Hepimiz mutlaka bir kongreye gitmişizdir. Bir dernek kongresi veya kooperatif kongresi gibi.
Bu kongrelere katılanlar; dilek ve temennilerini anlatır, beğenmedikleri uygulamayı eleştirir, tarafsız olan divan başkanı da “demokratik bir yaklaşımla” daha çok üyenin konuşmasına imkan sağlar, çoğunlukla iki aday olur ve katılımcılar özgür iradeleriyle oylarını kullanır, beğenmediklerinin üzerlerini çizerler, harcamalar ibra edilir, saatler akar gider..
Normal bir kongre gündemini anlattıktan sonra,
Gelelim, Pazar günü yapılan iktidar partisi, Adalet Kalkınma Partisi’nin ikinci olağanüstü kongresine…
O gün, Türkiye’nin ve herhalde dünyanın en kısa “olağanüstü” kongresini izledik. Bir günün üçte birinde, sekiz saat içinde; partinin Genel Başkanı, elli kişilik Merkez Karar ve Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu, Siyasi Erdem ve Etik Kurulu, Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu üyeleri seçildi, bitti.
Görkemli bir sahnede yalnızlık çeken kürsüde sadece, 3 kişinin konuşmasına izin verildi. Biri, delegeleri coşturan sunucu. Diğerleri eski ve yeni genel başkanlar, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım.
Divan Başkanı Bekir Bozdağ ise yerinden konuştu. Bir delege bile bu kürsüye çıkıp, görüşlerini ifade edemedi.
Oysa, çok önemli bir kongreydi. Bana göre Parlamenter Sistemden, “Partili Başkanlık” sistemine geçiş için hazırlanmış, Parlamenter sistemle köprülerin atıldığı bir törendi.
Katılanların söyleyecek sözü olmalıydı. Hayır, öyle olmadı.
-“Temayül yoklamasında” ismi belirlendiği iddia edilen Binali Yıldırım, tek aday olarak kongreye geldi ve seçildi..
-50 kişilik MKYK listesi geldi ve tek çizik bile olmadan, geçti.
-Disiplin Kurulu, Erdem ve Etik Kurulu hatta Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu üyeleri de hiçbir engelle karşılaşmadan seçildi.
-Eski Başbakan görevini bıraktı, yeni Başbakana görev verildi..
Adı üzerinde, “Parti İçi Demokrasi Kurulu” üyeleri bile görüşlerini ifade edemedi, Türkiye’nin her tarafından gelerek coşkuya ortak olan delegeler de dilek ve temennilerini içine atarak geldikleri gibi memleketlerine geri döndü.
Böyle olunca da bir günün üçte biri gibi bir zamanda Ak Parti 2. Olağanüstü Kongresi tamamlanmış oldu.
Vakit geçirmeden, Pazartesi gününden itibaren ülkemizde “Partili Başkanlık” sisteminden kesitler izlemeye başladık. Örneğin bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda hiçbir yasa tasarısı ve teklifi görüşülmeyecek. Sadece, 65. Hükümetin kurulu formalitesini tamamlayacak. Artık TBMM etkisizleştirilecek.
“ Partili Başkanlık ” dönemine geçiş için gereken bir yasa hazırlanacak. Genelkurmay ve MİT, doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlanacak, “Cumhurbaşkanlığına seçilen kişinin partisiyle ilişkisi kesilir” maddesi kaldırılacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kongreye gönderdiği mesajın sonundaki ifade dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yerine,
“Türkiye Cumhurbaşkanı” yazıyordu.
Partili Başkanlık Sistemi, Hayırlı Olsun..