Gazi Meclis’e girdiğimizde ilk dikkatimi çeken şey elektirik süpürgeleri oldu. Görevliler, bir
gece önce kimilerine göre 7, kimilerine göre 15 kez bombadan geriye kalanı süpürüyorlar.
Kurtuluş Savaşı’nda açıldığı için “Gazi” ünvanı alan TBMM, 96 yıl sonra gerçekten Gazi
oldu, ağır yaralandı.
Düşmanın mermilerine hedef olmayan Gazi Meclis, kendi ordusunun uçaklarıyla ağır
yaralandı.
İktidar tarafındaki bahçeden geçtikten sonra yine İktidar milletvekillerine ait kulisin, bir
geceki bombalı saldırıdan yara almadan kurtulduğunu görüyoruz. Biraz daha ilerleyince ise
yaranın ne kadar ağır olduğuna tanık oluyorum.
“ FETÖ DELİĞİ ”
Dış kulis harabeye dönmüş.
İktidar ve Muhalefet kulisleri arasındaki çiçek bahçelerimiz yok olmuş.
Hemen üzerindeki büyük bir delik dikkatimi çekiyor. Füzelerden biri buraya isabet etmiş.
Başbakan’ın odasına yakın bir mesafede. Herhalde bu oda hedef alınmış. Çünkü Meclis’teki en
ağır hasarı, başbakan’ın odası ile bu odaya giden koridor almış
Demirleri dışarı fırlamış bu büyük deliğe “FETÖ DELİĞİ” adı konulmuş. Meclisi ziyaret
edenlerin ilgi odağı olmuş FETÖ DELİĞİ. Herkes bu deliğin fotoğrafını çekiyor. Bu talihsiz
saldırının bir simgesi olmuş FETÖ DELİĞİ.
VEKİLLERE TARHANA ÇORBASI..
Bombalamadan sonra hiçbir şeye dokunulmamış. Temizlik de yapılmamış. Cam kırıkları
yerde tutuluyor. Kırılan kapılar henüz yerlerinden çıkartılmamış. Hasar gören bazı odalardaki
eşyalar boşaltılmaya başlanmış. Cam ve beton düşerek tehlike yaratacak bölgelerin etrafı,
kordonla çevrilerek uyarı yazıları asılmış. Ancak bunları dinleyen yok. Meclisin kapıları sonuna
kadar açılmış. Eline Türk Bayrakları alanlar Meclis’e gelerek bu saldırının sonuçlarını görmeye
çalışıyor.Uzun namlulu silahlı polisler, belindeki yedek silahlarını göstererek koridorlarda
dolaşıyor.
Lokantalar da hasar gördüğü için vekillere ve ziyaretçilere seyyar araçlarla tarhana
çorbası, kaşarlı ekmek ,poğaça ve çay ikram ediliyor
MUHALEFET KULİSİ KALMAMIŞ..
Fetö deliğinin bulunduğu bölgeden muhalefet kulisine geçtim. En büyük darbelerden birini
yine muhalefet almış. İktidar kulisi kadar şanslı değillerdi. Sanki uçaklar muhalefeti hedef almış
gibiydi. Kulis diye bir şey kalmamış. CHP, HDP ve MHP Milletvekillerine ayrılan bu kuliste
oturacak tek bir yer kalmamış.
BAŞBAKAN: “DOKUNMAYIN”
Buradan birinci kata çıktığımızda bir harabeyle karşılaşıyoruz. Başbakan’ın Meclis’teki
odasına giden koridordayız. Koridor diye bir şey kalmamış. Beton bloklar ağır darbe almış. 30
yıldır bu koridorlarda haber kovalarım, içim ezildi. Gözümün önünden şerit gibi geçti yıllar..
Fetö deliğine bu defa arkadan bakıyorum. Deliğin içinden alt kata kulislere, beton
parçacıkları düşmeye devam ediyor.
“Başbakan” tabelası kaldırılmış. Beyaz renkli eşyaların bulunduğu odanın kapısı
kopmuş. Aradan uzanarak fotoğraf çekiyorum. Bu arada bir görevli “çekmeyin” diye uyarıyor.
Ardından da aynı görevli “Başbakan, hiçbir şeye dokunmayın diye uyardı” diye da hatırlatıyor.
Kırılan tahtaların ve beton parçalarının üzerinden geçerken cam kırıklarına basıp kayıp
düşmemek için özenle yürüyorum. Hemen yan odada engeli milletvekiline ait arabayı gördüm.
Araç sağlamdı ancak bu aracın bineceği engelli asansörleri yıkılmıştı..
GENEL KURUL, SAĞLAM KALMIŞ.
Saldırı nedeniyle olağanüstü toplantının yapılacağı genel kurul salonuna geçtim. Hiçbir
şey yoktu. Sağlam kalan tek alandı. Basın locasına çıkarak toplantıyı izledim. Cumhurbaşkanı’nın
koltuğu dışında her yer doluydu. Çoğu misafirler de ayakta kalmıştı. HDP dışında partiler tam
kadro oradaydı.
Başbakan ve bakanlar salona girdiklerinde Bahçeli’den başlayarak ön sıralarda oturan
muhalefet milletvekilleriyle tokalaştıktan sonra yerlerine oturdular. Birlik beraberlik mesajı
verilmeye çalışılıyordu. Muhalefet, Meclis Başkanını ayakta karşılayan AK partililere oturdukları
yerden baktılar.
Uzun yıllar bu Meclis’te gazetecilik yaparım. Genelkurmay Başkanı’nın tek başına
Meclis’e geldiğini hiç görmedim. Daima kuvvet komutanlarıyla birlikte gelirler ve giderler. Önemli
oturumlarda gözümüz hep onlara ayrılan koltuklarda olur. Gelmedikleri zaman haber konusu
olurlar. Geldikleri zaman da habere not ederiz.
Bu defa Genelkurmay Başkanı tek başınaydı. Boynundaki kızarıklığı kapatan bir kıyafet
giymişti. Komutan arkadaşları ise darbecilerin elindeydi. Gazi Genelkurmay Başkanı,
izleyicilerden ve AK parti milletvekillerinden büyük ilgi gördü, Meclis’ten alkış aldı. Ayağa kalkarak
alkışlayanları selamladı.
BARET DAĞITILDI..
Toplantı sonrasında Meclis’in neden temizlenmediği ortaya çıktı. Diplomatlara bu
saldırının sonuçları gösterilmek isteniyordu. Olağanüstü oturumu izleyen diplomatlara çıkışta
baret dağıtıldı. Bir görevli eşliğinde bombalanan yerler gezdirildiler. Diplomatlar, ülkelerine
gönderilmek üzere bol bol fotoğraf çektiler.
Amaç hasıl olmuş. Saldırıyı gözleriyle gören diplomatlar çıkar çıkmaz da ağır yaralı Gazi
Meclis temizlenmeye başlanmıştı.
Ben de 15 Temmuz darbe girişimden geriye kalanları arkamda bırakarak Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nden ayrıldım.
12 Eylül 1980 askeri darbesini ve daha sonraki süreçleri izleyen bir gazeteci olarak kafamı
kurcalayan birço soru vardı. Sanırım sizin de var..