştiğini, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından pek çok bağımsız devlet, bu arada da Türk dilini konuşan 5 devletin ortaya çıktığını kaydetti.

Toptan, 'O günü hiç unutmuyorum. Bunların bağımsızlıklarının ilan edildiği günü...Olağanüstü Bakanlar Kurulu toplantısı yapıldı. Ben o zaman Hükümetteydim, Milli Eğitim Bakanıydım. Akşam saat 19.00'da, yapılan Bakanlar Kurulunda biz bu bağımsız devletleri tanıdık.. Dünyada bunların bağımsızlıklarını tanıyan ilk devlet Türkiye'dir. Benim buralarla buradan moral bağlantım var' dedi.

1992 yılı Ocak ayında bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetlerinde büyükelçilikler açılmasına karar verildiğini hatırlatan Toptan, bu ülkelere heyet halinde gidilmesi kararı alındığını kaydetti. Toptan, kendisi, dönemin Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ve Devlet Bakanı Şerif Ercan'ın bu ülkelere ilk büyükelçileri götüren ilk yabancı heyet olduklarını ve o gezilerde her alanda iş birliği yapılmasını içeren protokoller imzaladıklarını söyledi.

Daha sonra, 1992 yılında Ankara'da 'Türk Dili Konuşan Devletler Eğitim Bakanları Konferansını' topladığını ve önemli kararlar alındığını belirten Toptan, bu kapsamda Türkiye'ye öğrenci getirdiklerini anlattı.

Toptan, Türk Cumhuriyetleri ile ilişkileri çok güçlü şekilde kurmaya çalıştıklarını belirten Toptan, geçtiğimiz aylarda Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan'a yaptığı geziyi anımsattı.

'Özbekistan?' diye sorulması üzerine Toptan, fırsat bulup Özbekistan'a da gitmeyi düşündüğünü bildirerek, 'Türkiye ile Özbekistan arasında yanlış anlamalardan kaynaklanan bir takım sorunlar çıktı. Ama, iki kardeş kavga edebilir, küs de kalabilir ama iki ülkenin ilanihaye dargın kalması söz konusu olamaz. O nedenle ben, çok kısa zamanda Özbekistan ile ilişkilerinin de kardeşlik ilişkileri şeklinde yeniden ortaya çıkacağına yürekten inanıyorum' dedi.

Toptan, 21-22 Kasımda Türk Dili Konuşan Parlamenterler Asamblesi toplantısının yapılacağını hatırlatarak, 'Bizim ortak bir asamblemiz olsun istiyoruz, parlamentoların. Bu bizi birbirimize daha çok yaklaştıracaktır, sorunlarımız konuşmak ve ortak çözümler bulmak mümkün olacaktır. Çok büyük bir dünyaya hitap ediyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin orada ister Özbek, ister Türkmen, ister Kazak asıllı olsun, bizim soydaşlarımızla karşılaşıyoruz' diye konuştu.

'Gelecek mi Özbekler?' sorusuna Toptan, 'Belki bu toplantıya gelmeyebilirler. Tabii, gelsin istiyoruz, yürekten istiyorum. Onların olmaması, bizim içimizde bir eksiklik meydana getirir' karşılığını verirken, 'Aile toplanacak bir kardeş olmayacak' denmesi üzerine, 'Bu bizde burukluk yaratır. Umarım, bir biçimde onlar da katılırlar. Ama eğer gelmezlerse bundan sonrakine gelirler. Biz kesinlikle kardeşiz,birbirimizi iyi dinlemeli ve iyi anlamalıyız. Sorunlarımızı varsa birlikte çözmeliyiz' karşılığını verdi.

Sunucunun, 'Ey dost ve kardeş Özbekistan, TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan çağırıyor sizi vatandan' sözlerine karşılık Toptan, 'Geçen günlerde Kırgızistan'da havaalanına indik, her tarafta bilbordlarda benim fotoğraflarım... Müthiş bir şey. Kardeş gibi olmasa bunun başka türlü bunun izahı var mı? Orada bir okula benim adımı verdiler. Ben duygulanmayayım, gururlanmayayım da ne yapayım? Bu dünya ile nasıl kardeş olmayayım' karşılığını verdi.

