Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından düzenlenen “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı” seminerinde, tasarının TBMM Alt Komisyonu’nda görüşüldüğünü ve Meclis’in tatil olması süresi olan 30 Haziran’a kadar çıkarılacağını söylerken, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yıllardır çözümlenemeyen 8-10 konunun olduğuna dikkat çekiyor. “Sendikacılık ya da bakancılık oynarsak, yıllar yine geçecek" diyen Bakan Çelik, yasanın çıkması açısından perde arkasında sendikalarda ya da işverenlerde bir çaba olabildiği şüphesini de dile getiriyor. Böyle bir çaba varsa sendikalara da, işverenlere de yakışmayacağını dile getiren Bakan Çelik, "İş kazası meydana geliyor, Çalışma Bakanı olarak omuzumdaki yükten dolayı o gün yerin altına giriyorum” diyor.
İşveren kesiminin yasa tasarında bir işçinin dahi çalıştığı 50’den az iş yerlerinde iş güvenliği uzmanının yer almasını, dolayısıyla 1 milyon 300 bin iş yerinde iş yeri hekimliği uygulaması getirilmesi gibi konulardaki eleştirilerine de sert yanıt veren Bakan Çelik, şöyle devam ediyor:
HER GÜN 3 KİŞİ ÖLÜYOR
“Bütün dünyada gelişmiş ülkelerde müstakil iş sağlığı güvenliği yasası var ama bizde yok. Mevcut düzen devam etsin, mevzuat eksikliğinden dolayı ölümler devam etsin düşüncesinin benim dünyamda yeri yoktur. Önce hepimiz üzerimize düşeni yapalım, sonra başka yerlere havale edelim. Yasa şu anda TBMM gündemine gelmiş bulunuyor. İrade olarak çıkmasından yanayız, ama başından beri taraflarca yapılan düzenlemeye şimdi taraflar itiraz ediyorsa, neden Meclis’e kadar geldi. Tarafların açık ve şeffaf olması gerekiyor. Türkiye’de her gün 3 kişiyi kaybediyoruz. Dünyada dakikada 4 kişi yaşamını yitiriyor. İşçi ölümleri oranının 100 binde 16.8’lerden yüz binde 9’lara getirmek önemlidir, ama yine de yeterli değildir.”
ÖLÜMLERİN YÜZDE 57’Sİ 50 ALTINDA İŞÇİ ÇALIŞTIRANLARDA
Türkiye’de 1 milyon 426 bin iş yerinin bulunduğuna da dikkat çeken Bakan Çelik, bunların yaklaşık yüzde 2’sinin 50 ve üzeri işçi çalıştıran iş yerleri olduğunu ve bu iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği uzmanı şartı bulunduğunu kaydediyor. İş güvenliği uzmanı şartının ise 50’den az işçi çalıştıran işyerlerinde olmadığına işaret eden Çelik ölümlü kazaların yüzde 57’sinin ise 50’den az işçi çalıştıran iş yerlerinde olduğunu söylüyor. Bakan Çelik bu arada çok yerinde şöyle bir değerlendirme yapıyor:
“O zaman bunları da dahil etmek gerekiyor. Bu tasarının iki önemli yapısı var. Birisi kamu ve özeldeki bütün çalışanları kapsama alması, diğeri ise önleyici ve iyileştirici yapısının olmasıdır. Tasarı ‘herkes görevini yaptı mı, yapmadı mı’ bunu sorgulayan bir düzenlemedir. Dört dörtlük müdür? Değil. Zaten o nedenle TBMM Alt Komisyonu’na gitti. Bu yasaya işveren ya da kamu taassubu ile bakmamak lazım. ‘Önce insan ve insan sağlığı’ yönüyle bakmak lazım.”
PARA İLE İŞYERİ GÜVENLİĞİ SAĞLANIR KAYGISI
İş güvenliği hukuku uzmanları ise tasarıda işverenlerin ortak sağlık güvenlik merkezi kurarak hizmet alımı yapmasına imkan veren yönünün ise kaygı verici olduğuna dikkat çekiyorlar. Uzmanlar, işverenlerin sağlık güvenlik merkezi maliyetinden kaçınmak için ortak iş yeri güvenliği sağlamaya yönelebileceklerini söyleyerek, olası bir kazada ise işverenlerin tazminat ödeme ile karşı karşıya kalabileceklerine dikkat çekiyorlar.
Esen kalın...
[email protected]