2002 yılında hızla hazırlanarak çıkarılan Kamu İhale Kanunu’nda (KİK) süreç içerisinde eksiklikler giderilir düşüncesiyle birçok konuyu kapsaması bugün sorunlara yol açıyor. 4734 sayılı Kanuna bakıldığında esasen bütün kamu alımlarının kanun kapsamında yapılması gerektiği görüntüsü ortaya çıkmakla birlikte, bazı ihtiyaçların kanunda öngörülen süreçlere bağlı kalınarak temininde ise zorluklar çıkıyor. Türk ihale kanununa tabi alımlarla ilgili 9 yıldır düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemeler, AB ülkeleri ihale kanununda en başta konulan istisnaları içerse de, AB ülkelerinde acele edilmeden hazırlanan ihale kanununda istisnalar en baştan belirlendiği için bugün sıkıntı oluşturmuyor. Ancak, Türkiye’de yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2003’ten bu yana kanunda 27 istisnai değişiklik yapılmak zorunda kalınması tartışmaları da hep gündemde tutuyor.
İSTİSNALAR KANUNUN SİSTEMATİĞİDİR
Maliye Bakanlığı yetkilileri ise “İstisnalar kanunun sistematiğidir” tespiti yapıyor. “Kanun AB’ye uygun hazırlandı ama sonradan bozuldu” eleştirilerine yol açtığını hatırlatan yetkililer, AB’de ihale kanununda kapsamda olan istisnalar yer alırken, bizde önce her şeyin kapsama alınması, sonra kapsamdan çıkarılmasının sıkıntı oluşturduğunu belirtiyorlar. Yetkililer ayrıca çıkarılacak istisnalardan bazılarının arızi olduğunu süreklilik arz etmediğini belirtirken “Kanun kapsamından çıkarıp, başka bir kanuna yerleştirilemediği için istisna durumunda olanlar oluyor” değerlendirmesi yapıyorlar.
BAKAN ŞİMŞEK: İSTİSNALAR AB DİREKTİFLERİNE UYGUN
KİK’teki istisnalar meselesiyle ilgili olarak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz haftalarda Maliye Bakanlığı’nın Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinde de soruları cevaplarken, yapılan istisna düzenlemelerinin AB kamu alımları direktiflerinde de öngörüldüğünü söyledi. Bu kapsamda 2011’de istisna kapsamında gerçekleştirilen alımların toplam tutarının, toplam harcamaların yüzde 15,85’ine karşılık geldiğini kaydeden Şimşek, 2012 yılı 9 aylık dönemde ise bu oranın daha da gerilediğini belirtti.
5 BİN ŞİKAYET YAPILDI
İhale kanunu ile idari yargı aşaması öncesinde şikayetlerin incelenerek çözüme kavuşturulması mekanizmasının da getirildiğini belirten Şimşek, 2011 yılında 4 bin 670 şikayet başvurusu yapıldığını hatırlattı. 2012 sonunda bu sayının 5 bin civarında olacağını tahmin ettiklerini söyleyen Şimşek, “Bu kapsamda 2011 yılında şikayet edilebilir ihale sayısının (istisna ve kapsam dışı hariç, çerçeve anlaşma kapsamındaki münferit sözleşmeler dahil) 124 bin 626 olduğu dikkate alındığında, 4 bin 670 olan şikayet sayısının toplam ihale sayısının yaklaşık yüzde 4’üne karşılık gelmektedir” dedi.
ŞİKAYETLERİN YÜZDE 82’Sİ DAVASIZ ÇÖZÜLDÜ
Şimşek ayrıca, şikayet üzerine Kurulca verilen kararların da 2011’de yüzde 82’sinin dava konusu edilmeden kesinleştiğini, yalnızca yüzde 18’inin idari yargıya götürüldüğünü söyledi. Şimşek, yargıya intikal ettirilenlerin yüzde 19’unun KİK aleyhine sonuçlandığını vurguladı.
İSTİSNALAR NEDEN ARTIYOR?
Öte yandan istisna sayılarının her geçen gün artmasının birkaç temel nedeninin bulunduğu belirtiliyor. İstisnaların artmasının nedenleri şöyle sıralıyor:
“AB direktiflerinde de olduğu gibi genel düzenlemelerden farklı usul ile alım yapılması öngörülen enerji, su, posta ve haberleşme sektöründeki idarelerin yapacakları alımlar istisna oluşturuyor. Savunma ve güvenlik gerekçesiyle yapılan alımlar istisna oluyor. Zaten bu konu AB’de farklı bir direktifle düzenlenmiş. AB direktifinde de genel düzenlemelerden istisna olarak yapılması öngörülmüş. İstisna doğuran bir diğer husus esasen bir kamu kurumu tarafından üretilen mal veya hizmetlerin doğrudan bu kurumlardan alımıdır. (Örneğin; Devlet Malzeme Ofisi’nden yapılan alımlar ve TCDD’den alınacak yolcu taşıma hizmetleri gibi.) Son olarak da uluslararası yükümlülüklerden kaynaklanan niteliği gereği hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi gereken alımlar.”
Esen kalın...
[email protected]