-'TÜRKİYE, KRİZDEN EN AZ ETKİLENEN ÜLKELERİN BAŞINDA'-

'Ben duygularınızı köreltebilirim 'memlekete perişan oldum, enflasyondan haberiniz var mı, ekonomik kriz geliyor, bu Hükümet bir şey yapmıyor. Meclis başkanımız siz bari bir şey yapın' diyen sunucuya Toptan, şu karşılığı verdi:

'Herkes her şeyi yapıyor. Türkiye büyümesini sürdürüyor. Sayın Başbakan şu anda dünyaya yön veren 20 büyük ülkenin bulunduğu G-20'ler masasında oturuyor. Bu, Türkiye için çok önemli. Muhtemelen bu senenin sonunda dünyanın en büyük 15. ekonomisi durumuna geleceğiz. Global kriz elbette bizi de etkiler. Ama bu etkileşimin en aza indirilmesi için Türkiye, çok güzel öngörülerde bulundu. Şimdi bizim Avrupa pazarımız daralabilir. Daralan Avrupa pazarının yerine ikame etmek üzere bu sene Türkiye'nin bir Avrupa açılımı söz konusu oldu. Afrika'da yeniden 10 büyükelçilik açtık. Kafkaslar ve ötesiyle çok ciddi ilişkilerimiz var. Ekonomik kriz tabii oraları da etkiliyor. Türkiye zannediyorum, bu ekonomik krizden en az etkilenen ülkelerin başında gelecek.'

Toptan, 'IMF ile anlaşma yapmıyor Hükümet. Söyleyin de anlaşma yapsın' denilmesi üzerine de bütün verilerin Hükümet, Merkez Bankası ve Hazinenin elinde olduğunu belirterek, 'Böyle bir ihtiyaç hissettiği takdirde Hükümet elbette yapar. Ama durduk yerde IMF'ten borç almamıza gerek yok. Sonuç itibariyla sonradan da şikayet ediyoruz, bu borçları nasıl ödeyeceğiz diye' dedi.

Basın yayın organlarında, 'IMF ile anlaşma yapsanıza' şeklinde baskı olduğunun hatırlatılması üzerine de Toptan, 'Meclis Başkanı olarak onu bilemem' dedi ve devletin elindeki rakamların ülkeyi yönetenler tarafından iyi bilindiğini söyledi. Toptan, 'Şu kesin olarak biliyoruz Bu kriz süreci çok iyi ve yakından takip ediliyor. Bu çıkarılacak kanunu önemsiyorum. Şu anda yeterli rezervi var. Zannediyorum 80 milyar dolar civarında bir rezerv var. Yurt dışından yeni kaynaklar da Türkiye'ye getirilebilirse rahatlar. Bankaların gelişmelerine bakıyorum, oralarda da şu anda en azından bir tehlike ve tehdit gözükmüyor. Niye bunlar? İki nedenden bir kriz geçirdik ve fatura ödedik. Ayrıca, bu krizden alınmış derslerle 2004 ve 2005 yılında finans sistemi ve bankacılık sektörüyle ilgili, sistemi tahkim edici çok önemli kanunlar çıkardık. Bu sayede Türkiye, bana göre bu krizi en az zararla, belki de zararsız atlatabilecek ülkelerin başında geliyor' diye konuştu.

-'BU SÖZLERİ SARF ETMEMEK LAZIM'-

Toptan, AKP Yozgat Milletvekili Abdülkadir Akgül'ün dünkü sözlerinin hatırlatılması üzerine ise gülerek, 'Sayın Akgül, herhalde çok sinirlendi o ada. Bu tür sözleri sarf etmemek lazım. Hukuk devletini savunuyoruz. Hukuk devletinde kimin ne yapacağı belli, yasaların kime ne yetki verdiği belli. Bütün bunların üstünde, kimsenin kendisini görevli saymaması lazım. Bu sözlere dikkat etmek lazım. Bunun halka yansıması olumsuz olabilir. TBMM'de söylenebilecek her fikre ben, elbette saygı gösteriyorum ama bu sözlere çok dikkat etmek ve bunları sarfetmemek lazım. Herhalde bunu söyledikten sonra rahatsız olmuştur' dedi.

