Winston Churchill Atatürk’ün ardından; “Dünyaya her 100 yılda bir dahi gelir, bu yüzyılın DAHİSİ VE KAHRAMANI Türklerden çıktı” demişti.
 Müjdeler olsun! 90 yıl sonra biz bir tane beklerken geldi 63 tane… Hem de en “Akil”inden… Nur topu gibi…
Çözüm sürecinde Hükümet’in Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeleri halka enforme edecek başka bir deyişle sürece katkı sağlayacak “Akil İnsan” heyeti 63 kişiden oluşuyor. Heyet, Türkiye’nin şimdilik! 7 bölgeden oluşan coğrafyasına 9’ar kişi olarak bölündü.
Heyet oluşturulurken üyelerin Kürt sorunu konusunda birikimleri ve toplumda belirli bir itibarlarının olmasına özen gösterildi. Heyet, yazar,  sanatçı, akademisyen ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden seçildi.
***
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Akil İnsanlar”a para ödenmediğini belirtti. Ergin, "Bunlar gönüllü hizmetlerdir. Ülkelerinin geleceklerini düşünen vatansever kişilerdir. Yaptıkları çalışmalar da Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından organize edilmektedir" dedi.

Tartışmayı severiz millet olarak… Asıl sorulması gerekeni değil, konuyu çarpıtanı seçeriz ve tartışırız… “Akil İnsanlar”a para veriliyor mu? Doğrusu çok da ihtiyaçları var. Geçinmek için ek iş yapıyorlar ne yazık ki!...
Merak ediyorum, “ Akil İnsanlara” para verilse idi, bu onları “Akil İnsan” konumundan çıkarmaz mıydı?  Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından organize edilen heyet, böylece doğrudan kamu personeli olmayacak mıydı? Bir de sigorta! Mis… Sırtını devlete dayamak diye buna diyorlar!...
Sorulara devam..
 “Akil” çalışanlara sigortada bağlatılacak mı?
Çalışma süreleri belirli mi? Bir memur ya da işçi gibi mi çalışacaklar?
Sözleşmeli mi, kadrolu mu olacaklar?
Çalışırken yaşadıkları” iş kazasına” mı girecek? Buna karşılık dava açabilecekler mi? 
 “Akil” olmanın bir süresi var mı?
“Akil”likten istifa edebilecekler mi?
Özellikle sanatçı olan Akiller, Devlet Sanatçısı kapsamına alınacak mı?
Akiller Nobel Barış Ödülüne aday gösterilir mi?
***
Çalışmalara başlandı. Söylemlere bakılırsa bizim Akiller “Akil fırtınası” yapıyorlar.
Ege Bölgesi’nin akillerinden Baskın Oran, “Bu süreç başarılmazsa metrolar, AVM’ler her gün patlar” demiş.
İç Anadolu Bölgesi “Akil”lerinden Celalettin Can, “Kendim de Kürdüm” dediği konuşmasında “Bir savaş çıkar, sınırlar yeniden çizilir” demiş.
Görülen o ki, Akiller ya görevlerini anlayamadılar ya da amaçları korku salmak. Onlardan beklenen bu mudur?
Biz sürecinin “akil” açılımını seyrederken siyasi partilerimiz milletvekillerine yeni ayrıcalıklar getiren düzenleme üzerine çalışmışlar.
Teklif yasalaşırsa, vekillerin araçlarına ceza kesilmeyecek ve görev başındaki milletvekili araçlarına ambulans ve itfaiye araçları gibi "geçiş üstünlüğü" tanınacak.
Milletvekilleri ömür boyu diplomatik pasaport kullanma hakkına sahip olacak…
Emekli milletvekillerinin aylıklarında yaklaşık bin liralık bir artış sağlayacak…
Devletin yeni kamburlarından biri belli oldu…
 Ortada dolaşacak, “ben kimim, biliyor musun?” kartvizitinin sonsuz referansını düşünemiyorum bile… Kelimeler kifayetsiz…