2015'i pek tatlı yanı olmasa da acısıyla tatlısıyla geride bıraktık., Dertlerin geride kalacağı “iyi bir yıl” ummanın bir anlamı olmadığını hepimizce malum. Yine de yeni yılı iyi dileklerle kutlama bir temenni ve ağıız alışkanlığı mahiyetinde .
Yaşananlara bakılırsa 2016'ya girerken, temenni olarak bile iyi yıllar dilemek bile çok zor.
Sudan sebeplerle islenen cinayetler girerek sapıklaşan bir toplum, siyasi kamplaşmaların düşmancasına keskinleşmesi ve bir bölgesinde savaş koşulları yaşanan bir ülkede, üstelik barış umutları tüm taraflarca alabildiğine baltalanırken, iyi bir yıl ummak mümkün değil.
Zaman canımızı sıkmak, kara kara düşünmek, bir çıkış yolu bulmak için kendimizi paralamak zamanı.
Ne savaş varken yokmuş gibi davranabiliriz, ne “başkanlık sistemi” adı altında otoriter bir liderlik sistemi inşası adımlarını hafife alabiliriz. Ana muhalefet partisinin yapıcı, uzlaşmacı siyaset adına yeni anayasa sürecine olumlu katkı sunmaya çalışmasını anlayabiliriz, ama nereye kadar?!
Sanki tek derdimi Anayasaymış gibi onunla yatıp onunla kalıyoruz! Anlayamadığım, yani Anayasa vatandaşa ne girecekl. . Haklarından haberi bile olmayan sokaktaki vatandaşa Yeni Anayasa ne getirecek! Tek derdimiz Başkanlık sitemi
Yeni anayasa sürecinin hayra yorulacak hiçbir yanı yok. 12 Eylül Anayasasından kurtulmak hepimizin hayaliydi, ama mevcut koşullarda Yeni Anayasa tartışmasının temelinde, daha fazla demokrasiden ziyade “Türk tipi başkanlık” kurgusu olduğu da bir gerçek.
Bu gerçeği bilmezden gelme teklifi gerçekleri göz ardı etme davetinden başka bir şey değil. Hepimiz biliyoruz ki, parlamenter sistemin değişmesi düşüncesi, mevcut Cumhurbaşkanı’nın daha denetimsiz, daha keyfi bir siyasal yapı isteğinin dışında hiçbir anlamlı gerekçeye sahip değil.
Zaten “fiili başkanlık” sistemi içinde yaşıyoruz ve nasıl bir şey olduğu hakkında yeterince fikir sahibi olduk, gerisi laf kalabalığı. Ortada daha demokratik bir siyasetin parlamenter mi, yoksa başkanlık sistemi ile mi gerçekleşeceği tartışması veya meselesi yok.
Başkanlık sistemini savunanlar da açıkça bunu liderleri tek söz sahibi yapmak için istediklerini çoğunlukla açık bir şekilde ifade ediyor.
2016 , belli ki savaş durumu bir yandan, başkanlık ısrarı bir yandan, toplumsal ve siyasal gerilimler daha da tırmanacak.
Hakkımızda Hayırlısı