'Sayın Başkan siz oturumları yönetirken, tüyleriniz diken diken olmuyor mu? Hep mi böyle hoşgörülüsünüz, hep mi böyle 'sakin olun, tamam, durun bir bakalım' diyorsunuz?' sorusuna karşılık Toptan, 'Kaba tabir ama, millet bizi buraya maraza çıkartın diye göndermiyor. Tam tersine, 'oturun, konuşun, benim sorunlarıma çözün, çareler bulun' diye gönderiyor. O nedenle, milletin bize verdiği görev çerçevesinde, o sorumluluk içerisinde hareket etmemiz lazım. Ben ve milletvekili arkadaşlarım bunu yapmaya çalışıyoruz' şeklinde konuştu.

-'MUSTAFA' BELGESELİ-

Toptan, Mustafa filmini ile ilgili soruya da filmi izlediğini belirterek, şöyle karşılık verdi:


'Mustafa filmi eleştiriliyor, olabilir. Eleştirilen tarafları var. Sayın Can Dündar, Atatürk'ün bazı bilinmeyen yönlerini öne çıkardı. Olabilir. Ama ben şöyle bir ölçü koyuyorum Ben filmi izledikten sonra, oradan çıkarken benim Atatürk sevgimde ne değişti? Olumsuz hiçbir şey değişmedi. Tam tersi ben, Atatürk'ü daha kendime yakın hissetmeye başladım. Niye? Sayın Can Dündar, insani yönleri, kendi ölçülerine göre daha fazla öne çıkardı. Elbette filmi seyrederken bazı noktaları ben de abartılı buldum. Bu, belki Atatürk ile çok örtüşmüyor. Yani, bildiğimiz Atatürk ile örtüşmüyor. Onlar olmasaydı daha mı iyi olurdu? Olaya bir profesyonel gözüyle bakıldığı zaman, bu belgeselin daha çok seyredilmesi sonucunu mu doğurur? O da bir taktik midir, onu bilmem ben. Ama salt belgeseli seyrettiğim zaman benim, Atatürk sevgimde azalma olmadı, tam tersine çoğaldı. Endişeleri de hoşgörüyle karşılamak lazım. Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor eleştirenlerin, özellikle benim gibi değil de bu işle uğraşan eleştirmenlerin Atatürk belgeselleri yapmaya başlamaları lazım. Onların da Atatürk'ün başka yönlerini ortaya çıkarmaları lazım. Bu yeni yetişen kuşaklar, çocuklarımız için öğretici olur. O bakımdan eleştirilere saygı duyuyorum ama abartmamak lazım. Bir gazeteci arkadaş sordu bana, 'Dolmabahçe Sarayı'nda gala yaptınız' diye. Can Dündar'ın Atatürk aleyhine bir belgesel yapacağı aklımın ucundan geçmez ki...'Dur önce bir seyredeyim, sonra yaparız' yok yani..Ona da çok fazla saplanıp kalmamak lazım. Yapılan işlere saygı duymak lazım. Sonuç itibariyle tartışılan bir konu ortaya çıktığına göre, demek ki ortaya bir eser de çıkmıştır. Ama eksik olanları veya yanlış görülenleri başka belgesellerle tamamlamak lazım. Onda da konuyla ilgili herkese çok önemli görev düşüyor.'

-'PARLAMENTO MUHABİRLERİNE HAKSIZLIK OLMASIN DİYE'-

Toptan, 'Efendim, bir yere gidecekmişsiniz de çok para tuttuğu için vazgeçmişsiniz?' sorusuna karşılık, Parlamento muhabirleriyle önemli bir şeyi paylaşmak istediklerine işaret ederek, 'Patara dünyanın ilk antik, demokratik Meclisi...Onu dünyanın önüne çıkaralım istedik. Ama tartışmalar başka tarafa çekildi. Parlamento muhabirleri, bizim kahrımızı çekiyorlar, haberlerimizle uğraşıyorlar. Onların tamamına yakını gerçek anlamda basın emekçisidir' dedi.

