Başbakan Erdoğan’ın TBMM Genel Kurulu’nda 2013 Merkezi Bütçe Kanun Tasarısıgörüşmelerinde 27 Nisan e-muhtırasının ekonomiye maliyetinin 2 milyar dolar olduğunu söylemesi, gözleri ekonomide daha büyük kayıplar oluşturan Ak Parti’nin kapatma davasına çevirdi. Kapatma davasının açılmasının bile ekonominin 16 damarına neşter vurarak ekonominin yüzde 13,7 küçülmesine neden olduğunu ortaya koydu. AK Parti MKYK Üyesi Bülent Gedikli, Ak Parti kapatma davasının başladığı Mart 2008-Temmuz 2008 döneminin Türkiye’nin ikinci çeyrek büyüme dönemine denk geldiğini belirterek, büyüme oranının önemli ölçüde düştüğünü söyledi. Gedikli,“Dava açılmadan önce 2008 ilk çeyrekte büyüme yüzde 7,2 iken, davanın açıldığıMart ayından sonra ikinci çeyrekte büyüme yüzde 2,8’e geriledi. Üçüncü çeyrekte yüzde 1’e, son çeyrekte ise yüzde (-6.5) oldu. Eğer kapatma davası olmasaydı,2008 yılı büyüme oranımız çok daha yüksek çıkacaktı” tespiti yaptı.
28ŞUBAT İLE TERÖR TÜRKİYE’YE AYNI ZARARI VERDİ
Türkiye’de yaşatılan önemli kaoslar arasında olan 28 Şubat 1997’nin son 30 yılda terörün ekonomiye yaptığı etki kadar bir etkisinin olduğunu hatırlatan Gedikli, 28Şubat’ın ekonomiye maliyetinin 291 milyar dolar olduğunu vurguladı. Gedikli, “Terörün verdiği zarar 300 milyar dolar olurken, 28 Şubat’ın da verdiği zarar bir o kadar oldu. Böylece ikisinin ülkeye zararı 600 milyar doları buldu” değerlendirmesi yaptı.
ÜLKENİN BÜYÜMESİ DURDURULDU
Benzerşekilde bir kaosun da Ak Parti’ye 2008 yılı 17 Mart’ında açılan davayla ile başlatıldığını dile getiren Gedikli, ekonomide yaşanılanların bazı çevrelerce AB’de başlayan küresel krizin etkisinin Türkiye’de yansıması iddialarının da gerçeği yansıtmadığını söyledi. Gedikli, “Türkiye ekonomisinde durum oldukça iyiydi. Yılsonundaki küçülmenin temel nedeni kapatma davası oldu. Bu iddialarda bulunanlar, Ak Parti kapatma davası sürecinin etkileri göz ardı etmeyi amaçlamaktadır” dedi.
BÜYÜMEDE EKSİLERE ULAŞILDI
Kapatma davası ile büyümede ciddi düşüş görüldüğünü belirten Gedikli, “2007’nin 3. çeyreğinde yüzde 3,2 olan büyüme, son çeyrekte 4,2’ye çıkmıştı. 2008’in ocak-şubat-mart aylarını kapsayan ilk çeyreğinde ise yüzde 7,2’ye ulaştı. Davanın açıldığı 17 Mart-30 Temmuz arasıolan 2’inci çeyrekte büyüme yüzde 2,8’e düştü. Etkileri devam ederek, üçüncü çeyrekte yüzde 1, son çeyrekte yüzde -6,5 oldu. Böylece yılın başından itibaren büyüme rekoru eksilere düşerek, 2008 yılı büyümesi yüzde 13,7 küçülme yaşadı”dedi.
16 EKONOMİK VERİ ÇÖKÜNTÜYÜ ORTAYA KOYDU
Bu dönemde ekonomideki gelişmeleri en iyi şekilde ortaya koyan 16 ekonomik verinin nasıl çöküntü gösterdiğini söyleyen Gedikli, Merkez Bankası gecelik borçlanma faiz oranlarının Şubat 2008 ayında yüzde 15,25’lere gerilemişken, Temmuz ayında yüzde 16,75’e ulaştığını vurguladı. Gecelik faiz oranlarının tekrar düşüşe geçmesinin ancak Ekim 2008’den sonra olabildiğinin altını çizen Gedikli, ortalama 42 bin 290- 44 bin 777 arasında olan İMKB 100 endeksinin de o dönemle birlikte 39 binlere gerilediğini hatırlattı. Gedikli, TL cinsi iskontolu devlet iç borçlanma senetlerinin ihracındaki ortalama bileşik faizlerin de yüzde 16,75’lerden yüzde 20,40’la yükseldiğini kaydederken, bu senetlerin ortalama maliyetinin ise yüzde 16,2’lerden yüzde 21,5’lara çıktığını vurguladı.
