Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarına baktım. Gerçekten de tarih yazıldı. 21 Mart 2013 tarihini bir kenara yazalım.
Bir yanda artık terörist bir örgüt olmaktan çıkmış, devletin tanıdığı karşı bir güç haline gelmiş  PKK… Diğer yanda Türkiye Cumhuriyeti!..
PKK’yı bu başarısından dolayı kutlamak lazım!...Yavrusunu vatanı için şehit vermiş analar da izliyor bu filmi… “Vatan sağolsun” derken düşündükleri çözüm bugün vizyondaki değildi belki ama, yine anlayışla karşılıyorlar… Bir kutlama mesajı da onlara göndermek lazım…
***
Dönem; APO “IN” - TÜRK OLMAK “OUT” dönemi… İlla da bir kimlik istiyorsan Türk olma da ne olursan ol şimdi…
Arkadaşlarımdan biri facebook’da bir mesaj paylaşmış. İçeriği şöyle:
Hepiniz Ermeni oldunuz
Hepiniz Kürt oldunuz
Hepiniz Ahmet Kaya oldunuz
Hepiniz Hrant oldunuz
Bu ülkede bir tek Türk olmak ayıplandı, suç sayıldı…
Bana ne doğru geldi bu mesaj.  İçim yandı…
Türkiye dönülmesi zor bir kavşakta radikal bir şekilde ilerliyor. O kavşak dönülecek belli. Barış hepimizin isteği ama tavizler?!... Ortak bir paydada birleşirken karşılıklı tavizler verilir, olması gereken budur. Ama siyasette verilen tavizler… Satranç tahtasında “şah-mat” için kritik taşı elinden çıkarmaktır bu.
***
Bir tarafta kendine ezildim, ayrıştırıldım, yok sayıldım diye yaşadığı topraklara diş bileyen, eylemlerle ülkesinin canını yakan, kanatan ve hızla çoğalan bir ırk var… Çok belirgin bir şekilde güç denge değiştiriyor.  Diğer tarafta da azınlık olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var. Osmanlının bağrından koparak, değişerek, 1923'te Atatürk ve silah arkadaşları tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti bugün neredeyse PKK’nın legalleştiği süreçle aynılılaştırılıyor. Şehitler, destanlar aynılılaştırılıyor. Dönüp bakınca geriye, sil baştan düzenler yeni azınlıklar! için korkutucu görünüyor.  Yaşanılan yüzyıl sanki bir pazılın bir karesi de parça alıp kaldırılıyor. Yani, tarih siliniyor…
***
Yıl 21 Mart 2013, Diyarbakır’da bir miting… Türkiye Cumhuriyeti’nin (şimdilik!) sınırlarındaki bir ilinde düzenlenen, Türk’ten eser olmayan, ay yıldızlı bayrağının olmadığı bir miting… Yattığı yerde kahraman haline getirilmiş bir liderin! mesajı…  Bir de soruyoruz hiç gereksiz, “o meydanlarda neden Ay-Yıldızlı Al bayrağımız yok?” diye…
Manzaraya bakınız lütfen…
Yeni Anayasa çalışmaları devam ediyor… PKK, Oslo’da da olduğu gibi İmralı’da da, Türkiye’den silahlı grupları çekmek için “Yeni Anayasa”da Türklük vurgusunun kaldırılmasını istedi.  Anayasa ile etnik bir grup haline geliyoruz!...
***
Herkes her şey oldu bu ülkede. Eğitim, uzmanlık aranmadan siyasetçi, sanatçı, gazeteci, akademisyen ve diğerleri… Daha da ileri giderek Alevi, Sünni, Kürt, Çerkes…. Ancak Ata’larımızın bize kanları ile hediye ettiği “Türk” olmayı beceremedik. Utanır olduk. Yaşadığımız haritanın ismini Türkiye, burada yaşayanları Türkiye’li saydık.
Biz yanlış bildik, burası ne Türkiye ne de bizler Türküz!...
***
NOT: Dünyanın şekli ve 23,27 derecelik eğim nedeni ile bir yılda iki kez gece gündüz birbirine eşitlenir. Biri 21 Mart diğeri 23 Eylül. 21 Mart’ta bahar bayramı yaşanır. Bu tarihten sonra Kuzey Yarım Küre’de günler daha uzundur.  23 Eylül’den sonra ise günler kısalır.
Ben öneriyorum 23 Eylül’de de “BAHARA ELVEDA” bayramı yapılsın. Çünkü, uzayan günlerin neye gebe olduğunu gördük. 23 Eylül’den sonra kısalan günlerde bizi neler bekliyor, kalabalığa bakar anlarız. Göremeyenler açısından iyi olur…