Gezinin denildiği gibi çok pahalı olmadığını kaydeden Toptan, '70-80 gazeteci arkadaşımızın oraya gidiş geliş maliyeti toplam 25 bin YTL idi. Çok büyük bir para değildi. Baktık ki tartışma başka alanlara çekiliyor. O nedenle en azından Parlamento muhabirleri arkadaşlarımıza haksızlık olmasın diye...Belki dernek kendisi ileride böyle bir geziyi yapar. Çünkü oranın tanıtılması bizim için gerçekten çok önemli. Dünyanın ilk parlamentosu...' diye konuştu.

'DİKTATÖRLÜK VE ATATÜRK, KESİNLİKLE YAN YANA GELMEYECEK İKİ KAVRAMDIR'

TBMM Başkanı Köksal Toptan, Kurtuluş Savaşı'nın son gazisi Mustafa Şekip Birgöl'e devlet, millet ve Meclis adına en güzel töreni yapmanın görevleri olduğunu belirterek, 'Her şeyin eksiksiz yapılmasını istiyoruz. Umarım bu önemli görevimizde hiçbir eksikliğimiz ve yanlışımız olmaz' dedi.

Toptan,, Kurtuluş Savaşı'nın son gazisi Mustafa Şekip Birgöl için bugün TBMM'de yapılacak tören hazırlıklarına değindi. Bugün hem TBMM, hem de Türkiye için özel bir gün olduğunu ifade eden Toptan, 20 Nisan 1920'de kurulan ve Birinci Başkanlığını Atatürk'ün yaptığı Meclisin, Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı yönettiğini hatırlattı.

Toptan, Birinci Meclisin üyelerinin bir taraftan yasama çalışmalarına katıldıklarını, diğer taraftan da aynı cepheye gidip asker elbisesini giyerek düşmanla savaştığını anlatarak, şöyle dedi:

'Böyle bir Meclis, daha sonra Atatürk'e Gazilik unvanı verilmesiyle birlikte Gazi unvanını almıştır. Gazi Meclis tarihimizde çok önemli yer tutmaktadır. Kurtuluş Savaşı'nın önemli isimlerinden bir tanesi Sayın Birgöl, Kurtuluş Savaşı'nın son Gazisi unvanıyla aramızdan ayrıldı. Şimdi ona en güzel töreni yapmak devlet millet olarak, Meclis olarak bizim görevimizdir. Gruplarımız ve milletvekillerimizden de talepler geldi. Ben de bu talepleri anında karşıladım. Bugün ailesinin de rızasını alarak, eski cumhurbaşkanlarımızın, Meclis başkanlarımızın, başbakanlarımızın, askerlerimizin, milletvekillerimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın katılacağı bir törenle Gazi Meclis, son gazisine son görevini yapacak. Arkasından da yarın İstanbul'da bir tören yapılacak. Oradaki tören de bir devlet töreni niteliğinde. Orada Cumhurbaşkanımıza vekaleten bulunacağım, halkımızın da katılımıyla çok büyük ve yakışır bir tören düzenleneceğine inanıyorum. Milletlerin tarihinde pek rastlanmayan bir günü yaşayacağız. Son gazimize karşı son görevimizi yapacağız. Türkiye gibi büyük ülkelerin gazi unvanı taşıyan bundan sonra da insanı, vatan evladı olacaktır. Kurtuluş Savaşı bizim için çok özel ve önemli. O nedenle Kurtuluş Savaşı'nın son gazisinin de bizim için çok özel bir yer ifade ediyor.'

TBMM Başkanı Toptan, Birgöl'ün cenazesinin İstanbul'dan askeri uçakla getirilip, tekrar askeri uçakla gönderileceğini belirterek, 'Her şeyin eksiksiz yapılmasını istiyoruz. Umarım bu önemli görevimizde hiçbir eksikliğimiz ve yanlışımız olmaz' dedi.

'Atatürk bir diktatör müydü?' sorusu üzerine Toptan, 'yok canım' karşılığını verdi.

Liderlere haksızlık yapmak istemediğini ifade eden Toptan, 'Atatürk Birinci Meclisimizin ilk Başkanı, Atatürk ilk Cumhurbaşkanımız' diye konuştu.

