Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) düşük enflasyonu yükseltmek için bir trilyon euroluk tahvil alımı ihtimali ile ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırma konusunda temkinli davranacağı açıklamaları piyasalarda olumlu bir hava yarattı. Ancak, yerel seçimde istikrarın devamı yönünde karar veren milli iradeyi görmezden gelen Moody's ise Türkiye'nin devlet tahvili notunun görünümünü negatife çevirdi.
TÜRKİYE’NİN FAİZ İNDİRİMİNE CEVAP MI?
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin devlet tahvili kredi notu görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirdi, notunu "Baa3" olarak teyit etmesi piyasalarda Moody’s’in indirim gerekçelerinin tartışılması gerektiği görüşünü gündeme getirdi. Bu adım ile gelişmekte olan piyasalar arasında en istikrarlı durumda olan Türkiye’de yerel seçimde istikrarın devamı yönündeki milli iradenin görmezden gelinmesi Moody’s’in kararlarını tartışmaya açarken, son notun, Türkiye’de faizlerin indirilmesi yönünde bir iradenin oluştuğu esnada Moody’s’in ‘cevabı’ niteliği taşıyıp taşımadığı da tartışılıyor.
GEREKÇENİN MADDİ TEMELİ YOK
Moody's'in internet sitesinde yayımlanan açıklamada, Türkiye'nin dış finansman durumu üzerinde artan baskının, yurt içi ve yurt dışı yatırımcısının güvenini olumsuz etkilediği öne sürülürken, bunun maddi temelinin olmadığı devamındaki cümlede ortaya çıktı. Açıklamanın devamında, yükselen politik belirsizlikler ve azalan küresel likiditenin yatırımcı güvenini olumsuz etkilediği iddia edildi.
İNANDIRICILIKTAN UZAK
Açıklamada ise bunu savunmak için, “Kısa vadeli büyüme görünümündeki yavaşlama, ülke içinde siyasi çalkantılarla beraber siyasi belirsizlik ortamında büyümeyi güçlendirici reform beklentisinin azalması nedeniyle, orta vadeli büyüme trendi üzerinde belirsizliğe neden oldu” ifadeleri kullanıldı. Ancak bu açıklamanın 20 Mart 2014 tarihine yani seçimler öncesine kadar bir anlamının olabileceği, ancak özellikle yerel seçimlerde milli iradenin ortaya koyduğu tavrın göz önüne alınmadığı şeklinde yorumlandı. Öte yandan açıklamadaki ‘kısa vadeli büyüme görünümündeki yavaşlama’ iddiasıyla ilgili de piyasalar tarafından, “IMF’nin dahi büyümeye ilişkin tahminlerini alaşağı eden Türkiye’deki 4,4 büyüme verileri ile bakıldığında da inandırıcı bulunmuyor” yorumu yapıldı.
PARALEL ETKİYİ ‘KAYDA DEĞER’ BULDULAR
Açıklamada, "Türkiye'nin ekonomik gücü, spesifik olarak büyüklüğü, varlığı ve ekonomik çeşitliliği aynı reyting kategorisinde yer alan ülkelere göre kıyasla daha kuvvetli olmaya devam etmektedir" ifadesi kullanılırken, Moody's'in, 17 Aralık 2013’te paralel yapının siyasi iradeye yönelik başlattığı operasyonu ‘kayda değer’ bulduğu görüldü. Bu kapsamda, “Moody's'in Türkiye'nin not görünümünde değişiklik kararı almasındaki temel unsur, politik dinamiklerin ve küresel likidite koşullarının, kur volatilesinde de görülmesi üzerine, uluslararası ve yerel yatırımcıların güveni üzerindeki olumsuz etkisidir. Bu durum ülkenin mevcut finansman zorluklarını artırmaktadır. Türkiye'de yerel politik risk oluşurken, Moody's, son yerel seçimlerin sonucuna rağmen, Aralık 2013'ten beri yaşanan gelişmelerin iç yoğunlaşan politika bölünmesini vurguladığına işaret etmektedir" denildi.
‘KILÇIK AT’ PİYASALARI TEDİRGİN ET
Türkiye'nin not görünümde yapılan değişikliğe bir diğer önemli sebebinin Türkiye'nin zayıflayan büyümesi olduğu belirtilirken, 2014 yılında ekonomik büyümenin yüzde 2,5, 2015'te ise yüzde 3 olarak gerçekleşmesinin beklendiği ifade edildi. Ancak bugüne kadar Türkiye’nin büyümesini tutturamadıklarına bakmadan “Yakın vadede dış finansman dengesizlikleri büyük ve Türkiye halen dış finansman ve ödemeler dengesi üzerinde baskılara maruzken (not artırımı) olası değil” ifadeleri kullanılarak, “kılçık at piyasalar tedirgin et” mantığının sürdüğü görüldü.