Kürtlerin Diyarbakır’daki Nevruz Kutlamalarına yazılı mesaj ile katılan Abdullah Öcalan PKK’ya, “sınır dışına çekilin” dedi; beklenen cevap bir ayı birkaç gün geçiyordu ki, Kandil’den geldi.
Murat Karayılan, 8 Mayıs’tan itibaren PKK üyelerinin Türkiye sınırları dışına çıkmaya başlayacağını söyledi.
Abdullah Öcalan’ın mesajı Kürtlere idi, Kürtçe okundu. Karayılan’ın mesajı ise Türklere idi, açıklama Türkçe yapıldı…
Karayılan, çekilmenin 3 aşamalı gerçekleşeceğini vurguladı.
*Çekilme gerçekleştirilecek.
*Yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi beklenecek.
*Normalleşme sürecinde silahlar bırakılacak.
Karayılan konuşmasının satır aralarında gözdağı vermeyi de ihmal etmedi: “Herhangi bir saldırı durumunda çatışmazlık hali sona erecek, çekilme duracak.”
Merak ediyorum hangi PKK sınır dışına çekilecek?...  PKK silahlı eylemlerini hep sınırlarımıza sızarak yapmadı mı, bunun üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri sınır dışı operasyonu başlatmadı mı? PKK’nın ana üssü konumundaki Kandil zaten Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları dışında değil mi?
***
İstatistiklere göre Türkiye’de ortalama nüfus artışı yüzde 2.4. Bu rakam Güneydoğu’da yüzde 4.0 Yüzde 4.0 Kürt nüfusunun artış oranını gösteriyor. Kürtler sadece bu bölgede kalmamışlar ve Türkiye’nin büyük şehirlerine ve kıyı şeridine yerleşmişlerdir. Yani, Güneydoğu’dan bu bölgelere nüfus kaydırılmıştır.
Şimdi söylenen çekilme bu olsa gerek!… Büyükşehirlerde ve kıyı şeridinde nüfus ciddi oranda azalacak gibi görünüyor!…
***
Barış hepimizin isteği… Akan kan durmalı!...
Türkiye’deki Kürt meselesi bilindiği gibi dış kaynaklı. Türkiye’nin dünya üzerinde öyle çekici bir konumu var ki, Türkiye’deki iç huzuru kim ister?!...
***
Sessiz sedasız geldikleri güzergahtan gidecek olan PKK, Ana yuvalarına dönerken karakollardaki, denetleme kulelerindeki Türkiye’nin güvenlik güçleri nereye çekilecek?...
Şimdi biz bu soruları sorunca gelecek yüzyılda “gerici” olarak mı değerlendirileceğiz?... Alkışlayanlar mı, sorgulayanlar mı “doğruyu gören” olacak? İstenen ne? Sorgusuz, alkışlara biz de mi katılalım?
Her seferde AKP-PKK görüşmelerini, “devlet görüşüyor” diye yorumlayan Hükümet’e karşılık Karayılan’ın muhatabı için, “hükümet, iktidar” demesini mi alkışlayalım?
Kürt sorununun çıkmasının asıl sebebinin uluslar arası güçler olduğunu bilen, söyleyen Karayılan’ın bu itirafını mı alkışlayalım?
Yine Karayılan’ın sürecin çözümü için ABD, Avrupa ve Rusya’yı destek vermeye çağırmasını mı alkışlayalım?
Bizim görevimiz alkışlamak mı?