Meclisin açıldığı 88 yıl, Cumhuriyetin ilan edildiği 85 yıl içinde liderler açısından değerlendirildiğinde en ağır eleştirilere muhatap olanların başında Atatürk'ün geldiğini dile getiren Toptan, şunları kaydetti:

'Meclisin ilk yıllarında, savaşın cereyan ettiği dönemlerde Atatürk, Meclis kürsüsünde kendine yapılan en sert eleştirileri bile büyük bir sükunetle ve suhuletle cevaplandırmaya çalışmış, ender liderlerden bir tanesidir. O günün şartlarını düşünürsek, bu eleştirilerin ne anlama geldiğini daha iyi okumak mümkündür. O nedenle diktatörlük ve Atatürk, kesinlikle yan yana gelmeyecek iki kavramdır.'

Atatürk ve Meclisin ne anlama geldiğinin sorulması üzerine de Toptan, Birinci Başkan Atatürk'ün, işgal ettiği makamı işgal etmenin, bir siyasetçi için gerçekten onurların en büyüğü olduğunu bildirdi.

Toptan, bunun bir sorumluluğunun da bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

'O sorumluluğu ve onuru beraber taşımanın gerektirdiği hareketleri yapmaya çalışıyoruz. Meclisimiz renkli. Türkiye'nin kaderini etkileyen çok büyük kararlara imza atan Meclis, Kurtuluş Savaşı'nı yöneten bir Meclis. Zabıtlar incelenirse çarpıcı sonuçlar elde edilir. Savaşın en kızgın zamanında Meclis, Türkiye ekonomisi için önemli kararlar almış, tartışmalar yapmıştır. Devrimleri gerçekleştirmiştir. Akıl almaz şeyleri gerçekleştirmiştir. Türk Ceza Kanununu yapmak için 3 sene uğraştık. Türk Ticaret Kanununa da 5 senedir uğraşıyoruz. Bunlar kolay işler değil. Çok kısa süre içerisine sığdırılmış büyük işleri, Atatürk gibi büyük liderler yapar.'


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


HATİPOĞLU, ADAYLIK TEKLİFİNE NE DEDİ?

AKP'Yİ ELEŞTİREN İMAM GÖREVDEN ALINDI

HÜKÜMETE, MEVDUT GARANTİSİ YETKİSİ
»  BÖYLE TEFTİŞ, BÖYLE MÜFETTİŞ DOSTLAR BAŞINA!
»  ÇUBUKÇU'NUN BÜYÜK SKANDALI
»  AKP'Lİ AKGÜL: "SADİST DEĞİLİM, VURURUM, NE VAR BUNDA"
»  ERGENEKON'UN KİLİT İSMİ ALİ YİĞİT KONUŞTU
»  ALKOLLÜ SUBAYLARA POLİS KELEPÇESİ
»  ERUYGUR'UN DUŞMESİ TARTIŞILIYOR
»  ABD ASKERİ KONVOYUNA SALDIRI, 21 ÖLÜ
»  DOLAR'IN ATEŞİ DÜŞMÜYOR
»  STAR, AYDIN DOĞAN'I ÇOK KIZDIRMIŞ!
»  AKP'Lİ VEKİL'DEN ŞOK SÖZLER
»  DEMİRTAŞ'IN CEZASI İLE İLGİLİ GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI
»  YIKIM MÜTEAHHİTLERİ
»  ARINÇ'IN GÖSTERDİĞİ ADRESTE ERBAKAN HOCA ÇIKTI!
»  TÜBİTAK ROKETLERİN BİLE DELEMEDİĞİ ZIRH ÜRETTİ
»  İMAM NİKAHLI EŞ VE NİŞANLIYA DA TAZMİNAT GELİYOR
»  İŞTE BAYKAL'IN KRİZDEN KURTULMA FORMÜLÜ
»  HAKAN ŞÜKÜR, KİT KOMİSYONU GÜNDEMİNDE
»  CHP'DEN, GÜNAY'A "SON CELLAT" SORUSU
»  YÜKSEK YARGI CİNSEL SUÇTA CEZA ARTTIRIMINI GÖRÜŞECEK
»  DİNK, RAPORU "YENİDEN SORUŞTURMA" DİYOR
»  DTP ESKİ GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ,RESMEN TERÖRİST
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.