Sağlığımızla ilgili önemli günlerden geçiyoruz. Sağlık bakanımızın “kan çanağına”
dönmüş gözleri, “Covid19” ile mücadelenin sembolü oldu.
Sağlık Bakanlığı tam 100 yıl önce kurulmuş. Dr. Fahrettin Koca da Cumhuriyet’le
yaşıt bakanlığın, 59.Sağlık Bakanı olarak, bir virusla savaşıyor.
Şimdi 100 yıl geriye gidiyorum.
Gerçek savaş yılları. Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde Kurtuluş Savaşı yapıyor,
batıdan gelen, “kanlı-canlı elinde tüfeğiyle gelen insan şeklindeki virus” lerle
savaşıyor.
İşte bu savaş yıllarında, Atatürk tarafından Sağlık Bakanlığı görevine, Dr. Refik
SAYDAM getirilir. Cumhuriyet’imizin 2. Sağlık Bakanı olan Dr. Saydam, tam 12 yıl
Sağlık Bakanlığı yaparak bir rekora imza atar.
Gerçek savaş yılları. Yokluk içinde salgınlarla mücadele etmeye, aşı bulmaya
çalışan Dr. Saydam, “Sağlığın kozmik odası” olarak bilinen “ Dr. Refik Saydam
Hıfzıssıhha Enstitüsü”nü kurar.
Yıl 1928...
Herkes bilmeyebilir;
Hıfzıssıhha, “ İnsan sağlığını korumak için vücudun ve içinde yaşanan çevrenin
sağlık şartlarını inceleyen, buna göre tedbirler alan ve bu çalışmalardan bahseden
hekimlik kolu, sağlık koruma, sağlık bilgisi, hijyen” demektir.
Dr Refik Saydam adını Atatürk’ten alan, Ankara’nın bozkırında, hastaneler bölgesi
olan Sıhhıye Meydanı’nda kurulan “ sağlığın kozmik odası”, salgınlarla
mücadeleye başlar.
Tam 82 yıl boyunca Kurtuluş Savaşı’ndaki salgınlar burada durdurulmuştur. Ordunun
ve sivilin ihtiyacı olan birçok aşı ve serum burada üretilmiş, su analizleri yapılmış,
kısa sürede bir bilim yuvası haline gelmiştir. Tifo, tifüs, difteri, kolera, boğmaca,
tetanoz, kuduz aşıları burada üretilmiştir.
Hatta ve hatta, bugünkü salgının yayıldığı, Covid19 için aşı ve ilaç aldığımız Çin’e,
bu enstitüden aşı gönderilmiştir. Kuruluşundan sadece 12 yıl sonra, 1940 yılında
Çin’de ortaya çıkan Kolera salgını için aşı ihraç etmiştir. Hatırlarsınız, birkaç hafta
önce Çin’in Ankara Büyükelçisi, 80 yıl önce gönderilen bu aşıları tekrar gündeme
taşımış ve belgeleri de göstererek 80 yıl sonra bir kez daha Türkiye’ye teşekkür
etmiştir.
Ancak, Türkiye “teşekkürü” hak eden, Cumhuriyet’le yaşıt diğer kuruluşlar gibi, “ Dr.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü”nü de diğer bazı kurumlar gibi çoktan
kapatmıştı.
Geçmişle bir hesabımız vardı, herhalde..
Kozmik Odalara girmekle görevliydik sanki...
Önce, Milli Güvenliğimizin mabedi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ,kozmik odasına,
sudan bir sebep yüzünden girdik. Halen yaşayan ve konuşan, üstelik ödüllendirilen
bir fani siyasetçi yüzünden, darmadağın ettik. İçindeki belgeleri nerelere attık, bilen
yok...
Milli güvenliğimiz kadar önemli olduğunu bugünlerde daha iyi anladığımız,
“sağlığımızın kozmik odası” olan Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü”nü ise
83 yıl sonra 2011 yılında kapattık.
Ülkeye verdiğiniz zarar bugün, COVİD19’la mücadelede daha çok ortaya çıktı.
Aşı, üretecek laboratuvar arıyorsunuz.
Bir Kez daha pişmanmısıız