İyi Parti’nin kuruluşunun ikinci yılı nedeniyle, Genel Başkanı Meral Akşener’in davetlisiydim. Yaklaşık üç saat süren yemekli toplantının sonucunu iki noktada özetlemek mümkün.
Meral Akşener’i bulunduğu durumdan çok memnun gördüm. Bunu da yemek boyunca mutlu kahkahalarla dışa vurdu.
Diğeri ise, Merak Akşener, partisinin kapısını iyice aralamış, hatta AK Parti ve içinden çıkan iki partiye de sonuna kadar kapıları açmış görünüyor…
Davetin her noktasında AK parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ruhu vardı.
Örneğin, yemeğin başında, Rizeliler konusu açıldı. Meral hanım, Rizeli olan eşi Tuncer Akşener’in “sevimli” ve “arkadan iş çevirmeyen” vb. özelliklerinden bahsederken, eşi gibi Rizeli olan Erdoğan’ın görünmez varlığı ileyemek başladı.
Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tutmadığını söyledi. Bunu da “birinin başına taş düşse Erdoğan’dan biliyor” diye eleştirdi. Ancak bu sistemden yine Erdoğan sayesinde kurtulacağımızı da müjdeledi.
Yani, yine Erdoğan…
Türkiye’de istediği her şeyi yapan, sistemleri değiştiren Recep Tayyip Erdoğan, yakın bir zamanda, Akşener’in de savunduğu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme” geçecekti. Meral hanıma göre, umut yine Erdoğan’dı. Ayrıca Meral Hanım Erdoğan’ı da “Bu mevcut sistemle seçime girersen kaybedersin” diye uyardı.
Söz erken seçime geldiğinde, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yemek masasında yine Erdoğan vardı. Akşener, erken seçime karar verecek olan kişinin de Erdoğan olduğunu ve bir kararname ile ülkeyi erken seçime götürebileceğini vurguladı.
Siyaseti “kaba saba üsluptan” ayırmaya çalıştıklarını anlattı Akşener. İnsanların şahsiyetini ve ailesini hedef alan konuşmalar yapmadıklarını söylerken yine Erdoğan’ın ruhu yemek masasının üzerindeydi.
Akşener, sohbetin bir yerinde yine sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a getirdi. Son zamanlarda Erdoğan’ın halkın içine çıkmadığını, saraya kapandığına işaret etti. Meral hanım , sarayın, insanları halktan kopardığını da hatırlatarak, “Saray, Erdoğan’ı kapattı, steril hale getirdi, saray paralel evren yarattı” diyerek Cumhurbaşkanı’nı bir kez daha masaya getirdi.
Meral hanım, yemek boyunca AK Parti’nin kendi evinde kurulduğunu anlattı. Erdoğan’ın alacaklı olmayı sevdiğini, borçlu kalmayı sevmediğini belirtti. Bu konuda anlattıklarını ise tam anlayamadım. Sanki üstü kapalı, Erdoğan’a şifreli mesaj gibiydi:
“… Erdoğan borcunu öder. İster manevi, ister maddi. Manevi borcunu da öder, maddiyide öder, fazlasıyla öder. Ben alacaklıydım sayın Erdoğan'dan, aile olarak alacaklıydık, borçlu oydu ödeyememişti. Bizim partimize ve bana çok rasyonel bir strateji yaptı. Görmedi, duymadı, tek kelime etmedi. Ama aşağı tarafta inanılmaz bir Akşener şeytanlaştırması oldu. Evim basıldı. Basanlar beraat etti. AK Parti bir tarafıyla da bizim evimizde kuruldu. Benim kim olduğumu da sayın Erdoğan biliyor. Şeytanlaştırılmış Meral Akşener bu kadar şeytansa neden bir şey yapmadınız. Saray halkı bunu soruyor…”
Akşener, yemeğin sonuna doğru, AK Parti ile olduğu gibi, CHP ile de rakip bir parti olduklarını söyledi. Bu sözleri üzerine, “AK parti ile ittifak yapar mısınız?” diye soruldu.
İYİ Parti Genel Başkanı bu soruya “hayır” demedi. MHP’yi kastederek, bakın nasıl cevap verdi:
“ Siz bu soruyla ‘illet zillet’ diyen küçük ortağı neden huzursuz ediyorsunuz? “
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da masada olduğu, İYİ Parti’nin yemeğini yine Akşener’in ifadesi ile bitiriyorum.
“Şenlikli günler”