Son 7 yılda Türkiye’de kadın cinayetleri oranı yüzde bin 400 arttı.
Kadına yönelik cinsel saldırı suçları son 5 yılda yüzde 30 oranında arttı.
Resmi rakamlara göre son 7 ayda, 226 kadın öldürüldü, 478 kadın tecavüze, 722 kadın tacize uğradı.
Tam 6 bin 423 kadın ise aile içi şiddet nedeni ile hastanelere başvurdu.
Erkekler de şiddete uğruyor elbet. Kocasını döven kadın haberleri okuyoruz, duyuyoruz zaman zaman…
Peki,  yukarıdaki tablo neyin göstergesi?
Kadın daha çok şiddete, tacize… uğruyor’un mu?
Erkekler kendine güvensiz’in mi?...
Yetersizlik duygusunun mu?...
Şiddeti yaşadım’ın mı?...
Şiddete şahit oldum’un mu?...
Genç Hayat Vakfı ve Geleceğimizin Çocukları Vakfı, 49 ilköğretim okulundan yaşları 12-15 olan 440 çocuk ile görüşerek, ev içinde şiddete maruz kalıp kalmadıklarını sormuş.
Sonuç: Bir yılda çocukların yüzde 73.41'inin ev içerisinde en az bir defa şiddete maruz kaldığını ortaya çıkarmış.
Şiddet sadece “güç uygulaması” değil tabi ki…
Aynı araştırmada çocukların yüzde 67.9'u ev içinde duygusal, yüzde 37'si fiziksel şiddet ile karşılaştıklarını, yüzde 25.7'si ise ihmal edildiklerini belirtmiş.
Psikologlar, psikiyatrlar ailesinde şiddete maruz kalan ya da şahit olan çocukların istediklerini elde edemediklerinde şiddete başvurduğunu belirtiyorlar.

Okula giden çocuk eğer okulda da öğretmeni tarafından aşağılanıyor, hakarete vb. uğruyorsa yani, şiddeti bir başka boyutu ile okulda da yaşıyorsa, evde yaşadığı ya da şahit olduğu “şiddet duygusu”nu pekiştirmiş oluyor. Yani şiddetin “doğal” olduğunu öğrenerek büyüyor.
Fazla söze ne hacet. İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım. Kız ya da erkek çocuklarımızın medeni bir birey olması bizim elimizde.
Sağlıklı ev ortamında yetişen sağlıklı bireyler ve sağlıklı bir toplum…
2013’den dileğim bu. Mutlu yıllar…