Ekonomi Muhabirleri Dermeği’nin 4. Altın Kalem Ödüllerinin sahiplerini bulduğu 25. kuruluş yıldönümü Ankara Hilton’da düzenlenen bir etkinlikle kutlandı.
Öncelikle başarılı çalışmalarıyla ödüle hak kazanan genç ve dinamik meslektaşları kutluyorum. EMD Başkanı Özlem Doğaner, Başkan Yardımcısı Mehmet Kaya ile tüm Yönetim Kurulu Üyeleri’nin bu güzel etkinlikle ilgili özverili çabaları her türlü övgüye değer… Bundan tam 25 yıl önce kurulan EMD’nin kurucu yönetim kurulu üyelerine “özel ödül” vermeyi düşünme inceliğini göstererek“vefanın en güzel örneğini” sergileyen Yönetim Kurulu’na içten teşekkürler.
EMD’nin Hilton’daki ödül ve kutlama gecesine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji Bakanı Taner Yıldız, AB Bakanı Egemen Bağış ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz katılarak ekonomiye ve Derneğe verdikleri önemi gösterdiler.
Bağış’ın konuşmasında sarf ettiği cümleler mevcut konjonktür açısından çok anlamlıydı. Bağış şunları söyledi:
“Ekonominin iyiye gittiği, böyle bir törene dört Bakan’ın gelmesinden belli. Yüzümüzün akıyla buradayız. Mevlana’nın sözüyle sizlere sesleneyim: Günlerini say, servetini say, büyüklerini say, ama yerinde sayma! Hamdolsun Türkiye yerinde saymıyor.”
EMD’nin bu güzel ve anlamlı gecesinden bir gün sonra Standard & Poor’s’ dan adeta Bakan Bağış’ın sözlerine tekzip edercesine bir açıklama geldi. Kuruluş, Türkiye’nin “Pozitif” olan notunu “Durağan”a düşürdüğünü açıkladı.
Bu açıklamanın ardından önce Maliye Bakanı Şimşek, Fatih Altaylı’ nın “Teke Tek” programında Standard& Poor’s’ un Türk ekonomisine “Çomak sokmaya çalıştığını” açıkladı. Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın söz konusu açıklamayı “Bu kuruluşun saygınlığına ve güvenliğine gelen bir leke “ olarak tanımladı.
Başbakan Erdoğan ise Standard & Poor’s’un “ideolojik yaklaşım” sergilediğini söyledi. “Bunu yemezler! Kredi kuruluşu olarak seni tanımıyorum” dedi.
Standard & Poor’s, Türkiye’nin notunu Pozitif’ten Durağan’a çevirmesinin gerekçesini “Düşük dış talep ve kötüleşen ticaret hacmi” ne dayandırdı. Kuruluş, Türkiye’nin kredibilitesine yönelik risklerin artığını da savundu. Türkiye’nin ihracatında yüzde 18’e varan gerilemenin kuruluşun kararında etkili olduğu anlaşılıyor.
Başbakan ile Bakanların sert çıkışlarının ardından TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları da
işlerin pek iyi gitmediğini teyit eder nitelik taşıyordu. Geçen yılın aynı dönemine göre Tüketici Fiyatları (TÜFE) yüzde 11.14 ile çift haneli bir rakama ulaşmıştı. Yani enflasyon “Ben buradayım. Bir yere gitmedim” mesajı veriyordu.
Sözün özüne gelince… Siyasetçiler, işlerine geldiği zaman yabancı kuruluşlara övgü yağdırıyorlar, ama beğenmedikleri bir olumsuzlukla karşılaştıklarından kendilerini tutamıyor, esip savuruyorlar.
Standard& Poor’s’a kızacaklarına, keşke, “Biz bir şeyi yanlış mı yaptık?” diye düşünme cesaretini gösterseler. Biraz daha itidalli davranmayı başarabilseler çok daha sevimli olacaklar!