Hafta sonu, Mersin Narenciye Festivali'ndeydim. Ancak ilk planda narenciye yerine Mersin'in plaka
numarası olan “33” metrelik tantuni ön plana çıktı.

Kasım ayında, ilkbaharı yaşıyordu Mersinliler. Limon'un ana vatanında, limonata gibi bir hava, bizim
gibi karasal iklimden gelen Ankaralılara iyi geldi.

Festivallerin, kentlerin yaşamına renk katttığına inananlardanım. Yılın belli periyodlarında, neşe içinde,
birlikte eğlenmenin, olumsuzlukları unutmanın insan yaşamına iyi geldiğini biliyorum.

Mersin'de olduğu gibi festivaller, farklı kültürlerle tanışılmasına ve kaynaşılmasına da katkı yapıyor.
Şili'den, Hindistan'a kadar 25 ülkeden gelen folklor ekipleri, Mersinlilere, kendi ülkelerini tanıtma fırsatı
bulduğu gibi dostluklar oluşmasına da katkı sağlıyor.

Mersin 7. Uluslararası Narenciye Festivali'ndeki geçit töreninde de en fazla alkışı bu ülkelerden gelen
folklor ekipleri aldı. Kıyafetleri ve dansları ilgi ile izlendi.

Bol, bol İzmir Marşı ve 10. yılı marşını dinledik.
Atatürk t-shirtlerini giyen çok sayıda katılımcı, Mersin Valisi ve protokolun önünden geçerken coşkuyla
İzmir Marşı ile 10. Yıl Marşı'nı söyledi.

Bu coşkuya protokolden de büyük alkış geldi.
Ancak, bazı il yöneticilerinin İzmir Marşı söyleyen grupları alkışlamamak için başka taraflara baktıkları,
yanındakinin kulağına eğilerek konuşuyormuş gibi yaptıkları, iki elini bacaklarının arasına saklayarak
"alkışlıyormuş" gibi yaptıkları da bulunduğum yerden görülebiliyordu.

Mersin'e, Dubai benzetmesi...
31 Mart seçimlerinin üzerinden henüz 7 ay geçti.
Bu nedenle de Mersin Festivali'nde ilgi Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'in üzerindeydi.
Festivale katılan tüm gazeteciler Seçer'le görüşmek istiyordu.

Ancak, memleketi Mersin Narenciye Festivali'ne Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra ilk kez
katılan Vahap Seçer halkın arasındaydı.
Limon Fidanı dağıtıyor, sevgi gösterilerinde bulunanlarla anı fotoğrafları çektiriyor, kendisine oy verenlere
teşekkür ediyor, atanmşlarla birlikte protokol görevlerini de yerine getiriyordu.

Yine Vahap Seçer'in, halkla iç içe çok yoğun olduğu bir gündü.
31 Mart seçimlerinden 12 gün önceydi. Seçim gezilerine devam ediyordu. Araya ben girdim ve bir saatini
alarak, "seçim özel" isimli bir televizyon programı yaptım.
12 puan fark ve zafer...

Vahap Seçer, bu programda bana seçim zaferini ilan etmiş ve "en yakın rakibimle aramda 12 puan
fark var" demişti. Seçer, "bu farkın kapanması mümkün değil" diyerek iddiasını sürdürmüştü.
Açıkcası, bu erken seçim zaferi, bana da çok iddialı gelmişti.
Ancak, 12 gün sonra, yüzde 45 gibi bir oyla Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti. Üstelik,
Mersin'de ittifak olmadığı için İyi Parti de iddialı bir ismi aday yapmıştı.
"Kent'e Hakimiz."

31 Mart seçimlerinden sonra Festival nedeniyle, ilk defa tekrar bir araya geldik Vahap Seçer'le.
Sohbet sırasında, "Sıra Dışı Başkan oldum, bunu gerçekleştirdim" dedi. Ve, " Mersin'e hakimiz"
diyerek kopnuşmasına başladı.
Mersin'in çok sektörlü bir şehir olduğunu anlatan Seçer, liman nedeniyle dünyaya mal satan ve dünyadan mal alan bir şehir olan Mersin'i, Dubai'ye benzetti.

Vahap Seçer'in, bölgesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali'ne karşı duruşu devam
ediyor:
"Karşı çıktım. Kişisel davam da var. Batı Mersin'i, turizmi ve tarımı çok etkileyecek. Uygun
görmediğim bir yatırım"
"Boğaziçi yasasına hayır..."
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'e, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmeyi, Fuat
Oktay başkanlığında kurulan komisyonu ve Whats Up grubunu hatırlatıyorum.
Vahap Seçer, "Fuat beyden halen davet bekliyoruz" diye cevap verdi. Whats Up grubunda da bir tane
bile paylaşım yapılmamış.
Yani, Erdoğan'la görüşmeden bu yana hiçbir şey yapılmamış.
Sözü, Akdeniz'den, Karadeniz'e taşıyorum.
Hükümetin, hazırlık içinde olduğu Boğaziçi yasası ile, Ekrem İmamoğlu'nunelindeki yetkilerin alınmak
istenmesine getiriyorum.
Mersin Belediye Başkanı, İstanbul'daki meslektaşına büyük bir destek gönderiyor ve "boğaziçi yasasını
reddediyorum" diyerek konuşmaya başlıyor.
Bir gün önce İzmir'de bir araya gelen CHP'li 10 Büyükşehir Belediye Başkanları toplantısında konuyu
enine boyuna değerlendirdiklerini anlatıyor.
Ardından da, şunları söylüyor:
" İstanbul Büyükşehir Belediyesinin elindeki yetkilieri alacaklarını zannetmiyorum. İktidar gücünü
kullanarak böyle bir yanlış yapılmaz. Her iktidar tüm yetkileri kendi üzerine alacaksa, bu ülke yaşanmaz
hale gelir. Belediye Başkanlarını da seçmeye gerek kalmaz. Belediye Başkanları da atanır olur biter.
Seçim yarışından da kurtuluruz. Yorulmayız."
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, sözlerini partidaşı ve meslektaşı Ekrem
İmamoğlu'nun sloganı ile tamamlıyor:
"Her şey güzel olacak"
Mersin Ticaret Borsası ve Festival İcra Komitesi Başkanı Abdullah Özdemir'in koordinataörlüğünde
düzenlenen bu güzel festivale, bu sözlerle veda ediyoruz.