KAYITDIŞI EKONOMİNİN ORANI YÜZDE 26.5'E GERİLEDİ
Kayda geçirilmeyerek devletten gizlenen ya da geçirilmediği için denetlenemeyen faaliyetler olarak tanımlanan kayıt dışı ekonomi ile ilgili mücadelede bir virajın daha geçildiği ortaya çıktı. 2010’da yüzde 28,3’ler seviyesinde olan kayıt dışı ekonomi oranı, 2013 sonunda yüzde 26,5’lere geriledi. Kayıt dışılık oranı 2003 yılında ise yüzde 32,2’ler seviyesinde idi. AB üyesi ülkelerde aynı dönemlerde kayıt dışılık oranı yüzde 22,3’lerden yüzde 18,9’lara gerileyebildi. 27 AB ülkesinin kayıt dışılık ortalaması ise yüzde 18,4’leri buluyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı 1-7 Mart tarihlerinde kutlanan ‘Vergi Haftası’ nedeniyle “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejileri ve Türkiye’de Mükellef Haklarının Geliştirilmesi” konusunda mükelleflere yönelik bilgilendirmeler yaptı. Bu toplantıların mükellefler başta olmak üzere toplum kesiminde farkındalık oluşturulmasının amaçlandığını ifade eden Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) Denetim ve Uyum Daire Başkanı Faruk Gözübüyük, kayıt dışılığın nedenlerinin başında toplumsal farkındalığın zayıf olmasının geldiğini söyledi.
BÜROKRASİ DE KATKI SUNUYOR
Gözübüyük, kayıtdışı ekonominin gelişmesinde ayrıca, vergi ve sosyal güvenlik katkı paylarının ağırlığının, mevzuattan kaynaklanan sorunların olduğuna da vurgu yaparken, yanı sıra yolsuzluk ve bürokrasinin de etken olduğunu belirtti. Kayıtdışı ekonominin sonuçlarının ise kaynak kullanımına, haksız rekabete, sosyal güvenlik sistemine, tüketici haklarına ve işletmeye zarar verdiğini kaydeden Gözübüyük, tüm bunlardan dolayı kayıtdışı ekonominin vatandaşla devlet arasında ilişkileri olumsuz etkilediğini ifade etti.
KAYITDIŞILIK GÜVENSİZLİK YARATIYOR
Kayıtdışı ekonominin yüksek olduğu ülkelerde vatandaşın devlete, devletin vatandaşa güvenmediği tamamen güvensiz bir ortamın oluştuğunu ifade eden Gözübüyük, “Kayıtdışı ekonomi haksız rekabete neden olurken, firmalarımızın da ölçek ekonomisinden uzaklaşmasına, birbirleriyle haksız rekabetine neden oluyor. Böylece firmalarımız dünya firmaları ile rekabet edemiyor, ekonomide ise istihdamı ve refahı aşağı çekiyor” değerlendirmesi yaptı.
BİR VİRAJ DAHA GEÇİLDİ
Kayıtdışı ekonomi ile mücadelede önemli bir virajın daha geçildiğini ifade eden Gözübüyük, 2003 yılında GSYH’ya göre yüzde 32,2 oranında ölçülen kayıtdışı ekonominin oranının 2013 sonunda yüzde 26,5 oranına gerilediğini kaydetti. Gözübüyük, 2003’te yüzde 51,7 olan kayıtdışı istihdamın toplam istihdama oranının da 2013 başında yüzde 36,5’lere gerilediğine işaret etti. Gözübüyük söz konusu gerilemeyi sağlayan unsurların başında ise “e-fatura, e-defter, e-beyanname, mükellef geri bildirim sistemi ve elektronik öndenetim sistemleri”nin uygulamaya geçirilmesinin etken olduğunu söyledi.
KAYIT DIŞILIĞI ÖNLEYECEK YENİ ADIMLAR
Daire Başkanı Gözübüyük, kayıt dışı ekonomiyi daha da azaltacak önlemlerin başında yakında tamamen uygulamaya geçirilecek olan e-fatura kullanımı ile mükellef faaliyetlerinin sicil kayıtları ile uyumlu hale getirilmesinin olduğunu vurguladı. 31 Aralık 2015 tarihine kadar da banka POS’larının tamamının ödeme kaydedici cihazlarla uyumlu olacağını hatırlatan Gözübüyük, kayıtdışı ekonomi ile mücadelede bir diğer unsurun da serbest bölgeler bilgisayar uygulama programının tüm serbest bölgelerde aktifleştirilmesi olduğunu ifade etti. Gözübüyük, bu programdan elde edilen bilgilerin MASAK, TÜİK ile paylaşıldığına işaret ederken, işletmelerin kayıt altına alınmasında bir aşamanın daha geçildiğini söyledi. Gözübüyük, “EPDK’dan elektrik dağıtım lisansı alan şirketler ve OSB tüzel kişilikleri ile doğalgaz dağıtım lisansı alan şirketlerce vergi mükellefiyeti bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin işyeri abone işlemi tesis edilmeyecek ve sözleşme düzenlenmeyecek” dedi.
İNTERNETTE TİCARET’TE HOLLAN’DA MODELİ TAMAM
Son olarak kayıt dışı ekonominin hızla geliştiği internet üzerinden yapılan ticaretin de kayıt altına alınması yönünde çalışma yaptıklarını ifade eden Gözübüyük, bu alanda teknik ve hukuki altyapının oluşturulmak üzere olduğunu, Hollanda’da uygulanan modelin Türkiye’ye uyarlandığını kaydetti.