Çarşı'nın darbe planı (!)
Demokratik sistemimizin temel taşlarını oynatan Taksim ve Gezi olaylarından sonra yıllar geçti,
geçiyor, hükümet hala bu olayların rövanşını almak niyetinde.
Bu niyetinden bir milim de sapmıyor.
Çünkü parelel yapı ile Gezi olayları arasında “parelellik” kurma takıntısını henüz aşabilmiş değil.
Peki ama bir ülkenin adalet sistemi, demokrasilerde ne işe yarar?
En basitinden hükumetlerin keyfi tutum ve davranışları, hatalı eylemleri, yanlış kararları, kasti
tutumları ve “havai niyetleri” varsa, bunları hayata geçirmek istiyorsa tüm bu hataların önünü
keser, kanunları uygular ve haksız suçlananların yanında yer alır.
Yani hak ve hukuksuzlukların önüne geçer.
Yani hukukun üstünlüğünü savunur ve gereklerini yapar.
Şimdi bakıyoruz ki, yargımızın iddia yani savcılık tarafı, Gezi olaylarında adını sıkca duyduğumuz
Beşiktaş Spor Kulübünün taraftarlarını bünyesinde barındıran Çarşı Grubu liderleri hakkında
iddianame hazırlamış.
Güya bu taraftarlardan 35'i, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmişler.
İddia bu.
Bir çok iddia sıralanmış ama en ağır suçlama bu.
Yani Gezi ve Taksim olayları sırasında yüzbinlerce kişinin katıldığı ve günlerce süren olaylar
sırasında 35 elebaşı (!) bir çok suça bulaşmış. Terör örgütü kurmuşlar (!), olayların sırasında
hükümeti devirmeye kadar eylemlerini (!) sürdürmüşler.
Ama herhalde başarılı olamamışlar.
Çünkü hükümet devrilmiş filan değil.
Tam tersi, Taksim ve Gezi olaylarını bastıran, pırıl pırıl gençlerimizin ölümüne neden olan
olaylardan sonra yapılan ilk seçimde hükümetin partisi olan AKP başarılı sonuç almıştı.
Hatta beklenmedik başarıya imza atmıştı.
Gelelim iddianameye.
İddianamedeki belge ve bulguları bilmiyoruz.
16 Aralık'taki ilk duruşmada göreceğiz belgeleri bulguları şikayetleri...
Şikayet deyince nedense akıllar karışır.
Toplum olaylarında kim kimi şikayet eder ki diye aklımıza sorular takılır.
Ama bu Gezi olaylarında şikayetci var.
Hem de 9 polis memuru.
Yani devlet görevlileri.
Yani olayların bastırılmasında görev yapan polisler.
Esas onun üzerinde durmak gerek.
Dönemin Başbakanı Erdoğan 'ın, Gezi olaylarının şiddet kullanılarak bastırılmasından sonra
“kahraman” ilan ettiği onbinlerce polisten sadece 9'u, Çarşı Gurubunun 35 elebaşısı (!) hakkında
şikayette bulunmuş.
Bakar mısınız duruma:
Onbinlerce polis arasından sadece 9 memur.
Herhalde olaylar sırasında, gençlerle çatışmalarda sıyrık filan aldıkları için şikayetci olmuşlardır.
Olaylarda kimler yaralandı, kimler görme özürlü hale getirildi, kimler sakat kaldı, polislerin ve
hükümetin, hatta iddianameyi hazırlayan savcının umurunda değil.
Amansız ve orantısız güç kullanılarak olayların bastırılması anında ölen gençlerin davaları henüz
sonuçlanmış da değil üstelik.
Ama devrin Başbakanı Erdoğan'ın, olayları şiddet ve orantısız güç kullanarak bastıran ve üstelik
“aslan ve kahraman” ilan ettiği polislerinden sadece 9'u, herhalde yaralandıkları için Çarşı Grubu
elebaşılarından (!) şikayetciler.
Vah... Vah... Vah...
Buna çok üzüldüm...