MERKEZİN YURTDIŞI TAHVİL İHRACI YERLERE SERİLDİ
Merkez Bankası’nın yurtdışına tahvil ihracında 2002’li yıllara kadar bir yıllık seviyelerde olduğunu hatırlatan Gedikli, bu sürenin Ocak 2008 döneminde 30 yıl vadeli bir döneme kadar yükseltildiğini hatırlattı. Gedikli, kapatma davası ile birlikte tahvil ihracındaki sürenin ortalama 6,9 yıla gerilediğini söyledi.
REEL SEKTÖR SATIN ALMA GÜCÜ DÜŞTÜ
Kapatma davasının piyasalardaki en olumsuz etkisinin reel sektörün gelecek 6 aylık dönemdeki satın alma gücü ile ilgili beklenti anketinde daha iyi görüldüğünü kaydeden Gedikli, “2008’in başında ‘çok daha iyi olacak’ diyen piyasa, Mart-Temmuz arasında ‘çok daha kötü olacak’ demeye başladı. Yine Merkez Bankasıiktisadi yönelim anketinde de aynı eğilimin olduğu görüldü. Reel kesim güven endeksi ise yüzde 100’ler seviyesinden yüzde 78’lere geriledi. Bu durum yatırım harcamalarını geriletti. Gelecek 3 aylık üretim hacminin de yüzde 140’lar seviyesinde yüzde 110’lara gerilemesine neden odu. İmalat sanayi kapasite kullanım oranları da üretim değeri ağırlıklı olarak yüzde 80’lerin üzerinde iken yüzde 65’lere geriledi” diye konuştu.
İÇ TÜKETİM DARALDI
Piyasanın hareketliliğini gösteren iç tüketim ürünlerden otomobil üretiminde de yaşanan gerilemenin ekonominin nasıl hale getirildiğine iyi bir örnek oluşturduğunu kaydeden Gedikli, binek otomobil üretiminin 7 bin adetlerden 2 binlere, kamyonet üretimi ise 5 bin adetlerden bin 500’lere gerilediğini söyledi.
E-MUHTIRANIN SADECE FAİZ MALİYETİ 2 MİLYAR DOLAR
Başbakan Erdoğan’ın 27 Nisan’da verilen e-muhtıranın ekonomiye etkisinin 2 milyar dolar olduğu tespitinin ise çok doğru olduğunu belirten Gedikli, “Ekonomiye sadece faiz yönüyle etkisi 2 milyar dolar oldu. Hükümet dik duruş sergilediği için piyasa e-muhtıranın getirdiği olumsuzluğu satın almadı. Erken toparlandıpiyasalar. Ancak buna rağmen hazine borçlanması sonucu bütçeye yansıması sonucu getirdiği yük 2 milyar dolardır” dedi.
ENDİŞELER FAİZLERİN YÜKSELMESİNE SEBEP OLDU
Bu endişelerden dolayı faizlerin yükseldiğini dile getiren Uğur, “Devlet bu sefer yüzde 10-11 ile borçlanırken, 18-20 ile borçlanmaya başladı. Bunların ekonomiye en az 2 milyar dolar zararı oldu. Bu hazinenin zararı 2 milyar dolar. Yatırımlar gecikti. Dışarıdan gelecek yabancı yatırım gelmedi. Üretim aksadı,ihracat daha ağırlaştı. Yani bunun çok daha üstünde ekonomiye zararı oldu. Böyle belirsizlik ortamı olunca, para kaçıyor. Yatırımcılarda acaba yatırım yapalım mı yapmayalım mı endişesi oldu. O dönemde artan faiz ve dövizler ile borsadaki düşüşlere baktığımız zaman ekonomiye ne kadar maliyeti olduğu ortaya çıkar” değerlendirmesi yaptı.
Sevgili okuyucular; İyisiyle kötüsüyle bir yıl daha geçti. Yeni yılın herkese mutluluk getirmesi dileğiyle...
Esen kalın...
[email protected]