Türkiye bu günleri, yani emanetçi genel başkan, başbakan dönemini daha önce de yaşadı. Turgut Özal'ın Kasım 1989'da Çankaya Köşk'üne Cumhurbaşkanı olarak çıktığı dönemlerde de yaşadı.,
Yıldırım Akbulut'u emanetçi genel başkan ve başbakan olarak atadı. O da tıpkı Erdoğan gibi emanetçi Genel başkan ve Başbakan'ın yaptıklarını beğenmedi
Baktı parti elden gidiyor, kongre isteyip emanetçiyi değiştirdi.
Mesut Yılmaz geldi. O da istediği gibi olmadı.
Yani Türk halkı bu filmi daha önce izledi.
Sonunda kaybeden Özal'ın partisi Anavatan Partisi oldu.
Bir dönemin ihtişamlı, güçlü partisi tarihten silindi gitti
Şimdi aynı şeyler yine yaşanıyor.
O zaman Başbakanlık ile köşk arasında kriz yaşanırdı, şimdi ise Köşk ile Saray arasında kriz yaşanıyor.
Yani Sorun aynı, adres farklı
Şimdi Davutoğlu gider yeni biri gelir.
Hoş Davutoğlu da kendisini Başbakanlığa ve liderliğe çok erken kaptırmıştı,
Hatta Erdoğan'ın daha yaşarken efsanevi lider, kendisini de AKP'nin yeni lideriilan erecek derece kendisinden emin konuşmuştu.
O sözü söyledikten 3 ay sonra her şey tersine döndü.
Efsanevi lider koltuğu bir gecede altından çekiverdi.
Çünkü ipler hala onun elinde...
Ayrıca Saray cephesine göre Ortada kriz filan da yok.
Niye olsun ki ?
Oyun kurucuda senaristte yönetmen de orada!
O zaman sorun yok!
Ne zaman hangi hamleyi yapacağını bildiği sürece bu iş sürer.
İşi kolay!
Peki, çözüm oluşur mu?
Hayır.
Zaman gelir, yaşananları kapatacak bir emanetçi bulunmaz, O zaman
tezgâh çatırdar.
Çatırtı büyüdükçe ortalık daha da kararır.
İşte O Zaman, Özal'ın Avanatan'ının başına gelenler, AK Partinin başına gelir.
Demedi demeyin...