Sayıştay uzmanlarının ortaya çıkardığı bu usulsüz uygulama için devlet çalıştırdığı bu personele sadece maaş olarak 2 milyon YTL'ye yakın harcama yaptığı vurgulanırken, aynı kurumda tespit edilen toplam yolsuzluk miktarı ise 10 milyon YTL'nin üzerinde. Ankara Hakimevi'ndeki skandal, TBMM Araştırma Komisyonu'nun talebi üzerine, kamu vakıf ve derneklerinde yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlükleri tespit etmek üzere Ankara Hakimevi ve Adaletevi'nde yaptıkları inceleme sonucu ortaya çıktı. 2007 yılında yaklaşık bir yıl süren inceleme ve yazışmalar sonucunda birden fazla ihmalin yapıldığı ortaya çıktı.
MAAŞLAR DEVLETTEN PARALAR VAKFA
Ankara Hakimevi'nde inceleme yapan Sayıştay uzmanları yaptıkları denetimlerde, söz konusu yerde Adalet Bakanlığı kadrosunda bulunan memurların kanun dışı çalıştırılmakta olduğunu saptadı. Ancak işin ilginç tarafı asıl bundan sonra başlıyor. Çünkü, burada 2003-2007 yılları arasında tam 4 yıl boyunca çalıştırdığı iki hükümlünün eğitilmesi ve gözetilmesi amacıyla tam 45 personel görevlendirildiği tespit edildi.
Bu durum denetçiler tarafından kaleme alınan raporlarda, "Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü ile Ankara Hakimevi İşletme Müdürlüğü arasında ilk defa 31/08/2005 tarihinde olmak üzere her gün toplam 45 çalışan temin edilmek üzere (hükümlü ve personel) protokol yapıldığı tespit edilmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin amacı göz önünde tutulduğunda hükümlülerin gözetim ve koruma altında çalıştırılması olduğu, ancak Adalet Bakanlığı'nın 2 hükümlüsü için 45 personelini Hakimevi'nde çalıştırmasının bu amaca uygun olmadığı anlaşılmaktadır" denilerek bunun izahı isteniyor.
"KAYNAK AKTARIMI VAR"
Adalet Bakanlığı, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı tarafından gönderilen cevabi yazıda, hükümlülerin görevli personelin gözetiminde çalıştırılmakta olduğu belirtilirken, "Personel mevzuatın kendisine yüklediği ödev çerçevesinde, iş yurdunda çalışan hükümlülere eğitim ve gözetim mahiyetinde eşlik etmektedirler. Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu personelinin yukarıda belirtilen yasal mevzuat kapsamı dışında çalıştırılması söz konusu değildir" denilerek, uygulamanın yasal olduğu savunuluyor.
Ancak, bu görüşü raporlarında değerlendiren Sayıştay uzmanları, gözetim ve koruma amacı ile iki hükümlü için bu kadar personel çalıştırılmasının yasa ile düzenlenen amacı aşmakta olduğu, vakıf işletmesine dolaylı kaynak aktarıldığı belirtildi. Raporda, şu görüşlere yer verildi:
"Adalet Bakanlığı kadrosunda olup, personel giderleri ilgili Bakanlık bütçesinden karşılanan söz konusu personelin vakıf işletmesinde çalıştırılmasından dolayı yersiz ödemeye ve kamu zararına neden olunduğu düşünülmektedir. Bu sebeple, kamu zararı olarak değerlendirilen kaynakların tahsili için ilgili bakanlığına yazılmasının uygun olacağı düşünülmektedir." Raporda, bu yolla Adalet Bakanlığı bütçesinden toplam 1 milyon 900 bin YTL ödeme yapıldığı bilgisi de yer aldı.
5 YILDIZLI HAKİMEVİ'NDE ZARAR 10 MİLYON YTL'DEN FAZLA
Adalet Bakanlığı kayıtlarında, Ankara Hakimevi, "konaklama, restoran, konferans salonu, çamaşırhane, kapalı yüzme havuzu, sauna, kondisyon salonu, tenis kortu, düğün salonları, erkek ve bayan kuaför hizmetleri sunan 5 yıldızlı bir sosyal tesistir" şeklinde tanımlanıyor.
Söz konusu Hakimevi, Ankara'da görev yapan ve hakim ve savcıların yanısıra başka illerden gelen hakim ve savcılara da hizmet veriyor. Konaklamada yüzde 50, yeme-içmede ise yüzde 25'lik bir indirimin uygulandığı beş yıldızlı hakim evinde sadece 2003 ile 2006 yılları arasında meydana gelen zarar 10 milyon YTL'ye yakın. Personele ödenen maaş da gözönüne alındığında bu rakam 12 milyon YTL'ye yaklaşıyor.
Raporun, 'işletmenin sahip olduğu kaynakların verimli kullanılmaması" başlığı altında verilen vakfın kuruluş amacına uygun hareket etmediği vurgulandı: "Ancak, Hakimevi Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı iktisadi işletmesidir. Vakıf senedinde belirtilen amaçları gerçekleştirirken kar amacı gütmese de gelirleri ile giderlerini karşılayabilmelidir. İşletmecilik esaslarına uygun olarak faaliyet göstermesi, işletmenin varlığını sürdürebilmesinin bir koşuludur. Bu nedenle vakıf işletmesi yöneticilerinin ileri sürdüğü gerekçeler uygun olmayıp, işletmede sunulan hizmetlerin fiyatlarının tespitinde bu husus göz önünde bulundurulmalı ve faaliyet giderlerinin azaltılması yönünde hareket edilmelidir."
"VAKIF ÜYELERİ DIŞINDA KAMU GÖREVLİSİ ÇALIŞTIRILMASI YASAK"
21.1.1996 tarih ve 23237 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tebliğ"de vakıf üyeleri dışında herhangi bir kamu görevlisinin vakıf hizmetlerinde çalıştırılamayacağı, aynı şekilde 23.7.2003 tarih ve 2003/30 sayılı Başbakanlık Genelgesinde de vakıf hizmetlerinde kamu personeli çalıştırılamayacağı, ayrıca 29.1.2004 tarih ve 25361 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5072 sayılı Kanun ile bu kanunun uygulamasıyla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce çıkarılan 10.1 1.2004 tarih 2004/23 sayılı ile 7.1 1.2006 tarih ve 2006/22 sayılı genelgelerde hiçbir kamu görevlisinin vakıf hizmetlerinde çalıştırılamayacağı belirtiliyor.
Hamza Erdoğan